hesabın var mı? giriş yap

  • az önce canlı yayında selçuk tepeli'ye "yönetimi cahil ayak takımına verirseniz, başımıza bunlar gelir" dedi. gerçekleri konuşan bildiklerini konuşmaktan çekinmeyen koca yürekli bilim adamı.

  • gencler gundem bunlar olmali. millet parasizliktan sebze bile yiyemiyor. devlet de hazir sebzeyi halka ulastiracak organizasyondan bihaber. tarim bakaninin istifasini bugun istiyorum bir vatandas olarak. arkadas ulkeye sirk falan dedik ama kaliteli bir sirk olarak kalsin bari.

    eksici piclerden de ricam lutfen mevzuyu sulandirip ne kadar espirituel oldugunuzu burada kanitlamamaniz. adamlarin senelik emegi tak diye cope gidiyor lan. 5 liralik durumunuzun ekstra yogurtlu sosu degil bu.

  • üst edit:aşağıda çıkmadan yola bakmadınız mı şeklinde kendince zekice açıklamalar girenlere bir sorum olacak?

    vatandaş, bir yere giderken acaba kazıklanır mıyım şeklinde düşünecek kıvama geldiyse bir problem yok mudur? yol arkadaşım. yol bu. senin, benim yolum. kamunun malı. kamu sensin. ücretli yol olması problem değil, problem vatandaşın tabelalarda iki yolu aynı anda görüp, istediğini tercih etme hakkının elinden alınması.

    orijinal entry:
    dün gece saatlerinde istanbul'dan adana istikametine gitmek üzere çıktığım yolda, daha önce bildiğim ancak tecrübe etmediğim dolandırmadır.

    ankara- niğde yolu hayırlı olsun tabelasını asan sn ulaştırma bakanı, tabelalarda bile isteye normal güzergahtan adana yazısını çıkaran, ücretli yola adana'nın tek yolu imiş gibi adana yazdıran sebebi bana bir açıklasın. bir vatandaş olarak talebimdir.

    girdiğimiz yolda bunu farkettikten sonra tek mola yerinde bir amcanın bu yola giren herkes yanlışlıkla giriyor zaten, emirler sapağından çıkın, en azııdan az ödersiniz demesiyle 144 tl'lik kazığı 32,5 tl ile atlattım. ve sonrasında şereflikoçhisar merkez tabelasında, pozantı kavşak tabelasında aynı üç kağıtçılık yapılmıştır. bu sefer yemedim.

    herkesi bu hususta dikkatli olmaları için bilgilendirmek istedim.

    not: bana ergen esprileri ile gelmeyin, kalbinizi kırarım.

    edit : cimer, bimer ve emg'ye şikayet etmiş bir arkadaş. et kardeş. hakaret yok, kişilere atıf yok. devlet dediğin ise benim, sensin. devlet bir aygıt. başlıkta da entry'de de suç içeriği yok. keyfin bilir.

    teşekkür editi: destek mesajlarına yetişmem olanaksız. teşekkürler ekşi ahalisi.

  • sabah kahvaltımın süsü. gece rüyalarıma giren cenıfır lopez'ım o benim..

    ilk gördüğünüzde "bu ne lan!", tadına baktığınızda ise "baba bundan 10 koli istiyorum" dediğiniz muhteşem bir peynir. zeytinyağına bulanmış bir koca kaseyi tek başıma mideye indirmek boynumun borcudur.

    (bkz: yaparım bilirsin)

  • anne: necati hoşgeldin.. aldın mı burak'ın fotolarını!! (baba liseden mezun olan kardeşin okuluna gitmiş, mezuniyet fotolarını almıştır)
    baba: aldım aldım... (suratı biraz limoni, kendisi az buçuk keyifsizdir)
    anne: ver bakıyım...
    baba: al.. (anne zarfı açarken baba dikkatle tepki olcer)

    anne: necati bu burak değil ki!!!
    baba: değil mi... ?
    anne: sen oğlunu tanımıyo musun necati???
    baba: ya aslında bana da bi gariplik var gibi geldi, ama butun resimlere baktım burak'ınki yoktu, en çok bu çocuk benziyodu bende bunu aldım geldim...
    anne: bulamadıysan başka çocuğun resmini niye alıyosun??
    baba: emin olamadım ne biliyim, fotografcı da iste abi sana cok benziyo kesin senin oğlundur bu dedi... yanılttı beni eşek herif...

    bu sırada ben ve kardeşimin gülmekten gozunden yaş gelmiştir, anne sinirinden güler, hatta baba da dayanamaz kendi kendine güler...

    baba: ya bakın ama kravata da dikat ettim bak burak seninki de boyle çizgili değilmiydi oğlum ya... ??
    anne: necati ilk iş yarın gidiyosun o okula değiştiriyosun o resimleri, bu olaydan da bahsetmiyoruz kimseye...

    not: bu olay tek bir kelimesi abartılmadan aktarılmıştır.