hesabın var mı? giriş yap

  • - gerektigi zaman aksamlari da kalabilir misiniz?
    - tabi, download'larim bitmeden cikmam..

  • onu bunu bilmem de herif amber heard'a ta 2016 yılında gözlerimi asla görmeyeceksin yüzüne bir daha bakmayacağım demiş ve haftalar süren duruşmada da bir kez olsun kafasını kaldırıp göz ucuyla bile olsa bakmadı la amber karısına. ben günde 10 kere sigarayı bırakıyorum, 20 kere filan diyete başlıyorum.

    o kadar alkol uyuşturucu vb kullanıyorsın ama çelik gibi iraden varmış.

    respect sparrow reyiz.

  • 6 yıl kargo firmasında çalışmış bir bilgisayar operatörü olarak genel nedenleri sıralayabilirim.

    1. sebep acente sisteminden kaynaklı düşük maaş

    acenteler elemanlarının maaşlarını normal şubelere göre düşük veriyor ve mesai saati ücretlerini vermediği için normal bir asgari ücretliye göre daha çok çalışıp daha az maaş alıyorlar. adil olmayan bu durum personelin işi umursamamasına neden oluyor. düşünün yoğun bir iş temposunda çalışıyorsunuz sizden daha az çalışan şubelere göre çok daha az kazanıyorsunuz. normal bir işe göre de az kazandığınız için işe gereken özen gösterilmiyor. son iş yerimde (acente ) asgari ücret 1800 tl iken 2000 tl maaş alıyordum günde 12 saat çalışıyordum. ( şube personeli 2500-2600 maaş + 500 tl yemek kartı alıyordu. ) öğlen paydosu kavramı 5-8 dk arası yemek yeyip tekrar işinin başına dönmek ve yemek, yol yok. düşünün cumartesileri de 5'e kadar çalışıyorduk. yoğun dönem diye adlandırılan dönemlerde de saat 10'lara kadar çalışıp ekstra bir ücret yok. kim işine önem gösterir ? genel merkez bu durumu bildiği halde buna bir çözüm üretmiyor. halbuki genel merkez acentelerin hak edişinden bu maaşları ödese kim ne kadar çalışırsa ona göre alsa maaşını ve dağıtım ve kesim adetine göre bir prim sistemi oluştursa geri kalanı öyle verse acente sahibine hem personeli kendisine bağlar sorumluluk yükler hem de adil bir maaş aldığı için ve daha çok çalıştığı zaman ay sonunda bunun maaşına yansıyacağını bileceği için daha çok işine sahip çıkar. acente de çalışan bir personel sizi yumruklayıp dövmediği sürece yaptığınız şikayetler kendisine ulaşmaz bile emin olun. çünkü genel merkezi umursamıyor ki adam. genel merkez acente sahibine mail atar. acente sahibi aynı maaşta eleman bulamayacağı için adama söylemez bile. kargo şubelerindeki eleman yok mevzusu buradan çıkar.

    2. sebep genel merkezin köşede kıyıda eleman tutmaması.

    kargo işi genel olarak hizmet sektörünün içerisinde yer alır ve ana unsur insandır. şöyle düşünün tek giderleri araçların benzini, eleman maaşları ve dükkan kirasıdır. araba ve dükkan cansız varlıklardır bakımlarını yaptığınız sürece sizi yarı yolda bırakmaz ama insan her zaman sizi yarı yolda bırakabilir çünkü tahmin edilemez hareketleri vardır. kız arkadaşıyla kavga eder morali bozulur işe gelmez. ailesinden birisi hastalanır işe gelmez, canı sıkılır işe gelmez. ve her şubenin personeli gelen kargoyu dağıtacak kadardır fazlası değil. ve kargoyu dağıtmak için interland olarak adlandırılan deyimi yerindeyse kargo dağıttığı mahalleyi bilmesi çok önemlidir. alanı bilen bir personel günde 110-120 kargo dağıtabiliyorsa bilmeyen bir personel en fazla 70 tane dağıtır bu da 50 adet kargo kalır demek 50 adet kargo 50 adet durumdan memnun olmayan müşteri demektir. 50 tanesinin içinde 30 tanesi önemsemez ama o 20 tanesi gelir buraya yazar, internete yazar, her yere yazar. anlayacağınız kısaca özeti genel merkez köşede 20 tane hadi boşver 20 yi 10 tane personel tutsa olaylar çok farklı gelişebilir. mesela örneklendirelim. istanbul şişli mecidiyeköy şubesinin kuryesi kaynı hastalandığı için 1 gün işe gelmedi ya da bilgisayar operatörü gelmedi. oraya personel sevkedip o bölgeyi rahatlatabilir ve kargoların dağılmasına yardımcı olabilir. yollamadığı zaman önceki gün dağıtılması gereken 120 kargo dağılmazsa bir sonraki gün gelecek olan 120 kargoyla birlikte o gün o bölgeye 240 kargo olur. ( bu durum, o bölgenin elemanının sadece 1 gün işe gelmediğini varsayıyoruz. 3-4 gün değil ) bu 240 kargoyu önceki gün gelmeyen personel dağıtamaz bu sefer 2. gün kargonuz eve gelmez ee sonraki güne kalan kargolar sonraki gün ile birlikte yine yetişmez vs 4. gün kargonuz eve yine gelmeyecek. bu kısır döngü de sizin kargonuzun evinize gelmemesine ve kargolar çok kötü muhabbetine yol açar. kargoların telefonu açmaması buradan kaynaklanır aslında . kurye işe gelmez bilgisayar operatörü dağıtıma çıkar. şubede ki telefonu açacak kişi şubede olmazsa o telefona bakılmaz ayrıca kargo adreslerini tam bilmediği için hepsi de dağılmaz bu sefer sürekli herkes arar etki tepki meselesi. kısaca her bölge müdürlüğü köşede en az 20 personel bulundurması şarttır kötü günler için. bu konuyu daha fazla detaylandırabilirdim ama siz anlatmak istediğimi anladınız.

    3. sebep düşük kargo fiyatları

    düşük kargo fiyatı derken sizin yolladığınız kargoların fiyatları hayli yüksek emin olun. aynı şehrin içinde yollayacağınız bir dosya bile ek hizmetler kaldırılmazsa 20 tl yi rahat görebilir. ama n11-hepsiburada-trendyol - vs gibi çok aşırı çıkış olan firmaların fiyatları aşırı düşük olduğu için ( dosya başına 3.5- 4 tl den bahsediyorum) acenteler bu firmalardan düzgün bir ücret kazanamadığı için hem sisteme girecek olan kargo sayısı fazla oluyor hemde dağıtılacak kargo sayısı artıyor peki siz bundan gerçekten düzgün bir kâr elde edemiyorsanız ne yapamazsınız ? eleman alamazsınız. işiniz artar ama eleman sayısı aynı kalır. normalde 60 kargo dağıtan adam 120 kargo dağıtmak zorunda kalırsa o adam zaten onu dağıtamaz kendini parçalasa da dağıtamaz. adam hem çok çalışıp hem de üzerine şikayet yediği zaman o adamı işe bağlayacak unsur da kalmaz. morali bozulur zaten dağılmıyor herkes şikayet ediyor deyip umursamazsa durum daha kötüye gidebilir. keşke kargoda öncelik sırası olsa adam ufak basket topunun sığacağı bir koliyi istanbul'dan güneydoğuya, doğu karadeniz'e 70 -80 liraya yollarken firmalar bunu 6-7 tl ye yolluyor. bence 70 lira veren adamın kargosu kalacağına 6-7 tl ye giden kargolar devir kalmalı. aslında bu kargo dağıtım olayını ayırabilirler. acayip bir adaletsizlik mevcut.

    4. sebep eksik adresler

    evet hep kargo şirketine ayar verdik ama siz de ya da biz müşteriler de adres vermeyi bilmiyoruz. çoğu kişinin apartmanındaki dairelerde kapı numarası yazmıyor. kurye geldi diyelim apartmana daire 3 yazıyor adam bodrumda daire var mı yok mu sağdaki daire mi doğru soldaki daire mi doğru bilmiyor. eksik adreslerden bahsetmiyorum bile. burada yanlış anlaşılmak istemiyorum aramadan giden kuryeler de mevcut yalan yok. bizde de vardı öyle salaklar ama bu konuyu 1. maddede işlemiştim zaten.( işe gereken özen olmaması. )

    5. sebep düzgün paket yapılmaması.

    herkesin bahsettiği şu meşhur ''kargom kırıldı'' konusu. bu bölümde çok laf yiyeceğim muhtemelen. kargolar atılıyor muhabbeti saçmadır kargolar illa bir yerden bir yere taşınırken fırlatılır. bunu herkes gördüğü halde cam yollamaya çalışanlar, düzgünce paket yapmayanlar olması komik. arkadaş işleyişi anlatayım önce size. kargolar sabah gelir dağıtıma çıkar öğlen 4-5 ten sonra alımlar başlar yani şubenin gerçekten para kazandığı zaman. şimdi kargolar 4 -5 gibi toplanır 17.30 - 18.00 civarı şubeye gelir. kargo kesim zamanı 1 saat. tüm kargoyu o bir saatte sisteme işlemen lazım .gün içinde kestiğin kargolar da şubede bekliyor diyelim. 1000 adet kargo şubenin içinde kesimi 7 de bitirdin. o kargoların en geç 20-25 dk da araca yüklenmesi lazım. (ki aktarma merkezine gidip gidecekleri şehirlere göre ayrılıp kamyonlara yüklenip yola çıkması doğru şehirdeki aktarma merkezine varıp tekrar şubelere göre ayrılıp şube araçlarına yüklenip sabah 7,30 da gerekli şubesinde olabilsinler) . 3 tane bilemedin 4 tane kurye var 2 tane şoför var diyelim. bu kargoların araca taşınması için herkes git gel yapsa saatler sürer ki aracın içini dizmesi gereken eleman var araçta barkod yapıştıran eleman var arkada teslimatlarını sisteme işleyen kurye var. yani o personelin o kargoları araca yüklemesi için en hızlı yöntem fırlatması. (burada ayakla vurmaktan kırılırcasına fırlatmaktan bahsetmiyorum.) bu olmazsa olmazıdır işin. eğer gerçekten kırılacağına inandığınız bir ürün yolluyorsanız evde paketini yaptıktan sonra kesinlikle yere fırlatın kırılmıyorsa kargoya verin. ben her müşteriyi uyarır kırılacak ürünü almazdım. zorla vermeye çalışır, kavga çıkartırdı yine de almazdım. '' abla kırılır bu verme '' dedikçe ''ya bişey olmaz'' diye diretmeleri büyük kavgalara sebep olmuştur.

    mesajımı bitirmeden kargo yollayacak kişiler için şuraya bir kaç tavsiye bırakayım.

    ilk olarak adresi doğru ve ayrıntılı verin.

    örnek:

    mahalle:
    cadde/sokak :
    kapı no ve daire no :
    il/ ilçe:
    telefon numarası: (gerekirse 2 adet yazın telefonunuz çekmez şarjı biter.)
    ziliniz çalışmıyorsa kesinlikle belirtin.

    ayrıca kargoların yanlış adreslere gitmemesi için bir diğer uyarımı yapayım. kargolarınızı öğlen 3'ten önce kargoya bırakın. yoğunluk başladıktan sonra hızlanmak zorundadır bilgisayar operatörü. hız demek yanlışlık demektir. adam
    ereğli'yi görüp zonguldak yerine konya'ya yollar. ne kadar rahat olursa sisteme işleyen kişi sizinle o kadar ilgilenir. akşam gittiğinizde zaten işi başından aşkın oluyor. sizinle ilgilenemez ve durumdan rahatsız olup sizi hemen yollamak için sallamasyon adres sisteme işleyebilir. ayrıca kargolarınızın üzerine kesinlikle alıcı ve gönderici bilgilerini yazınız. kayıp olan kargolar genellikle üzerinden barkod düştüğü için aktarma merkezinde kalır. düşünün bir kutu var üzerinde hiç bir şey yazmıyor. kargoların aktarmaya gittiği araçlar da binlerce kargo olabiliyor. son dakika kesildiği ve acele yapıldığı için barkodlar üzerine tam yapışmayabiliyor. barkod üzerinden düştüğü an kargonuz kayboldu demektir. kırılacak ürünleri kesinlikle kargo personeline güvenmeyip kendiniz paket yapın. tekme atılsa dahi kırılmayacak şekilde paketleyin. o paket 50 kişinin eline değiyor. birisi tekme atmazsa illa birisinin canı sıkkındır tekmeler. unutmayın tek kişinin eline değmiyor.

  • doğu anadolu fay hattının en önemli segmentlerinden birisine sahiplik yapan elazığ ilçesi. sivrice ismi doğu anadolu fay hattı için önemli bir noktadır, bitlis-zagros kemerinin doğu anadolu fayıyla birleştiği bölge, elazığ-çelikhan arasında kalan bölge şu an bir deprem fırtınasıyla karşı kaşıya.

    yalnız belirtmek istediğim bir şey var ki, bu her ne kadar pek sivrice'yi ilgidiren bir durum olmasa da, sivrice segmenti yıllardır kullanılan bir isimdir, 40-50 yıllık makalelerde bile sivrice segmenti isimiyle karşılaşabilirsiniz. 24 ocakta meydana gelen depremden aylar önce bazı hocalarımız sivrice ismini telaffuz ettikleri için şu an yere göğe sığdırılamıyorlar, depremin konumunu nokta atışı bilmiş deprem kahinleri muamelesi yapılıyor. ancak sivrice zaten doğu anadolu fay hattının en önemli segmentlerinden birisi olarak bilinen bir yerdi, ve epey bir süredir inaktif oluşunun üzerine burada bir deprem bekleniyordu zaten. deprem nokta atışı bilindi deniliyor, ancak depremin beklendiği segmentin ismi zaten sivrice olduğundan, sivrice segmentinde beklenen bir depremin sivrice'de gerçekleşmiş olması nokta atışı bir deprem tahmini sayılmaz. tarih-magnitut-konum üçgeninde yapılmış bir tahmin de yok zaten ortada, hocalarımız doğal olarak sivrice segmentinde deprem beklediklerini ifade etmişler, sivrice segmentinde deprem meydana gelince de beklenen deprem gerçekleşmiş oldu.

    dönelim sivrice segmentine, doğu anadolu fay hattıyla bitlis-zagros kemeri uzun bir zamandır sakindi, ama sonradan bu sükunetin bozulacağına dair bir takım işaretler gelmeye başladı. yakın bir döneme kadar pek aktif bir segment değildi sivrice, yakın dönemde gerçekleşip büyük bir depremin geleceğine işaret eden depremlerse şöyle sıralanabilir,

    13 temmuz 2003, pötürge-malatya, 5.7
    11 ağustos 2004, sivrice-elazığ, 5.5
    26 kasım 2005, pötürge-malatya, 5.3
    21 şubat 2007, sivrice-elazığ, 5.9
    8 mart 2010, elazığ, sırasıyla 6.0, 5.5, 5.1 ve 5.3
    24 mart 2010, palu-elazığ, 5.1
    23 haziran 2011, içme-elazığ, 5.4

    bu depremlerin ardından sivrice segmenti bir süreliğine yine sessizleşti, yaklaşık 8 yıl kadar. bu sessizliği bozacak olan şey ise hemen segmentin bitişiğinde yer alan bitlis-zagros hattındaki bir gelişmeydi.

    12 kasım 2017, iran-ırak sınırı 7.3, 530 kişinin hayatını kaybettiği bu deprem bitlis-zagros hattının sanıldığı kadar da inaktif olmadığını gösterdi, ve böyle bir depremin hattın bitlis ucunda doğu anadolu fay hattıyla birleştiği sivrice segmentinde bir şeylere yol açması olasıydı. çünkü arap levhasının ittiği bitlis-zagros kemerinin bir ucunda büyük bir deprem meydana geldiyse, diğer ucunda da bir şeylerin kopması zaten beklenen bir şeydi. gel gelelim o şey oldu da zaten, dün hep beraber gördük.

    arada bir 4 nisan 2019, sivrice-elazığ, 5.3 depremi var, ama sivrice segmentinin uzun bir süredir tecrübe ettiği en şiddetli deprem nihayetinde meydana geldi,
    24 ocak 2020, sivrice-elazığ, 6.7

    sivrice segmentinde epey bir süredir deprem bekleniyordu, bu bir sürpriz değil. bölgede bulunan hazar gölü civarındaki jeomorfolojik yapılar, elazığ-pütürge havzasının sivrice segmentinin belirli aralıklarla böyle deprem fırtınaları yaşadığını gösteriyor zaten, ki televizyonlarda izlediğimiz bir çok hocamızın da bu bölgede deprem beklemelerinin sebebi budur.

    pütürge-sivrice-elazığ havzası diyebileceğimiz bölge, doğu anadolu fay hattının tam ortasında bulunur ve ülkemizin en büyük havzalarından birisidir. bitlis-zagros kemeriyle birleşim bölgesinde bulunması, kuzey-doğu yönünde ilerleyen arap levhasının yarattığı baskının bu bölgeden doğu anadolu fay hattına aktarılmasına sebep olur. bitlis-zagros kemeri bir sıkışma hattıdır, arap levhasının baskısıyla sıkışır ve hareket eder. bu hareket ise kemerin uçlarında, zagros dağlarında veya bitlis-elazığ bölgelerinde depremlere sebep olur.

    güneydoğu toros dağlarına bakıldığında bu dağların net bir şekilde arap levhasının doğu anadolu'yu sıkıştırmasıyla oluştuğu görülebilir. sivrice'nin hemen yanıbaşında bulunan hazar gölüyle hazarbaba dağı da yine bu levha hareketinin sonuçlarında oluşmuşlardır. zaten haritalardan baktığınızda da hemen dağların hem de hazar gölünün doğu anadolu fay hattı üzerinde konuşlandırıldığını görebilirsiniz.

    =======================
    kaynakça;

    bulut f, bohnhoff m, eken t, janssen c, kılıç t, dresen g (2012) the
    east anatolian fault zone: seismotectonic setting and spatiotemporal
    characteristics of seismicity based on precise earthquake locations.
    j geophys res 117(b7). https://doi.org/10.1029/2011jb008966

    aksoy e, inceöz m, koçyiğit a (2007) lake hazar basin: a negative
    flower structure on the east anatolian fault system (eafs), se
    turkey. turk j earth sci 16:319–338

    şengör amc, yılmaz y (1981) tethyan evolution of turkey: a plate
    tectonic approach. tectonophys 75:181–241

    2. paragraf haricinde entrynin çoğunluğu (bkz: landscapes and landforms of turkey) kitabından alıntılanarak yazılmıştır. bölgede gerçekleşen depremler http://ds.iris.edu/ üzerinden listendirilip http://udim.koeri.boun.edu.tr/ üzerinden teyit edilerek entrye yazılmıştır.

    bu entrynin yazarı olan şahsım, jeoloji üzerinde eğitim görmüş ve çalışan birisi değildir, sadece bu konuya bir hobi düzeyinde ilgi duyan ve araştırmayı seven birisidir. yanlışlarım varsa düzeltilmesini rica ederim, sözlük üzerinden ulaşamayacak kişiler roneil.sozluk@gmail.com adresine mail atabilirler.

  • ali türkşen: hulusi akar istifa etmeliydi
    didem arslan: ama darbecilere bağırdığını söylüyor
    ali türkşen: demek ki iyi bağıramamış