hesabın var mı? giriş yap

  • "türkücüler suya sabuna dokunmaz, ozanlar olana bitene duyarlıdır" demiş bir de.

    söz konusu neşet ertaş olunca, muharrem ertaş'ın oğlu, aşık geleneğinin son güçlü temsilcilerinden biri, kendimi tutamadım. bu şahıs çıkmış insan düşünmeli diyor, türküler basit sözlerle nakaratlarla mı yazılıyor sanıyorsun dümbük.

    o türküler dede korkut masallarından beri kullanılan imgeleri kullanan türküler, toplumsal yaşamla ilgili eleştirileri korkmadan söze döken ozanlar varken senin nefes alman bile boşuna.

    bir tek örnek vereceğim, "manda yuva yapmış söğüt dalına" ile başlayan türkümüzü bilmeyen yoktur. bu türkü başlık sistemine , ağalık düzenine bir başkaldırıdır.
    manda zengin , yaşlı kocayı, söğüt körpe gelini ifade eder. parasını verdim bedava mı sandın denilen şey gelindir. tiridine bandım ( yemeğin işe yaramayan su kısmı) ve yavrusunu sinek kapmış ile anlatılan yaşlı kocanın körpe gelinle beraber olmasının sonuçları ve doğa yasalarına aykırı olduğudur.
    ironi burada uçuk kaçık bulunan sözlerin arkasındaki derin anlamlarıdır. bu arkadaşın anlamasını beklemiyorum, ama neşet ertaş için söylediği sözler için onun, ataları mezarlarından kalkıp , dadaloğlu, karacaoğlan, aşık veysel , köroğlu.... kopuzlarıyla döverler adamı..
    yürü vre..

  • ekrem imamoğlu büyük düşünen bir insan, tevfik göksu'yu düşüneceğini sanmıyorum.

    tevfik göksu, icraatleriyle değil de asılsız iddialarıyla tanınmış bir insan. üstelik bundan rahatsızlık duymuyor. ekrem imamoğlu'nun, "sizce tevfik göksu söylüyorsa doğru mudur?" demesinin sebebi de o. "yine ne iddia edecek?" diye merak eden varsa izleyebilir, diğer türlü zaman kaybı.

  • durduk yere sevgilimle aramı açmıştır... rastgele aldığım 1 lt coca cola şişesinin ambalajında eski sevgilimin adı yazıyormuş. hiç dikkat etmedim. açıkçası sikimde de olmaz hani. buzdolabının önünde, bir kola ambalajında kendi adımı arayacak kadar sıkılmadım hayattan henüz... neyse eve gelince film koptu tabi.

    - aşkım bu kolayı yanlış almışsın...
    - light mı istiyordun?
    - hayır, üzerindeki isim yanlış?
    - ne ismi?
    - eski sevgilinin ismi...
    - nerden çıktı şimdi eski sevgilim?
    - sana sormalı, baksana onun ismi olan şişeyi almışsın...
    - kızım sen manyak mısın türkiyede her üç kızdan birinin adı gizem. elime yakın olanı aldım. denk gelmiş işte...
    - ben içmem bunu.
    - iyi içme ben içerim.
    - içersin tabi...
    - la havle.

    bir de ismin altında daha küçük puntolarla " ile paylaşmak için" ibaresi eklemişler... ya neyse bişey demiyorum...

  • aşırı duygusal bir toplum olduğumuz için mutlaka birinden birini tutup fanatiklik içinde, bir insanı melek; diğerini ise şeytan yapabiliyoruz. bir taraf mutlak kötü, bir taraf mutlak iyi oluyor. ortası yok.

    bu bağlamda, ben o sahnede tartışmaya konu olan her iki ismin de yanlış hareket sergilediğini ve haksız olduğunu düşünüyorum. fakat ilk yanlışı kim yapmış/başlatmış derseniz, kesinlikle ödülü alan (daha doğrusu 'almayan' mı demeliydim?) kadın oyuncu başlatmış.

    sahneye adım atıldığında, orada bulunan sahne sunucularına selam dahi vermeden arkanı dönüp konuşma yapamazsın. bu çok büyük bir görgüsüzlük ve saygısızlık. sahneye çıkarsın, sunucuların elini sıkıp selam ve teşekkür edersin, ayaküstü bir iki diyalog orada gerçekleşir, ondan sonra mikrofonu alıp topluluğa hitap etmeye başlarsın. heyecan, acemilik vs diyenler olmuş da, çocuk değilsin ki arkadaş nasıl bi acemilik bu böyle?

    bak bir örnek: https://youtu.be/ghuvu_wisig
    kadın sahneye çıkar çıkmaz sahne sunucusunu öpüyor, teşekkür ediyor, ödülü alıyor ve akabinde konuşmaya başlıyor. medeniyet neydi? medeniyet görgü idi.

    tamer'e gelince, yukarıda izah ettiğim durumdan dolayı ilerleyen dakikalarda aşırı rahatsız hissettiği o andaki tavır, hareket ve jestlerinden aşikar oluyor. ancak sormadan edemiyorum, önündeki kadın büyük bir kabalık yapmış ama sen arkaplanda olmana rağmen yaptığın hareketler ve mimiklerle nasıl onun önüne geçmeyi başarıyorsun? sessiz kal, hatta bence hiçbir duygu durumunu belli edecek ifadede bulunma, o anı takmıyormuş gibi davranıp ödülü öylece ver ve bitsin gitsin. sessiz kalmak ve donuk olmak bazen çok şey ifade eder, anlayana. tamer'in yapması gereken şey buydu, şahsi görüşüm. arkaplanda şekilden şekile girmenin manası yok.

    son olarak, kendisi üzerinden "çocuklar duymasın" goygoyu yapıp tamer'i küçük görmeye çalışanlar dikkat etsin, kendisinin büyüklüğü altında ezilmesin. tamer karadağlı bu ülkede kendini yetiştirmiş, donanımı ve kültürü yüksek ender isimlerden biridir. biraz hayatını araştıranlar bilir ne demek istediğimi. tamer'in ağırlığını herkes kaldıramaz. dalga geçerken ona göre geçin.

  • geçenlerde şâhit olduğuma göre "sayın yolcularımız, aranızda doktor varsa kendisini kabin ekibine tanıtmasını rica ederiz." anonsunun ardından yüzlerce kişinin arasında yerinden kalkan tıfıl bir doktorun, tüm yolcuların hayranlık dolu bakışları altında kahraman edâsıyla koridorda ilerleyip business class'ta fenalaşan bir yolcuya müdahale etmesiymiş. amma karizma yaptıydı lan çocuk piiiii.

  • valla partim bana bu kadar gerizekalı muamelesi yapsa bırak oy vermeyi önlerinden geçmem bir daha..