• bankacıların genelde müşterileri ile zaman zamanda kendi aralarında yaptıkları temeli yanlış anlamaya dayalı diyaloglar bütünü.
  • eft yaptırmak için sırada bekleyen vatandaş tanıdık gördüğü bir bayan gişe personeline şunu yapabilir misiniz diye eft formunu gösterir, personel de eliyle arka taraftaki müdür muavinini gösterirken verdiği cevap hoştur “biz de arkadan yaptırıyoruz
  • gişe önünde fazla personel biriktiğini gören şube müdürü babayiğit (babayiğitten kastım hanımefendinin boyu 2 metre demek oluyor) bir bayan olan muhasebe memurunun da gişeye oturup fiş kesmesini ister. bu bayan gişe açtığı anda müşteriler önüne dizilir kargaşa olur arkadaş da karışıklığı çözmek için kendince sıradakileri açıklar “önce sizi halledeceğim sonra kırmızı kazaklı beyefendiyi halledeceğim sonra takım elbiseli beyefendiyi halledeceğim...” (olayın olduğu yerin ankaranın sanayisi olan ostim şubesi olması daha da ilginç kılar)
  • bir personel henüz tamamlanmamış bir programla elektrik faturası tahsilatına uğraşmaktadır, program normalde 8 haneli olan elektrik abone numarası sorgusunu 6 ya da 7 haneli abone numaralarına uygulayamamaktadır. kan ter içindeki personele arkadaşı “ya önüne sıfır koy ya da arkasına” diye seslenir cevap : “önüne de koydum arkasına da, olmuyor bir türlü ne yapacağımı şaşırdım valla”
  • uyuz insanlar vardır bankalarda, uyuz diyalogların doğmasına sebep olurlar.. siz ne kadar sakin, efendi, güleryüzlü ve işini iyi yapan biri olursanız olun, sizi çileden çıkarmayı başarırlar.. böyledir bu..

    yıl 1999;
    - ben bu hesabı kapattırmak istiyorum..
    - (bakiyeye bakılır, 12 milyar görülür) bir kimlik rica edebilir miyim?
    - ... (bankoya yan dönmüş şekilde duran müşteri kıl bir bakış atar)
    - kimlik rica etsem? (müşteri duymadı diye tekrarlanmıştır cümle)
    - bazen silahımı yanıma almadığım için üzülüyorum...
    - ... (dumur olan bünye yetkilisine danışmaya gider)

    gene aynı yıl, bir tomar para vermiştir müşteri hanım...
    - başkasının parasını saymak zor olmalı...
    - başkasının parasını sayarak para kazanıyoruz biz...
    - ... (göt olur susar kadın)

    zor iştir bankacılık.
  • bazen kendi içlerinde bile salak saçma diyaloglar doğabilir. insanlar sadece yaşları ile kemale erdiklerini sandıkları, teknik yönlerini kuvvetlendirmedikleri, tecrübenin ve bilginin oturdukları yerde geldiğini sandıkları sürece de böyle olacaktır sanırım bu.

    1 : işine sıkı sıkıya bağlı, önüne hedef konulmamış, maaşı sattığı krediye bağlı olmayan mali analist.
    2 : tenzil-i rütbe sayılabilecek bir atamayla ufak bir şube müdürlüğüne gönderilmiş, dahası önüne bir ton hedef konulmuş dolayısıyla gözü dönmüş müdür kişi
    3: ilgili şube müdürünün daha önce de müdürlük yapmış müdür yardımcısı.

    1 kişisi 2 kişisinin bir süre önce talep ettiği krediye ilişkin bir rapor hazırlayarak firmanın kredilendirilmesinin banka mevzuatı ve ttk ya aykırı olduğunu bildirmiştir.

    bir süre sonra;

    3: 1, nasılsın iyi misin?
    1: iyiyim buyur abicim?
    3: bizim kafamıza bir şey takıldı da sen bilirsin dedim bu raporda yazmışsın da anlayamadık biz infisah ne demek.
    1: (lan adama bak bir de zamanında müdürlük yapmıştı bu ses tonuyla) abi münfesih kabul et firmayı diyorum orda infisah halinde yani.
    3: münfesih ne demek abicim?
    1: abicim firma fesholdu gidiyor kredi vermeyin demişim (koptu kopacak halde)
    3: gencecik adamsın yahu türkçe kelime kullansana.
    1: hukuki terimi o abi biz onu mecbur o şekilde yazıyoruz.
    3: (telefon elinde seslenir) müdür beeey firma batıyor diyor 1 bey.
    2: (derinden acılı bir sesle) batıyor mu? nasıl batıyor ya?
    1: (bir süre için şubenin içindeki durumu düşünür, şubenin müdür yardımcısı elinde telefon müdür odasına bağırıyor sırada bir sürü müşteri firmanın batmakta olduğunu duyuyor ve firma sahibi kesinlikle müdür odasında. lan lan allah belanı versin modunda) batmıyor abicim genel kurul toplamazsa tüzel kişliği ölüyor firmanın diyorum.
    3: müdürüüüm batmıyormuş ben anlıyayım anlatacağım size
    1: (sizi zamanında müdür yapanların ben.....)

    bir süre sonra 1 müdürlere yönelik bir seminer vermek üzereyken 2 kişisine denk gelir.

    1: abi ne yaptınız x firmasını kredilendirdiniz mi?
    2: öyle bir rapor yazmışsın ki kredi lafı bile edemedik!
    1: hımmm ben de ondan sordum aslında şubedeki kredisini de kapatmanız lazım. türk ticaret kanununa göre olmaz yani. adamın bir sürü protestolu seneti de vardı yanlış hatırlamıyorsam
    2: ya sizleri başımıza veriyorlar dayıyorlar hedefi nasıl yapacağız anlamıyorum ki? hem kim kanuna göre kanuna göre hareket ediyor? ben sordum adama tüm bankalarla çalışıyor tıkır tıkır. hem adam ben değilim o protestolu senet sizin adamlar araştırmamış diyor.
    1: abi ben istihbaratını yaptım ot bank ile bok bank acilen feshetmiş krediyi? yazmıştım hem raporda tcmb kayıtlarına göre sizin adam bu kesinlikle?
    2: 1 ciğim gençsiniz daha anlamıyorsunuz bu işlerden.
  • diyaloglar zaman zaman reklam araci olarak kullanilmis pek güzel olmustur. (bkz: bulent de boer ve bankaci hatun diyaloglari)
  • dağ başındaki kışla içinde bir uydu şubede:

    müşteri: nasıl olduysa elektrik faturası gelmiş abi..
    bankacı: niye? siz evde gaz lambasıyla mı oturyosunuz?
    müşteri: ? (anlık şok yaşar)
    bankacı: alayım ben faturayı..

    m: abi komşum benden yararlanmak istiyor.. (komşusu ona sağlanan özel şartlarla kredi çekmek istemektedir aslında)
    b: abi bana ne diyosun git ahlak masasına söyle...
    m: ? (kalır öyle)
    b: ?? (ne yani ha ne?)

    m: cep telefonu alıyor musunuz?
    b: markası neydi?
    m: telsim...
    b: ... (hey allam)

    m: cep telefonu alıyor musunuz?
    b: almıyoruz abi, karşı pasaj içinde turkcell bayi var, ona sor o alıyormuş ikinci el cep telefonu...
    m: haa tamam...
    b: gel gel abi, hattı söyle sen... turkcell, telsim, avea..?

    m: cep telefonu alınıyor mu?*
    b: o cep telefonu ile senin aranda bi mesele abi..
    m: ?

    (bkz: daha gider bu)
  • - eve kaçta geliceksin?
    - bu gecede mesai var

    - eve kaçta geliceksin?
    - 31/12 kapatıyoruz.

    - eve kaçta geliceksin?
    - envanteri tutturamadık.
  • m: müşteri
    b: bankacı (benim ben yabancı diil larden loughness)

    m: (uzaktan bi yerden elindeki kağıdı gösterir)
    b: (kafasıyla gel bakayım yakına biraz işareti yapar)
    m: (kağıdı açarak yaklaşır)
    b: (adamın elindeki sigorta poliçesini görür) sigorta primimi yatıracaksınız?
    m: hayır.. iptal ettireceğim.. (tuhaf tuhaf bakmaktadır)
    b: anladım.. üst katta mübeccel hanım var, ona danışırsanız size yardımcı olur.. (garip müşteriyi şutlamanın keyfiyle geri yaslanır)
    m: (kağıdı kapatır, bir sağa, bir sola gitmeye yeltenir sonra durur ve şok eden sorusunu sorar) üst kat nerde?
    b: (ahada sözlüğe yazacak materyal çıktı diye düşünürken parmağıyla yukarıyı işaret eder)
    m: (bir süre daha şaşkın tavuk gibi dolandıktan sora hemen yandaki merdiveni görür)
hesabın var mı? giriş yap