hesabın var mı? giriş yap

  • henüz bu kadar popüler değilken bir arkadaşımın ısrarıyla katıldığım aile dizimi terapisinden ben hariç herkes fazlaca etkilenmiş halde çıkınca para kazanmanın aslında çok kolay olduğunu bir kez daha anlamıştım.

    önce seyirci olduk hepimiz. kendisine psikolog diyen benimse moderatör olarak tanımladığım bir kadın bize bu sistemin özünü anlattı. bireylerin travmalarının kuşaklar öncesine dayanması, geçirdiği hastalıklar kadar yaşadıkları ve olaylara verdikleri tepkilerinin bile birkaç kuşak önce yaşamış aile bireylerinin yaptıkları veya yaşadıkları tarafından belirlemesi durumu imiş. bu olguya göre dedenin dedesinin, babasının, dedenin veya babanın (aynı şekilde dişi fertlerin de) yaşadıkları, yaşattıkları, travmaları, pişmanlıkları, yaşayamadıkları vb. olaylar dna yoluyla size aktarılıyormuş ve sizden de evladınıza.

    aslında mantıksız değildi ama çok çelişkiliydi her şey. kafamdaki sorular netti ama dile getirilecek kadar açık değildi belki de. ben de ön yargılı olmadan dinle kiyveni dedim, gülme dedim, bi dur belki de gerçekten aşşşırıı bilimsel bir şeydir dedim. pür dikkat dinledim, odak problemi olan ben için bi' noktadan sonra her şey birbirine girdi. sonra örneklemeye geçildi ve gönüllü istendi. arkadaşım atladı hemen.

    kendisinin sıkıntısını ben çok iyi bildiğim halde tabii ki orada sadece yüzeysel olandan bahsetti. başka gönüllülerden biri dedesi oldu, biri babaannesi, biri annesi, biri babası, birkaçı da eş dost akraba. ortada obez bir siyahi konuşmacı eksikti, insanları motive edip, tok sesi, güçlü hitabeti ve ilahilerle başlarını döndüren. geri kalan her şey aynı o ortamlardaki gibiydi. biri sallanmaya başladı, diğerinin nefesi kesildi, arkadaşım ağlayarak babaannesine seni affettim dedi ve netice; arkadaşımın aile kurma ve çoğaldıkça çoğalma arzusunun haddinden fazla olması, aynı şekilde kaybetme korkusunun hayatını fazlaca etkilemesi durumunun dedesinin tüm ailesini geride bırakarak almanya'ya işçi olarak gitmesi neticesinde babaannesinin yaşadığı travmalardan kaynaklandığını bulması oldu. kendisi falcıya gittiğinde de aynı tepkileri gösterdiğinden ben tam olarak anlamadım neyden etkilendiğini. aşırı bilimseldir belki de diye diye aşşıırıııı saçma bir şeye tanıklık ettim. ben hayatımda böyle şarlatanlık görmedim.

    aranızda bu terapi(!) yöntemini benimseyen, yapan, yaptıranlar vardır belki; belki ben bu işin uzmanıyım diyenler de vardır. belki benim katıldığım bu şey gerçek bir aile dizimi terapisi bile olmayabilir. hakkında bilmediklerim bildiklerimden daha fazla da olabilir. ama her ne olursa olsun inanmaya aç bir toplum var karşınızda. ister aile dizimi deyin, ister travmaları serbest bırakmak deyin, ister hacamat isterseniz zen öğretisi. hepsinin binlerce, milyonlarca alıcısı var. insanları birazcık tanıyorsanız çok güzel paralar kazanabilirsiniz. ve kızılacak olan siz değilsiniz.

  • bugün akşam eve gidiyorum dolmuşta son yolcu bi bayan ve ben kaldık bende inmedim ,şöför ben ve kız dolmuş istikametinde dolanıp duruyoruz . şöförde durmadan dikizden tip tip bakıp duruyo dedim kesin kıza bi bok yapacak bu godoş. en son bana "yeğenim sen nerde inecektin" dedi. bende dayı sen hayırdır bi tek ben inmeyecem bayanda var ona neden sormuyorsun? dedim. adam bayan zaten benimle dedi kadına baktım gülüyo lann meğer karı yolluymuş benim inmemi bekliyolarmış, bende gavat gibi karıyı bekliyorum frown ifade simgesi dayı beni sağda indirrdi, eve fazladan 5km yürüdüm .:(((

  • 13. yüzyılda ingiltere'de merlin'in kafasına atacak domatesi nereden bulduklarını merak ettiren dizi. domatesin suçluların kafasına atılabilmesi için önce amerikanın keşfedilmesi, ordan buraya domates gelmesi, papalığın bir süre domatese karşı çıkması falan lazım. sonra bir ara ekilmesi büyümesi vs.

  • matematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar:
    -bir ağacın dalında 5 tane kuş var. taş attım, iki tanesini vurdum. geriye kaç kuş kalır?
    öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar:
    - hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider.
    öğretmen gülümser:
    - hayır. doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim.

    öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. ders devam ederken tekrar parmak kaldırır:
    - bir soru da ben sorabilir miyim?
    öğretmen izin verir.
    - sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. kadınlardan hangisi evlidir?
    öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır:
    - hmm...şey..yalayan?
    öğrenci yanıtlar:
    -hayır, parmağında alyans olan. ama bakış açınızı sevdim.

    edit: debe'ye falan girmiş ama daha önce yazılmış ki bu. uyaranlara teşekkürler. fava atanlara da çaylar benden*