hesabın var mı? giriş yap

  • bir keresinde fabrika ziyaretinde, müşteri aniden, "sen bir makinenin üzerine çıkıp tamir edebilir misin ha? edebilir misin? bıktık kadın mühendislerden!!!" diye haykırdı. müdahale etmeseler masanın üzerine çıkıp slogan atacaktı, adam çok ani bir şekilde tek başına örgütlendi. neyinden bıktın adamım, zaten üç beş kişiyiz, nerede gördün de bıktın acaba? ben de sakince, "doğrudur" deyince iyice sinirler gerildi. sadece kadın olduğum için adamı delirttim beyler, bende bu kudret olduktan sonra neler yapmam ki?

    yalnız makinenin üzerine niye çıkıyoruz, onu hala anlamadım. makinenin altından fışt diye çıkıp, yağlı elimi alnıma sürüp, üzerimdeki mavi tulumla "buyur abim" diye karşılamayı düşünüyorum o adamı bir sonrakine.

  • yine atatürk'ün sebep olduğu bir başka facia. mezar taşlarını okuyamaz hale geldik, yarım metrelik boyumuzla dedelerimizin mezarlarına yetişemedik on yıllar boyu!

    sonra uzun adam geldi, o uzun olunca biz de uzun sayıldık ve ayrıca adam çok müslüman dolayısıyla dünya lideri ve oyları hak ederken hırsızlık yapmasına göz yummalıyız çünkü o müslüman ve uzun ve dünyanın en lider lideri.

    tanım: orijinali yinyangyo'ya ait olan espri. ben sadece başlığı doldurdum.

  • eren -ki kendisi 9 yaş, ilkokul 3 seviyesinde- son iki haftadır evde babaanne ve dede olduğundan, yayları iyice gevşetmiş, hoşgörüyü dibine kadar kullanmış, anne-babayı saç baş yoldurma seviyesine çıkarmıştır. aferin.

    saçımızı başımızı yolmamız yeterli gelmediğinden bi akşam şöyle ciddi bir ayar olsun diye, salonda masaya oturduk üç kişi ve başladık konuşmaya. arada o cevap vermediğinden monolog şeklinde gelişen konuşma şöyle;

    baba- eren sen böyle değildin ama!

    anne- yaptığının yanlış olduğunu biliyorsun değil mi?

    baba- oğlum babaanne ve deden çok yaşlı insanlar, onları kandırmak kolay ama kendini kandırırsın bak.

    anne- oğlum bak bu hayat bilgisi ödevin yapılmamış ama dedene yaptım demişsin, hoş bir şey mi bu?

    önünde cevaplanmamış iki sayfa test, tüm söylediklerimizi sadece bir baş sallamayla dinledi. baba her zaman olduğu gibi söylendikçe sinirlendi, sinirlendikçe söylendi, en sonunda kaş-göz etmemle kapıyı çarpıp odadan çıktı. yalnız kalınca "oğluşum hiç bir yorumda bulunmadın, ne düşünüyordun biz konuşurken, sence haksız mıyız?

    - yok haklısınız da anne, şey düşünüyordum; şimdi bana çok kızdınız ya siz, birden bir süper kahraman olsam, hemen fışşşt diye iki sayfa testi çözüversem, sonra siz şaşkın şaşkın bakarken sarılsam size, beni affediverseniz. böyle düşünüyordum, bunu hayal ediyordum.

    ben de düşünüyorum; birden bir süper kahraman olsam, çocuğumu üzmeden en doğru şekilde davranarak fışşşt diye büyütüversem, sarılsam ona sımsıkı, yetiştirirken istemeden de olsa yaptığım hatalardan dolayı beni affediverse.

  • -sabah koşuya çıkan insanlar varsa
    -avm dışında açılmış bi starbucks varsa
    -kadınlar tayt giyip yürüyüş yapabiliyorsa
    -kaliteli bir burgerci varsa
    -lüks markalardan alışveriş yapabileceğiniz mağazalar varsa
    -gurme market bulabiliyorsanız

    yüksek gelir düzeyine sahip, elit bir muhittesiniz demektir

    -insanlar kaldırım yerine yoldan yürüyorsa
    -restoranlar genelde çiğ köfteci, kebapçı, şerbetli tatlıcı ise
    -discount marketler normal marketlerden fazlaysa
    -sokağa çıktınızda 10 tane erkek görürken 1 tane kadın görüyorsanız

    düşük gelirli, gerici bir semtte olmanız olasıdır