• bir gece kalabalık bir grupla otururken açtım televizyonu. bam teli rastgeldi. bir öğretmen konuşmaya başladı. konuşmamızı böldüğü için bir anlık bakış akıp, devam edecektim. ama "yol 5 saat" sözleri beni kilitledi. "nasıl ya" eşliğinde pekçok söz sarfettim önce. sonra yarım saatlik bile mesafede olmayan okulum ve yoldaki bıkkınlık hallerim geldi aklıma. müzik çalarımı unuttuğum anlardaki kendime kızmalarım sonrasında.

    "yazık ya adama" diye iç geçirirken, tayfun talipoğlu'nun sorusuna cevaben "bizim girdiğimiz sene 18 tercih hakkımız vardı, 18i de öğretmenlik" demesiyle iyice afalladım. idealist olmak böyle bir şey diye geçirdim içimden. kendi ideallarimi sorguladım. sustum. hayran kaldım.

    bu belgeselle bir kez daha anladım ki, öğretmenler hayata bakışımızı, duruşumuzu etkileyebiliyor. çok güzel bir kız çocuğu "ileride örtmen olcam, çünkü örtmenimi çok seviyom" dedi mesela. içim eridi. ben de diyebilseydim keşke zamanında. keşke böylesi idealist olabilseydim çocuk yaşımda.

    "güneydoğu'ya sürülmek" vardır ya öğretmenlikte, oradaki öğretmenler öyle tatmin olmuş görünüyorlardı ki. 18 tercihi de öğretmenlik olan öğretmen, ilk başlarda çok korktuğunu, gece yatarken kapısını kilitlediğini ama sonraları gece dışarıda yatacak kadar diyarbakır'ın terörizmden uzak olduğunu, oranın insanının çok çok misafirperver olduğunu ve bahsedildiği kadar kötü olmadığını söylerken öyle mutmain görünüyordu ki..

    başka bir öğretmen, okula geldiğinde okul binası, sıralar, masalar ve öğrenciler dışında hiçbir şey olmadığını; kalorifer başta olmak üzere pekçok şeyi kendi çabalarıyla ekleyerek aşama kaydettiklerini söylerken, ben, okuldaki klimayı fazla açtılar diye söylenmelerimi hatırladım. "okul bütçesi" diye bir şey söz konusu olmadığı için, boyaları dahi kendileri (öğretmenler kendi aralarında) alıp; her hafta birinin sınıfını boyadıklarını söylerken, zamanında duvarlara çiziktirdiğim abuk yazıları ve tekmelerle aşınmış duvarları hatırladım.

    kızdım kendime elbet. bunca bolluk içerisinde nankörlük yapışlarıma. sabahları uyanmak bilmez halime.

    öğretmenin "10-15 kilometre merkez demelerine rağmen 35 kilometre çıktı" demesine rağmen, pes etmeyip devam etmesi kazındı aklıma..
  • sakalın alt dudağın hemen altındaki bölümü.
  • bam (bem) kelime olarak evin üstü, çatı demektir. türkçe'de dam olarak kullanılır. bir musiki terimi olarak kullanılan bam telinin orijinal telaffuzu 'bem teli' dir. bem, aslında kanun, tambur gibi sazlara takılan tel demektir. telli sazların en üstünde bulunduğu ve kalın ses verdiği için bu tele, musikide(bam teli) denilmiştir, bunun karşıtı zir (alt) olup o da en ince teli karşılar(zir ü bem = alt ve üst, ince ve kalın teller).
    eskiler en yüksek perdeden name çıkaran bam telinin sesini bağıran, öfke ile sesini yükselten kişilerin köpürmelerine benzetmişler ve bunun adını (birinin) bam teline basmak (veya dokunmak) diye koymuşlar. eğer birisini aşırı derecede kızdıracak bir sözü kasten söylüyorsanız karşınızdaki kişinin bam teline bastığınızdan hiç şüpheniz olmasın.
  • bingöl'de tek odalı bir prefabrikte eğitim gören çocukları gördüm bu programda. yaşıtlarının sahip olduğu bir çok şeye sahip değiller ama zeka küpü gibiler. kurdukları cümleler, amaçları. bir de şehirde büyüyen bilgisayar hastası robot gibi ufaklıklar geldi gözümün önüne sonra. iki bilgisayar oyunu oynadı diye ''ay çok akıllı, büyümüş de küçülmüş.'' deniyor hemen. gerçekten çok akıllıca..
  • yeni yayın döneminde "kimselerin gitmediği gidip de görmediği yerlere" trt logosu altında gidecek program
  • şu an trt 1'de yayınlanan bölümünün konusu hasankeyf olan program. yahu bu adama nooldu böyle, tayfun talipoğlu nesin sen? ayıp olmuyor mu? orada bi insan bulmuş, batman üniversitesi'nden mi ne, adam diyor ki dalış turizmi de olur yani ne var. su altında kalmasının da başka tadı var. bunları derken tayfun talipoğlu da ilk defa böyle kapsamlı bilgi edindim sayenizde diyor adama. yahu iki saattir mikrofon uzatıp buğulu sesinle sorular sorup konuşturduğun çocuklar oksijen tüpüyle sular altında konuşmaya devam mı edecek? aklına burada yaşayan canlılar olduğu da gelmiyor mu? hani su altında kalamayan.

    trt' de program yapınca böyle oluyor demek ki. helal.
  • dinledikçe demlenen bir tarkan şarkısı..albümdeki iki üç güzel şarkıdan biri..
  • insan psikolocyasında "zaaf" yerine kullanılan, üzerine titrenilen bir nokta, belki de tabu.

    öte yandan "bambam mefruşat" tarafından üretimi gerçekleştirilen her türlü iplik ürünü bamteli kapsamında düşünülmelidir.
  • ilk kez canlı yayın yapan ve bu yayını istanbul lisesinden yapan, ünlü olmama sebebiyet veren program.
  • hakkında tek entry girilmiş tarkan şarkısı.* şimdi oldu iki. karanlık bir havası var ama tam olmamış maalesef. metamorfoz'un 7. şarkısı olmakla birlikte, dijital arşivde "bam telli" diye geçer.
hesabın var mı? giriş yap