hesabın var mı? giriş yap

  • birisi sanatçı değil yazmış.

    ortaokulda piyanist şantörlüğe başlamış gece kulüplerinde, istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı türk müziği bölümünü bitirmiş. her türlü enstrümana hakim, profesyonel bir şekilde piyano, gitar, klarnet çalabiliyor. söz yazarı, bülent ersoy, ferdi özbeğen, müslüm gürses ve emrah gibi geniş bir ses aralığında daha birçok sanatçının sesini muazzam bir şekilde taklit edip şarkı söyleyebildiği gibi kendi sesiyle de başarılı bir şekilde birçok şarkı seslendirmiş. italyanca opera söyleyebiliyor. tiyatro ve senaryo yazarı. aynı zamanda tek kişilik gösterilerden tutun da tiyatro, dizi ve birçok sinema filmi oyunculuğu yapmış. yönetmenlik yapıyor.

    ama bizim sivilceli ergen ekşici dedi ki sanatçı değil. ama döve döve sorucan böylelerine. he yarrağım he anlat bakalım sanatçı nasıl oluyor.

  • 40 yıllık kadın geçmişi olan, dünyayı yemiş bitirmiş ekşici piçlerin tespit ettikleri yaştır. amk ergenleri.

  • hülya avşar’ın 10 yaşındaki kızı zehra çilingiroğlu’nun hülya dergisinin son sayısından itibaren köşe yazarı olması ve engin hayat deneyimlerini okurlarıyla paylaşması durumu. kendi adıma, zehra çilingiroğlu’nun bir “küçük virginia woolf ” olduğundan ya da onun yazarlık yeteneklerinden şüphem yok. ama türk medyasındaki sarsısıcı entelektüel rekabet nedeniyle zehra çilingiroğlu’nun yazarlığının daha çok hülya avşar’ın kızı olmasından kaynaklandığını düşündüğüm için – tamamen saçmalıyor da olabilirim- başlığı da bu şekilde açtım.

    şimdi konumuza dönelim ve hemen zehra çilingiroğlu’nun ilk yazısından bazı alıntılar verelim:

    -her çocuk gibi ben de hafta içleri alışveriş yapmaktan ve arkadaşlarımla buluşmaktan keyif alıyorum. tabii derslerimden arta kalan zamanlarda... hafta sonları da ormana gitmeyi, balık tutmayı ve sahilde koşmayı seviyorum.(...) annem gibi ben de ayvalık'a bayılıyorum. hafta sonları annemle fırsat buldukça antalya'ya kaçıyoruz. kışları kayağa gitmeyi ve londra seyahatlerini çok seviyorum.

    - sizin hiç tahta oyuncağınız var mı? taa ki nişantaşı'nda açılan tayga toys'a uğrayana kadar benim de yoktu. 'sihirli annem' dizisinde severek izlediğim inci türkay'ın açtığı mağazada, sadece kesilmesi uygun olan ağaçlardan yapılmış oyuncaklar satılıyor.

    -bay majör'le klasik müzik masalları dizisi bence harika. bay majör isminde bir müzik araştırmacısı, kimi zaman anlatıcı, kimi zaman maceranın içindeki biri olarak karşımıza çıkıyor. dizi çobanın mevsim yolculuğu (vivaldi), şatoda üç saat (bach), büyük sır (mozart), duygu makinesi (beethoven) isimli dört kitaptan oluşuyor. üstelik her birinde bulunan müzik cd'lerini, hem yalın olarak, hem de seslendirilmiş versiyonlarıyla dinlemek mümkün.

    ...........................

    10 yaşındaki kızını kendi ismini taşıyan, her ay kendi resmini kapak yapan dergide köşe yazarı yapmak nedir allahaşkına? hayır zehra çilingiroğlu’nun yeteneğinden tabii ki kuşkum yok. “üstelik her birinde bulunan müzik cd'lerini, hem yalın olarak, hem de seslendirilmiş versiyonlarıyla dinlemek mümkün”..müş. bu cümleyi kurmakta hala zorlanırım mesela ben. 17 yaşımda bu cümlenin dörtte birini kursaydım belki de babam bizi terk etmezdi. neyse kişisel acılarımla sizi üzmek istemem.

    aslında beni bir ertuğrul özkök okuru olarak asıl rahatsız eden; “kışları kayağa gitmeyi ve londra seyahatlerini çok seven” zehra çilingiroğlu’nun canımdan çok sevdiğim, kişisel yol göstericim, aykırı düşünür ertuğrul özkök’e rakip olma ihtimali. biliyorsunuz “haftasonu las vegas’da çok ünlü bir restorandaydım. yanımda çok ünlü bir türk iş adamı, onun güzel eşi ve al pacino vardı” yahut “dün akşam petrus bana yeni bir şarap göndermiş. tattım. ve o an dünyanın gerçekten yaşamaya değer olduğuna inandım” türünden yazıları biz ertuğrul özkök’ten öğrendik.

    peki ne olacak şimdi? aydın doğan bey, yarın bir gün, zehra çilingiroğlu'nu hürriyet genel yayın yönetmeni yaparsa? biz ertuğrul özkök'ü nereden ve nasıl takip edeceğiz? skyturk'ten mi? oh, ulu tengrim, öyle çok korkuyorum ki....buyrun bu da zehra çilingiroğlu'nun köşe yazarlığıyla ilgili bir haber linki:

    http://www.internethaber.com/…_detail.php?id=115435

    edit: kidmanist ve kibritsuyu'na düzelti için çok teşekkürler. ben korkudan, üzüntüden ne dediğimi biliyor muyum arkadaşlar?

  • ekonomik zorluk yaşayan ve uçuşları bir ay durduran bir firmanın basın açıklaması yaparken bile yalakalık peşinde koşması. neymiş darbe girişiminden olumsuz etkilenmişler.
    tabii başka ne olacak yoksa kriz falan yok, ekonomi tıkırında.

    edit: açıklamanın odağına darbe girişimini koyarsanız, sadece bir cümlede yeni havalimanına değinirseniz, sadece bir cümlede dalgalanma oldu falan derseniz kimilerinin aklında ve manşetlerinde neden olarak sadece darbe konusu kalır. firma hükümete yakın olduğu için bu şekilde bir açıklama yapılmış, paralel bir dil kullanılmış; eleştirdiğim nokta bu.

  • katar'da düzenlenecek olan fıfa 2022 dünya kupası organizasyonunun güvenliğini bizim polisimiz sağlayacakmış.

    içişleri bakanı süleyman soylu, “katar'ın bize emanet ettiği güvenlik konusunda sanki bizim bir düğünümüz var ve biz heyecanlıyız. bunu başarıyla bitirme arzusu içerisindeyiz” dedi.

    la ne düğünü? 10 milyar $ para dilendiniz, bir de polisimizi sanki sizin malınızmış gibi gönderiyorsunuz.

    cb diyor ya hani, ihracat ile kazanacağız vs. askerimizin yanına polisimizi de kattık artık satılık-kiralık olarak.

    edit: kaynak eklendi:
    https://www.birgun.net/…ar-gibi-heyecanliyiz-368702

  • 20 li yaşlarda en büyük çılgınlık bungee jumping ya da wakeboard yapmak iken şimdilerde en biyük çılgınlığım kırmızı et yemektir, kolestrol inip inip çıktıkça bi hoş oluyor kafam mafam her yerim. herhalde bir 20 sene sonra da en büyük çılgınlığım mecidiyeköy'de karşıdan karşıya geçmek olacak.