basçı

• basi calmasi kolay, guzel calmasi zor istir... bi de victor wooten'in bir saptamasi vardir (ki gozlemlerim sonucunda ben de ayni kaniya varmisimdir): genellikle bascilarin fazla egosu olmaz, gerekmedikce (genellikle) geri planda kalmaktan rahatsiz olmazlar... onun icin bascilar genelde gruplarin en kolay iletisim kurulabilen, ayaklari yere basan elemanlari olur.. istisnalar kaideyi bozmaz, o ayriii...
• bar programlarinda caldigi aletin dogasi geregi fazla atraksiyon yapmadigi icin bol bol karizma yapip, davulculardan sonra en cok hatun goturme rekoruna sahip muzisyen cesidi.
• muzik gruplarinda, değeri kendisi ve grubun davulcusu di$inda bilinmeyen elemandir. eger bir gitarist iyi bascinin onemini anliyorsa, o adamdan iyi muzik adami olur
• grup ortaminda basci en kuul klavyeci en sebek elemandir.
  istisnalar olmas demiyom tabi...ben raslamadim o ayri.
• gruplarda; şarkının çok büyük oranda altyapısını oluşturan davulu olduğundan daha da yücelten, arabeskten tutun da black metale kadar dünyada her türlü müik çeşidinde var olan olmazsa olmaz, herkesin anlamadığı, yeni başlayan çocuk anne-babalarının ya oğlum bundan ses bile çıkmıyor napcaksın gel biz sana piyano alalım onu çal diye ısrar ettiği toplumda bulunduğu statüden kat be kat fazla öneme sahip enstrümanı çalan şahıs. önemli, dikkat edilesi insanlardır bunlar.
• şarkının bütün ritmini belirleyen elemandır, iyi bir basçı iyi bir grup demektir.
• (bkz: sana da basıverelim)
• kafaları diğer insanlardan oldukça farklı çalışan insanlardır. sivil hayatta hemen kendilerini belli ederler, ağırbaşlıdırlar. (bkz: gürol ağırbaş)
  birde amfinin üstüne ayak koyarak çalan cinsi vardır bunların
• kaba tabirle; parçanın ''kodummu oturtan'' köşelerini koyandır.
• müziği ete kemiğe büründüren adamdır, bas çalan adam bir grupta. çoğu zaman kendisi bile bilmez ne yaraları yeniden açtığını, nereleri kanattığını, insanların içini nasıl kanırttığını.