hesabın var mı? giriş yap

  • bir garip oyuncu.

    eğer bir ülkede,

    bir bilim insanı/ öğretmen/ mühendis/işçi

    (gelen yoğun istek üzerine bu düzeltmeyi gerekli gördük, çünkü burada amaç emeğinin karşılığını alamayan insanlardan bahsetmek idi)

    aylık maaşı ile kıt kanaat geçiniyorken,

    her hangi bir dizi oyuncusu, 2 milyon dolar isteyebiliyorsa her hangi bir reklam başına,

    o ülkede ciddi sorunlar var demektir...

    sustum.

    ---- ekleme ---:

    "dünya üzerinde hiç bir bilim insanı, popüler aktristten daha fazla para almıyor" , diyerek kendi üstün mü üstün zeka seviyelerini ortaya döken ve böylelikle de "evet ben biliyorum ama sen bilmiyorsun. çünkü sen gerizekalısın" diyen 5 yaşındakileri görmüş olduk yine yeniden..

    adam dünden hakarete aç zaten. tey allam. iyi peki, yazalım biz de.

    benim umurumda değil, dünya üzerindeki oyuncuların ne kadar maaş aldığı, benim kapitalist sever, patronların sömürüsünden zevk alan arkadaşım. çarklarda kaybolmuşsun, anladık. çıkmışsın bana hiç tanımadığın ve tanısan belki de nefret edeceğin bir kadını, ölümüne savunuyorsun. neden? çünkü ben, bilim insanının (yani emeğinin karşılığını hiç alamayan insanların) yerlerde süründüğünü söyledim, aldığı ülkemin maaşı ile. yalan değil iken üstelik. şu kadının, bir reklam başına 2 milyon dolar istemesi anormal ya da bizim açımızdan bir mallık sorunsalı değil. ama benim çıkıp, bir bilim insanını savunmam gerizekalılık, öyle mi? gördük senin de parlayan gözlerini...aferin sana...

    ne çok seveni varmış bu pis düzenin. aynen devam edin o vakit bu yolda.

    su katılmamış tikiler sizi...

    ------ ekleme yeniden ----:

    eleştirmenin de bir adabı varmış... sen, çıkıp milyonlar adına, "eşitlik ve adalet" diyen birisine, "geri zekalı" diyeceksin, (çünkü beren saat' i eleştiriyor diye.. neden? çünkü bu oyuncu kızımız , 2 milyon dolar istiyor bir reklam başına, zerre utanmadan ! bak sen ! ) direkt yorumunda. sonra da adaptan bahsedeceksin, öyle mi canım kardeşim ? pardon ama, ülkenin çoğunluğu açlık sınırının altında geziniyor bu ülkede. aç gözünü biraz, bak etrafına.

  • - benden önce kaç kişiyle yattın?
    - 4!
    - e sorun değil 4 kişi de ne bağırıyon?
    - yok bağırma değil o, faktöriyel.
    - oha!

  • az önce bir oğlum oldu arkadaşlar. adını "kartal" koydum. umarım birgün burayı okur. o sene bu sene.

  • mmuhteşem belgesel serisidir özellikle nasıl çekim yaptıklarına dair ayrıntılar da ayrı bir lezzet katmış.mesela uçan balıkların olduğu bölüm oldukça hoştu.aynı şekilde bitkiler ile ilgili bölümde kullanılan görsel olay durumu da ilginçti.sanırım ntv 50 dakika olarak gösterecekmiş belgeseli,internetten indirdiğimiz sürümler ise 59 dakika,az önce bahsettiğim nasıl çekim yaptıklarına dair görüntüler ise bu son 10 dakikalık bölümde yer almakta.sanmıyorum ancak umarım o bölümlerde yer alır.

    ayrıca ntv'den türkçe altyazısı bulunsa da wild china için de güzellik beklemekteyiz.

  • bir kere arkadaşla starbucks'a gittim. isim soruldu, arkadaş murtaza dedi. bardağın üstüne murtaza yazıldı ve çıkışta güldük.

    sonra bu benim çok hoşuma gitti. kızların tercih ettiği piç erkek var ya, adını murtaza diyen arkadaştı benim için.

    ben de piç olmalıydım, ben de böyle ibnelikler yapmalıydım. starbucks'a gittim tekrar adımı sordu, utanarak sıkılarak mıy mıy bir sesle murtaza dedim. çıkar kimliğini dese bittim ama. starbucks'ta rezil olmayı kaldıramazdım, naif bir insanım ben.

    19 tl murtaza bey dedi eleman. cebimde 20 tl var. kredi kartımı tam çıkartıyordum ki kartın üstünde gerçek ismimin yazdığı geldi aklıma. neyse ya ben nakit vereyim dedim, 20 tl uzattım, 1 tl para üstünü aldım ve ebesinin .mındaki evime yürüyerek gittim.

    piçlik benim neyime lan?

  • help albümünün on üçüncü şarkısı, paul mccartney bestesi.

    bu şarkı, üç binin üstünde cover'ıyla guinnes rekorlar kitabına girmiş, tarihin en çok cover'lanan şarkısı olmuş. muhtemelen herhangi bir anda, yesterday'in herhangi bir versiyonu bir yerlerde çalınıyor.

    paul mccartney, vokal ve enstrüman olarak, şarkının kayıtlarında yer alan tek beatle olmuş. bu da o dönem için the beatles'ta ilk kez yaşanan bir durumdur.

    şarkıda paul'a dört kişilik bir yaylı grubu eşlik etmiş. yaylıların düzenlemelerine bakılırsa bu şarkı, klasik müzik unsurlarının kullanıldığı ilk pop şarkı olmuştur. prodüktör george martin, şarkıya yaylı enstrüman ekleme fikrini ilk dile getirdiğinde paul tarafından kabul görmemiş, "biz bir rock'n roll grubuyuz" cevabını almıştır.

    paul, şarkının melodisini rüyasında bulmuş. uyandıktan sonra unutmamak için piyanonun başına geçip çalmış. başka bir şarkıdan araklamadığından emin olmak için birçok kişiye dinletmiş, emin olduktan sonra sözleri yazmaya başlamış. bu aşamaya kadar "scrambled eggs" gibi sözlerle söylüyormuş.

    bu şarkı, beatles'ın hayran kitlesi bakımından da bir dönüm noktası olmuş. o zamana kadar gençlerin ağırlıkla dinlediği bir grupken, bu şarkıyla birlikte orta yaş ve daha olgun bir kitleyi de yakalamayı başarmışlar.