ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yol verilince koşan yaya
-
alışık olmadığı bir iyilik ile karşılaştığı için buna cevap verme ihtiyacı duyan yayadır.
aslında bir kültür olması gereken şey ülkemde iyilik haline gelmektedir ne yazık ki. sen arabanda oturduğun yerde konforlu konforlu oturuyorsun, arkanda yol vermekle tıkanacak bir trafik falan da yok... yaya ise yürüyüş eforu sarf ettiği gibi her türlü sıcak, soğuk yağmur, çamur, toz, ekzoz dumanı durumu ile karşı karşıya. tabi ki insan olarak yayanın üstünlüğü olacak, arabaya bindin de o insandan daha büyük bir şey mi oldun?
ağa - maraba anlayışı genlerimize işlemiş, yani ata binmiş olan ağadır, atı olmayan ona hürmet etmelidir. ancak genel olarak şöyle bir şey de var;
(bkz: trafikte yol verilince oluşan mahcubiyet duygusu)
tam tersine haklı gururun bokunu çıkartan yayalar da vardır.
(bkz: yol verilince ağır ağır hareket eden yaya)
(bkz: yol verilince küstahlaşan yaya)
ebru gündeş'in sevgili listesi
-
---------------------uche okechukwu------------------------
----------------------hamdi vardar--------------------------
osmantan erkır-------------------------------- ömer durak
------------------süha yavuz----------------------------------
---------------------------hakan poyraz-----------------------
ömer gürsoy - hakan altun - kerem alışık - stelyo pipis
-------------------------reza zarrab---------------------------
abdullah gencal
levent akkaş
atilla saral
ilyas tetik
mert sarıca
takımın ideal 11'i bence budur. uche niye orda diye sormayın adam zenci. kaleci de doğal olarak zerrab tabi. oyunun gidişatına göre ilyas tetik kurtarıcı olarak, mert sarıca genç yetenek olarak girebilir.
edit: dizilim.
izmir marşı'nı söyleyen öğrencilerin kilitlenmesi
etnosentrik eğilim
-
kendine odakli egilim. kendine odakli isletmeler, kendi ulkelerini digerlerinden daha ustun, daha basarili gorme egilimindedir. kendine odakli egilimde oncelik her zaman anavatandaki faaliyetlerin basarisidir. bu nedenle, pazarlama ogeleri ic pazar yapisina gore yapilandirilir. ic pazarda denenmis ve basarili olmus faaliyetlerin diger dis pazarlarda da basarili olacagi varsayilir. dis pazarlarda da benzer veya yakin stratejiler kullanilir. dis pazar, uretim fazlasindan kurtulmak icin kullanilir. yeni pazarda sistematik pazarlama arastirmalari ve tuketici ihtiyaclari irdelenmez.
türkiye'de güzel kızların çok az olmasının sebebi
-
türkiye'de yakışıklı erkekler çok az olduğu içindir.
ne sandınız? baba-ana güzel ve yakışıklı olsun ki çocuk da öyle olsun.
ilk kez starbucks'a gideceklere tavsiyeler
-
nereye gidiyorsunuz arkadaş alt üstü kahve satıyorlar ne ipuçundan bahsediyorsunuz .
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
iş yerinin tuvaletine girdiğimde tarihi aptallıklara ve dalgınlıklara imza atan iş arkadaşıma rastladım.
n' aber m' aber biraz lafladık. sonra bir anda farkettim ki bunda bi gariplik var. bayağı zayıflamış gibi duruyor.
"aaa ne kadar inceymiş bunun bacakları" diye düşünmemle birlikte duruma uyandım; arkadaş ayağında bir külotlu çorap ve çizmelerle ellerini yıkıyor.
-senin eteğin nerede? dedim.
-haaaa o mu? yeni konak' tan aldım, dedi.
-yok, nerede onu soruyorum, dedim
-kemeraltının girişinde, metronun konak durağında inince, ayy sen nasıl bilmiyorsun yeni konak' ı? dedi.
-kızımmmm donla geziyorsun, dedim.
-aaaaaaaaa? nerede benim etek? dedi.
sonra olay anlaşıldı. tuvalate girince kırışmasın diye eteği çıkarıp askıya asmış.
sonra tuvaletten öylece çıkmış.
keşke uyarmasa mıydım diye düşündüm. harika bir şirket efsanesi olacaktı. vicdan micdan muhasebesi, kıyamadım. zaten gene sifonun üzerinde unuttuğu 290 milyarlık çekle bir efsaneye imza atmıştı.
zaten ben de 5 dakika boyunca donla gezen bi insanla diyaloğa girmişim de farketmemişim. eleştirecek de yüzüm yok.
kim milyoner olmak ister
-
marcel pohl'un kaç dönemde okulu bitirdiği sorusunu marcel pohl ve çevresi dışında kimsenin bilemeyeceği sözde bilgi yarışması. bu bir bilgi değildir. 2012 yılındaki bir olay, türk basınına yansımamış ve marcel pohl da almanyadaki random bir bankacı. böyle bir soru akıl, mantık ve vicdan sahibi hiçbir prodüktör tarafından yarışmacıya sorulmaz, çok ağır bir şaibe.
filarmoni orkestrası
kaygısızlar
-
ekip mahallede volta atmaktadir. ufukta hostes'in belirmesiyle kursat'tan oldurucu replik gelir:
- abi masallah yengem de aygaz arabasi gibi butun gun sokaklarda..
ekşi sözlük nick'lerinden akrostiş yazmak
-
mortifera diye bağırdım bir uçurumun kenarında
ortifera
rtifera
tifera
ifera
fera
era
ra
a
1 haftalık sevgilinin 17 bin 250 tl borç istemesi
-
bedelli nin üstünü tamamliyordur.
tombili'nin heykelinin çalınması
-
görüntüden anladığım kadarıyla demir ya da benzeri bir maddeden yapılmış heykel. demirini satmak için çalmışlardır.
o boğa nasıl yıllardır orada duruyor, hayret.
edit: gelen mesajlara göre, heykel bronzmuş.