hesabın var mı? giriş yap

  • dönemin askerlik kanununu incelemekte yarar var. rahmetli babam da askerliğini yedek subay olarak yapmıştı, ama meslek lisesi mezunuydu. ayrıca iddia edilen üniversite mezunu olmadığı değil, 4 yıllık üniversite mezunu olmadığıdır. o yıllarda 3 yıllık üniversite mezununun yedek subay olabilmesi mümkün olabilir.

    ikna edici olmayan açıklamadır.

  • hep geleceğin iyi olacağını düşünüp mevcut an'a odaklanmayı düşünmediğimizden dolayı oluşan histir.

    bir gün bir bakarız her şey geride kalmıştır. güzel günlerin geleceğini umut ederek yüzüne bakmadığımız o sıradan günlerin, aslında en güzel günlerimiz olmuş olduğunu ve çok geç kaldığımızı fark ederiz.

    insan işte. az biraz bir hayatı var. tam "evet işte hayatı öğrendim" derken ölüveriyor...

    oysa hayat şu anda, şu entry girerken bir yandan atıştırdığım leblebinin tadında gizlidir ve leblebi bitince o "an" da bitecektir. yerini çay içme zevkine bırakacaktır belki.

    bir hayatımız var, güzel yaşayalım.

  • ters ayakta yakalanmış, gözünüzle izleyin.

    edit: gelen hakaretler üzerine üşenmedim tekrar izledim ve sonuç olarak fikrim değişmedi. video'da açık bir göz aldanması var. buyrun kendiniz karar verin;

    http://i.imgur.com/nx1qcqg.jpg

    - 1. karede şut çekildiği anda kalecinin ters ayakta olduğu açıkça görülüyor,

    - 2. karede top ile kaleci arasındaki uzaklık, kalecinin yetişemediği veya yetişemeyeceği yine oldukça açık,

    - 3. ve son karede ise top kaleciyi geçtikten sonra kalecinin kolunu çektiği görülüyor. kalecinin ve topun paralel uzantılarına dikkat edin.

    edit2: volkan'ın benfica'dan yediği gol; https://youtu.be/bss3_dmb7k0?t=48

  • bir gezginin, 10. yüzyılda yaşamış dede ve ninelerimizin günümüz türk halkından daha çağdaş ve insancıl yaşadığını gösteren notlarıdır.

  • frida kahlo, diego'dan vazgeçme eşiğini şöyle açıklamıştır:

    "kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
    canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

    her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.

    ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.

    sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.

    tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.

    bencil olduğun için vazgeçtim.

    bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi.

    ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.

    bu yüzden ben de senden vazgeçtim.

    frida kahlo"

  • bir gün korku filmi izleyip salonda uyuyakaldım. sabaha karşı beyaz bir şey üstüme atlayıp beni uyandırdı. resmen altıma sıçtım. bir baktım bembeyaz bir kedi. acıktı herhalde benimki dedim kalktım. ayılınca hatırladım benim kedim yok ki! sokak kedisi olamayacak kadar temizdi. ben de kapıcıyı arayıp evimde kedi var dedim. o da sabahın beşi aq banane dedi. doğru dedim. sonra yan komşunun kapısındaki paspasda kedi resmi olduğunu hatırladım. bir iki saat sonra gittim kedilerini geri verdim. balkondan benim eve zıplamış manyak.

    bir kaç gün sonra duştan çıktım, bir baktım kedi gene benim evde. kapı çaldı verdim direkt.

    1 günlüğüne şehir dışına çıktım. geldiğimde kedi gene bendeydi. kapı çaldı, kediyi verirken kadın sizin evi çok seviyor, sürekli size geldi dün biz de balkondan geçip aldık dedi. ben de ehüehü diye gülüp kapattım kapıyı. sonra bir dakika lan dedim bunlar benim eve girmişler! bunu bana söyledi ben de mal gibi gülüp uğurladım kadını.

    aynı gün kapıcıya anlattım durumu abi dedim ailecek bana musallat oldular, önce kedi alıştı sonra komple yan daire bana geliyorlar dedim. o da çok yanlış, özel hayat diye bir şey var belki ben birini öldürdüm kuvvette saklıyorum demesin mi!

    o günden beri balkon kapısını kitlerim. kedi neyse hadi yan komşu da neyse ama kapıcı girerse büyük sıkıntı.

  • sınavlarda, anketlerde vesairelerde yaptığım tezcanlılık. isim kısmına adımı ve soyadımı allah ne verdiyse yazarım, sonra aslında çok da uzak olmayan hemen bir alt satırda bana "la gerizekalı bi dur hele" diye bakan "soyad" kısmını görürüm. mutlu olurum...

  • yavşaklar buzulların altındaki biyolojik oluşumları deşiyorlar, aslında çok tehlikeli.

    o solucanın üzerindeki bir bakteri veya virüs insanlığın binlerce yılda geliştirdiği bağışıklığa uymadığında ne olacak ? beraber yaşadığımız hayvandan geçen visrüste şaftımız kaydı. adam başka zaman diliminden canlı getiriyor.

    entrydeki üslup sorununa takılmazsanız ki takılmayın, buzul kazmak çok ciddi ve sıkıntılı iştir.