hesabın var mı? giriş yap

  • elestirilecek noktayi kaciriyoruz yine her zamanki gibi. onun maasi fazla degil, sizinki az.

  • ırak'ın kuzeyinde şehit olan 6 askerimizden piyade er yasin karaca'nın tokat'taki evini görüyorsunuz.
    görsel
    lüks villalarında keyifle oturup son model araba koleksiyonu yapan siyasetçiler vatan millet nutuğu atarken utanır mı? sanmam.
    devletin mal varlığını yeyip de şu gariban aileyi bu hale sokanlar umarım kahrolur gider.

  • sitesine bir sık sorulan sorular kısmı koymuşlar, burda yer alan bir soru var:

    - exxen'i televizyonumda nasıl izleyebilirim?

    el cevap:
    exxen’i bilgisayarından izlerken, bu keyfi televizyonuna yansıtarak büyük ekranda yaşamak istiyorsan hdmı kablosu aracılığıyla bilgisayarını televizyonuna bağlayabilirsin.

    sağol şef seni de yorduk.

  • şayet vatandan soğutmak gibi gizli bir gündemleri varsa gereksiz yere kurulmuş liselerdir. zira türk'üm, anadolu lisesinde okudum ve ülkemden nefret ediyorum.

  • akit yazarı ali karahasanoğlu, adeta okuyanın aklıyla dalga geçerek bugünkü yazısında "benzin, motorlu taşıtlar vergisi, köprü, otoyol, emlak vergisi, pasaport harcına yapılan zamların, dar gelirli vatandaşın değil, bir avuç zenginin sorunu olduğunu" yazdı.

    mtv ve araç muayenesi zamları için;
    "yine araba sevdası.
    yine fakir fukaranın hayatı ile ilgisiz bir konu..
    asgari ücret ile geçinen insanların arabaları yok ki, bu gelen zamla ilgili de direkt bir dertleri olsun.."

    devamında pasaport bedeline gelen zam için;
    "affedersiniz beyler. hangi dar gelirli vatandaş, ne için yurtdışına çıkıyor ki, pasaport bedeline gelen zam sebebi ile hayatı etkilensin?"

    sigara ve içki zamları için;
    ürün mü diyelim, yoksa zehir mi?
    “sigara ve içkiye % 47 zam gelmiş!
    bence az gelmiş..
    hatta zammı da boşverin, hepten yasaklayın bile derim.
    vatandaşın sorunu, ekmek, süt, yumurta, et, ısınma derim..
    ama bunların hiçbir zaman dertleri, “vatandaş”ın derdi olmadı ki..
    onlar hep, bir avuç zenginin derdini, vatandaşın derdi gibi gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar."

    okurken kendinizi aptal yerine koyulmayı iliklerinize kadar hissedebileceğiniz rahatsız edici bir yazı olmuş.
    aynı zamanda birisi buna neden ülkenin çoğunluğunu dar gelirli kesimin oluşturduğunu ve bu insanların neden yıllardır canla başla çalışıp en alt segmentte olan bir arabayı bile alamadığını, bırakın yurtdışını, bu insanların neden kendi ülkesinde bile doğru dürüst bir tatile çıkamadığını, neden temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorluk çektiğini sorabilir mi?

    insanların çaresizliği kanıksamasını sağlamak yerine bu ülkede bu yoksulluğun neden bu denli varolduğunu sorgulamak gibi onurlu çabalar içerisine girseniz keşke.

  • aynı marka model, aynı motorlu ve emisyon normu aynı olan (farazi konuşalım euro 6.3 olsun) iki araba ve iki farklı kullanıcı profili düşünelim.

    biri bakkala bile araba ile gitsin ama sürekli kısa yol yapsın sonucunda bir senede 15 bin kilometreyi zor görsün. diğeri ise günde 50 - 100 km arası çevre yolunda, kontak kapamadan gitsin (benim bir senede 60 bin yapmış dizel görmüşlüğüm var).

    bu arabalardan ikinci olan daha sorunsuz olacaktır. ilki ise bir süre sonra emme manifoldundan egr'ye kadar kurumlanma, partikül filtresinin işlevsiz kalması, adblue pompa ve enjektörünün kristalleşmesi ve çoğu zaman da arızalanması gibi olaylarla karşılaşacaktır (genelde düzgün kullanılmayan modern dizellerde 20 ile 50 bin arası bunlar kendini gösterir).

    çünkü modern dizeller sadece bir bloktan ibaret değil hava / yakıt karışımının sürekli çevriminden, egzos emisyonu düşürme sistemlerine kadar bir bütündür. bunların da randımanlı çalışması için uzun kullanım gerekir (mesela nox sensörünün ısınması 25 dakika sürüyor) tek seferde.

    tamam partikül filtresinin temizlenmesi 3. vites 3500 devirden 4500 devre bir süre inip çıkarak halledilebilir, servis rejenerasyonu ile adblue kristallerinden kurtulabilirsiniz ama bu geçici çözümlerle uğraşmak da dert.

    sonucunda siz de öyle kullanacaksanız eğer, usülüne uygun kullanılmış yüksek kilometreli bir dizel arabanın alınmasında sakınca yok. yok zaten kısa mesafeli kullanacaksanız eğer zaten tercihiniz hiç bir zaman dizel motor olmamalı.

    hani dedim ya bir senede 60 bin km yapan örnek gördüm diye. bu arabanın işçilik emirlerinde ne bir adblue problemi, ne bir partikül filtresi problemi vardı (ki bu motorlarda sıktır). arabanın servise gelmesinin sebebi triger kayışının diş atlamasıydı en sonunda.

  • başlık: kız arkadaşım sikimi film izler gibi izliyor

    @1 bi köşeye oturuyor öyle izliyor

    @2 kisa film seviyo demek kiz

    sonraki 12 sayfa @2 ye helal gardaşımlar bravolar tebrikler methiyeler....

  • prusya önderliginde alman imparatorlugu kurulunca, bavyera da bunun bir parcasi olmustur. her ne kadar bavyera'ya özerklik taninmis olsa da imparatorlugu ilgilendiren kararlar berlin'de prusyalilar tarafindan alinmistir. bunun üzerine ikinci ludwig de kendini sanat, edebiyat ve mimari gibi konularla mesgul etmistir. servetinin büyük bir kismini saray projelerine harcamistir. bugün bu projeler almanya'ya ciddi bir turizm geliri saglamaktadir.