ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir babanın en mutlu olduğu an
-
gunu bok gibi gecmis binbir dert tasayla gunu bitirmis
gunu bitirirken de pili bitmis bir babanin
sizip kaldigi koltukta
boyu 90 santim olan 2 yasindaki oglunun
kendi boyundan buyuk yastik bir elinde
diger eliyle basini koydugu sert koltuk kolcagindan ayirmaya tum gucuyle israr ettigi
babanin o sersemlikle
n`oluyoruz lan
deyip gozunu actiginda ogluyla gozgoze gelip
baba yassik baba yassik
lafini duydugu andir.
ki omre bedeldir.
uçak yolculuğu sırasında sinir eden olaylar
-
onumde, arkamda, yanimda cakkidi cukkudu sakiz cigneyen insanlar basi ceker.
arkamda oturan kisinin dizleriyle koltugumu kimildatmasi, itmesi de sinir kat sayimi tavana cikartir.
erdoğan'ın dolar krizini de atlatacağı gerçeği
-
şahsı atlatacaktır ama sen atlatamayacaksın cahil!
engelleyiniz!
edit: bak hele çomara 'olmayan iman gücünüz' demiş, siz olan iman gücünüzü gavs yalayıp, çocuk taciz etmeye kullanıyorsunuz değil mi?
sümeyye erdoğan'a suikast emri
12 ağustos 2021 hükümetin memur zammı teklifi
-
devlet hastanesinde çalışan lisans mezunu bir memurum.
bugün açıklanan işçi zammı ile birlikte ilkokul ve lise mezunu işçiler benden daha fazla maaş almaya başladı.
2 sene sonra asgari ücret de bizi geçecek. inşallah asgari ücret bizim maaşları geçtiği zaman asgari ücretin altında veremiyorlardır bizim maaşı.
görevde yükselme sınavı gibi “görevde alçalma sınavı” açılmalı acilen. görevde alçalıp temizlik personeli olabilirsem ailemi daha rahat geçindirebileceğim. teşekkürler.
bedri baykam asistan arıyor
8 ocak 2002 istiklal caddesi fotoğrafı
diyarbakır'da öğretmeni döven hanzolar
-
öğretmene değil devlete atılan dayaktır.
bakanlık şapkasını önüne koyup öğrenciden veliye gelinen bu noktayı sorgulamalıdır.
kızların ayrıldıktan sonra hemen başkasını bulması
-
hahahahaha muhteşem tespit.
askerden geldikten 1 hafta sonra instagram'da konuşmaları yakaladım. daha fenası o gecenin akşamı süpriz evlilik teklifi edecektim. her neyse, açıklamamı yaptım, evden çıktım. komşuyduk zaten, 2 dakika sonra kendi evime geldim.
3 gün sonra, bak abartmıyorum 3 gün sonra evin ordaki şok'da bambaşka bir adama bana sırtı dönükken "hayatım tatlı alalım" dedi. 72 saatte 2.5 senelik ilişkiyi bitirip başka bir adama hayatım dedi.
sonra da twitter'da orda burda "erkeklerin kalbi yoğğkk, erkolar ölsünnnn" diye ağlıyorlar. ha bu arada ben her gün ağlaya ağlaya işe gidiyorum. çoluğun çocuğun karşısında ağlamamak için tırnaklarımı avucuma bastırıyorum.
tinder, ot bok derken işin cılkı çıktı. ben artık herhangi bir kadının tek eşli olabileceğini sanmıyorum. güzelinden, çirkinine, akıllsından, aptalına hepsinin yüzbinlerce talibi var. hem de tek tık ötede. senin bakışını mı beğenmedi, istediğin bir şeyi mi yapmadın, paran bi şeye mi yetmedi, akşam eve geç mi geldin, hoooop tek tıkla aradığı yeni adam karşısında....
sevgilerle.
eve gelen tamirci karşısında hissedilen suçluluk
-
altında derin ve karmaşık bir dizi psikolojik faktörün yattığına inandığım korkunç bir his. duşakabinimizin su sızdırmaya başlaması, kombimizin titreye titreye çalışması, buzdolabımızın optimus prime 'a dönüşmesi gibi nedenlerle eve çağırdığımız tamirci karşısında neden çaresiz hissederiz kendimizi? neden sürekli ona yaranmaya çalışırız? neden "ustacığım bir şey lazım mı?" diye sorarız sürekli? o bir cerrah titizliğiyle işini yaparken hissettiğimiz gerilimin sebebi nedir? neden eve gelen usta bizden "kullanılmayan, böyle eski, pis bir bez" ya da "şöyle küçük bir iskemle" istediğinde heyecanlanırız?
çocukken evde bozulan her elektronik alet karşısında "sen mi oynadın lan bununla?" diyen bir baba, hiç anlamadığımız bir konuda tamirata gelen adamın çıkaracağı masrafın belirsizliği, bir şeyi tamir ettirmenin getirdiği mutsuzluk ve gerilim hissi... hepsi ama hepsi bu suçluluğun nedenleri arasında sayılabilir. mamafih akılda tutulması gereken bir başka neden de bazı tamircilerin eve sıradan bir insan, normal bir tesisatçı şeklinde gelmek yerine sorgu meleği kılığında gelmesi olabilir. adam sizinle öyle bir konuşur ki ezilir büzülürsünüz. sizi sorgular da sorgular... sorun ondan önce gelen tamirciler ya da ustalardır. bu asabi ve kıskanç usta tipi adamın ruhundaki suçluluk hissini arttırır.
- usta sorun neymiş?
- kime monte ettirdiniz siz bunu?
- valla eve taşınırken ustalar baktı...
- ....
- ne olmuş abi?
- olacağı olmuş işte... işi bilmeyen adam bunu ekseriyetle böyle monte eder. bunu kompile yanlış monte etmişler...
- tüh ya...
- masraftan mı kaçtınız siz?
- yo...
- masraftan kaçarsanız böyle olur işte...
- abi kaçmadık masraftan...
- geçen bir başka yerden çağırdılar... duşakabini takar takmaz hadi selamunaleyküm... sular alttan banyoyu basmış... masraftan kaçmayacaksın, ustasını bulacaksın...
- valla bilemedik abi... masraftan da kaçmadık ama...
- kaçmayacaksın masraftan...
- yok abi kesinlikle kaçmadık zaten...
***
bu ne lan? yecüc mecüc gelse daha iyiydi... usta mısın csi dedektifi misin? kaçtım masraftan evet... ucuzu tercih ettim... allah belanı versin senin... zona oldu her yanım stresten, gerilimden... evet masraftan kaçtım... evet arkadaşlarla biz monte ettik onu... biz monte ettik... anlıyor musun biz... ucuz olsun istedim çünkü... masraf çoktu, artmasın istedim... suç mu? suç mu bu? amacın beni ağlatmak mı, üzmek mi? özür dilerim tamam mı usta... tamam mı? özür dilerim... allah kahretsin özür dilerim... yeter artık üstüme gelme... ühühühühühühühüh.... ya şimdi yazarken bile fena oldum... sanırım devam edemeyeceğim. burda keselim lütfen...
tuvalet terliği üzerindeki su damlacıkları
-
acaba gercekten ''su''mudur diye dusundurur.