ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
samanyolu tv de yayınlanan canlı yemek programında tüpün bitmesi.
cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan
-
(bkz: adımı da yazaydın bari)*
passat mı çekeyim yanlarına
-
niğde geldi s350 ile
audi vardı yozgat'ta bile
gönül susmaz, söz geçmiyor dile
passat mı çekeyim yanlarına.
doktora dokunmak konuşmak falan bu ne manyaklıktır
-
başına bir şey gelmeyeceğinden emin olduğu için böyle çemkiriyor.
türk halkının genel özelliğidir. ezebileceğini ezer acımaz.
olayın ne olduğunu bilmediğim için haklıdır haksızdır diyemem ama karşısındaki kadın bir savcı olsaydı böyle bağıramazdı veya ne idüğü belirsiz bir maganda olsaydı ancak akşam twitterdan ağlardı.
not: buradaki mevzu ezenle ezilenin mesleklerinden bağımsız... bizim memlekette gücü yeten gücünün yettiğini ezer. misal mağdur hanım ablamızın apartman görevlisi sadece onun kapısının önünü temizlemeden mesaisini bitirse büyük ihtimal bu sefer bağırıp çağıran taraf kendisi olacaktı.
buna aslında hayatın her alanında şahit oluyoruz. adamın altında bmw bilmem ne modeli var yolda en üst hız sınırında sollama yapan şahin sürücüsüne 500 metre öteden sellektör yapmaya başlıyor ama aynı zibidi aynı hareketi bir audi q8 sürücüsüne veya bir makam aracına yapamıyor.
gerçekten aile terbiyesi almış, kendini yetiştirmiş, sinirlerine hakim olmayı öğrenmiş çok küçük bir azınlık dışında maalesef durum böyle. eğitim sadece cehaleti alıyor...
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
bi keresinde kendi cep telefonumun üzerine yatmışım tabi farketmemişim, o da son aranan numara olan evin numarasını aramış, gittim açtım ev telefonunu hiç ses gelmedi ben de sapıktır diyip bi güzel küfrettim, sonra girsin ibneye diye telefonu açık bıraktım unutmuşum öle, yarım saat sonra bi arkadaşı cep telefonundan aramak için telefona baktığımda acı gerçeği öğrendim kendimden tiskindim...
edit: yeni nesile açıklama yapma gereği hasıl olmuş. o yıllarda telefonlar tuşlu ve cep telefonundan ev telefonunu aramanın dakikası bir kaç milyon. öyle paket maket de alamıyorsun.
heartache
karı koca diyalogları
-
evlenmeden önce;
- poffffff!!! yeminle bıktım ya bıktım, gidiyorum ben necati!
- tamam özür dilerim aşkım tamam...
evlendikten sonra:
- pofffff!!! yeminle bıktım ya bıktım, gidiyorum ben necati!
- tamam. gelirken de mutfaktan su getir.
budur!
klasik rus romanlarındaki 5 senedir giyilen palto
-
klasik rus edebiyatında roman karakterinin fakirlik seviyesini anlatırken kullanılan "andrey fyodoroviç bazarov 5 yıldır yeni bir palto alamıyordu kendisine ve cebinde kalan son 3 kapikle simit almak fırına gidiyordu" açıklamasında geçen paltodur kendisi ama açık konuşmak gerekirse bana çok da fakirlik gibi gelmiyor artık ya bi paltoyu 5 yıl giymek, hatta ben "5 yıl çok normal lan bi palto 7-8 sene giyilir bence" diyorum artık bi palto olmuş kaç lira. evet.
göğüs çatalına bakmayacak olgunluğa erişmek
-
ollgunluk değil de, doygunluk denilse daha doğru ifade edilebilecek olgu. zira o olgunluğa erişmişseniz mezardan bir kaç yıl uzaktasınız demektir.