hesabın var mı? giriş yap

  • ulan şaka gibi. türkiye'nin en büyük adamı olacan, 2 buçuk dakika kafede cuara içenlere ceza yazdırmak için zabıta bekleyecen.

    gerekli işlem yapılsın de geç. işine bak, nereye gideceksen git dayı.

  • oncelikle (bkz: tesla autopilot)

    yaklasik 8 aydir tesla model x kullaniyorum. aracim ilgili videoda kullanilan 8.0 versiyonuna (ap1 de deniyor) sahip. (bu en gelismis versiyon degil, gectigimiz ay ap2 duyuruldu, ekstra hardware gerektigi icin sadece yeni teslalarda var)

    yazilanlari okudum, cehalet akiyor. fake diyenler var, mumkun degil diyen var, turkiye'de olmaz diyen var, var oglu var. kisaca diger hemen her konuda oldugu gibi bilgi yok, fikir var.

    olm siz ne acaip bir nesilsiniz yahu boyle ? olgulardan suphe duymak eyvallah, baslangic olarak mukemmel de hemen sonrasinda neden sapitiyor ve bilgi sahibi olmak ve sonra cikarim yapmak yerinde direkt iskembe-i kubraniza baglayip "olmeaz len o oylea" yi yapistiriyorsunuz ? cins misiniz olm siz ?

    videodaki uyariyi su ana dek uc defa yedim. bir an icin sagima baktigimda ondeki aracin ani fren yapmasi sebebi ile yedim ornegin. tesla'nin yazilimi eger ondeki araca yaklasma hiziniz tehlikeli sekilde artmissa uyari veriyor. eger yeterince hizli tepki verip fren yaparsaniz her sey yolunda ama tepki sureniz kazaya sebep olacak kadar yavassa bu sefer kendisi otomatik fren yapiyor. iddia filan degil bu, fact. dunya uzerinde autopilot'a sahip yuzlerce teslanin her gun yaptigi bir sey.

    ayni sekilde yazilim ap 7.0 yazilimi sayesinde ondeki aracin onundeki araci da gorebildigi icin (radar sinyallerini kullanarak) ayni "tehlikeli sekilde yakinlasma" hesabini o araclar icin de yapabiliyor ve "bak ondeki araclar aniden duracak" diye onceden sizi uyarabiliyor.

    ha bu yeni bir sey de degil, videosu internete yeni dustu de unlu oldu o yuzden haberdarsiniz.

    turkiye meselesine gelince, turkiye'de de ayni sekilde calisir. hic kafanizi yormayin. siz once tesla'nin turkiye'ye official olarak gelmesini saglayin, derdiniz o olsun.

    neden sorun degil ? cunku autopilot sizin tampon tampona gittiginizin farkinda, sadece dunyada bir turkiye'de mi tampon tampona trafik var saniyorsunuz ? aletin derdi tamponlarin arasinda 30cm mesafe kalmasi degil, sizin tamponun baska bir tampona yaklasma hizi. saatte 1 -2 km hiz ile giderken diger araba 30cm otenizde diye yaygara koparmiyor yani. ondeki arac duramayacaginiz kadar ani sekilde durursa uyariyor. yani siz dert etmeyin, turkiye'de de mukemmel sekilde calisir.

  • özellikle abd pazarına sunulan düz vitesli araçlarda, sürücünün motoru yanlışlıkla viteste çalıştırıp kaza yapmasını önlemek amacı ile ilave edilen bir sistemdir.

    clutch switch, debriyaj pedalına entegre edilmiş bir düzenek olup, ancak debriyaja basıldığında marş motoruna giden tetik devresini tamamlamak üzere tasarlanmıştır.
    nedeni de, olası bir kaza durumunda üreticinin dava edilmesini önlemektir.

    araca faydası olup olmadığına gelince, tipik bir otomobil motorunu çalıştırmak için, marş motorunun (hava sıcaklığına vs bağlı olarak) yaklaşık 80 ila 130 amper güce ihtiyacı vardır. en ucuz araç aküsü dahi bu ihtiyacı fazlası ile karşılar (araç akülerinin marş kapasitesi 380 - 1100 amper arasındadır, bu değer ne kadar yüksekse, o kadar iyidir aslında)

    debriyaja basılmadığı takdirde (o vites boşta olacak tabi) gereken ilave yük ihmal edilebilir seviyededir. aracın, akünün, marş motorunun ömrüne ölçülebilir bir olumsuz etkisi olmaz.

    ancak...

    aracı debriyaja basarak çalıştırmanın pek bilinmeyen olumsuz bir etkisi vardır:

    içten yanmalı motorlarda krank milinin ileri geri hareketini kontrol altına almak için özel bir yatak kullanılır. bu yatağın türkçe adı gezi ayı olup, thrust bearing olarak bilinir.

    motor çalışmıyorken bu yatakların yağ beslemesi de yoktur, dolayısı ile en savunmasız haldedirler.
    debriyaja basıldığında baskı plakası volan üzerine yüzlerce kilogramlık (hatta, modeline göre ton seviyesinde) baskı uygular. bu baskı aslında volana bağlı olan krank milini de ileri itmeye zorlar, tüm bu baskıyı da gezi ayı (thrust bearing) karşılar.
    motor çalışıp, yağ pompası yeterli devirde dönmeye başlayıp tüm yatakları birbirlerinden ayıracak basınçta yağ göndermeye başlayana kadar, bu gezi ayı kuru çalışmak zorunda kalır. metal metale temas eder.

    burada bir noktayı açalım:

    motorun içinde krank, kol ve gezi yatakları vardır. bu yataklar oldukça yumuşak metallerden üretilirler. çalıştıkları yüzeyler ile aralarında ince bir yağ tabakası tutarlar, bu sayede hem sürtünmeyi, hem de aşınmayı en aza indirgerler. aralarındaki yağ tabakasını da yağ pompasının beslediği basınçlı yağ oluşturur. bir sebepten dolayı bu yağ tabakası oluşmazsa, küçüklü büyüklü felaketler yaşanır.

    işte sürekli debriyaja basılarak çalıştırılan araçlarda bu gezi ayı (thrust bearing) daha çabuk aşınır, bu da krank milinin toleransların dışında eksenel (ileri/geri) hareket ederek daha başka parçaların da aşınmasına yol açabilir.

    bu aşınma özellikle yağı zamanında değiştirilmeyen motorlarda daha belirgin hale gelir, araç sonunda bir gün sanayiye park edilir...

    ha, motoru debriyaja basarak çalıştıracaksanız sentetik yağ kullanabilirsiniz. sentetik yağın yüzeylere tutunma özelliği çok daha yüksektir, aşınma riskini azaltır.
    bir de, reklamların gazına gelmeyin, yağınızı sık değiştirin. motorunuzun ömrü için yapabileceğiniz en ucuz sigorta içinde iyi ve niteliği bozulmamış yağ olmasıdır.

    bu arada, istanbul trafiğinde düz vites kullanan kekolar diye cümle kuranlar da bir çay getirsinler, onlara da otomatik vitesin ne boktan bir halt olduğunu ayrıca anlatırım.

  • "hülya avşar insanların yeteneği olup olmadığını 30 saniyede anlıyor ama biz 30 senedir kendisinin ne yeteneği olduğunu anlayamadık."

  • gidersin, adamı bir temiz döversin sonra adli makamlara bildirirsin.

    savunulacak hiçbir yönü olmayan bir bir olaydır. gerçekleştirenler ağır ruh hastasıdır.

  • ben bunları tanıyorsam bu başlığa erişim engeli atılır. zira kelimesi kelimesine doğru olduğuna eminim.

    t: bilinenin ifşası.

  • kükürt, sönmemiş kireç ve petrolden yapıldığı düşünülen, püskürtülerek kullanılan ve en önemli özelliğinin her türlü ortamda yanabilmesi olan zamanının en etkili silahı. callinicus isimli suriyeli bir kaçağın, iskenderiyeli kimyacılardan (ç)aldığı bilgiyle bu silahı 673 yılında icat ettiği sanılıyor. ilk olarak 677 yılında istanbul'u kuşatan arap donanmasının , dekoratif aydınlatmaya dönüştürülmesinde kullanılmış. daha sonra istanbul, viking ve venedik donanmalarından çıkan ışıklarla bir kez daha aydınlanmış, halk kemiklerine kadar ısınmış.

    http://www.unf.edu/…/greekfire-madridskylitzes1.jpg

  • haluk bilginer'in başrolde oynadığı, toplumsal ve siyasi pek çok olaya göndermeler yapan harika bir yerli dizi. kısa, öz ve oldukça manidar olmuş.

    beğendiğim bir replik:

    ‘’bu burçlar falan var ya astroloji yani, prensip olarak çok saçma bir defa. insanın kişiliğini doğum tarihinden anlayamazsın. hele geleceğini tahmin etmek, doğum tarihiyle olacak şey değil o. o nasıl olur ancak biliyor musun? doğum yeriyle. insanın geleceğini de kişiliğini de doğum yeri belirler. esasında bu burçları doğum yerine göre ayarlamaları lazım.

    bak, insanın doğum yerine göre kehanette bulunsalar mesela onu anlarım. sonuçta trablus'ta, peşaver'de ya da angola'nın herhangi bir köyünde doğmuş bir çocuğun hayatının neye benzeyeceğini tahmin etmek zor değil. eh… toronto'da, oslo'da, tokyo'da doğmuş da az buçuk ne olacağı belli. bizim anadolu insanı bunu bilir mesela. onun için de yeni tanıştığı bir kişiye “burcun ne?” diye sormaz. “memleket nere?” diye sorar.

    bir de yükselen burç meselesi var. o da vatandaşlık oluyor, yani hangi ülkenin vatandaşı olduğu. o da önemli. suriye'de doğmuş bir suriyeliyle suriye'de doğmuş bir fransızın kaderi aynı olmuyor tabi. burcum halep ama yükselenim fransız. o zaman iş değişiyor tabi. ya da burcum kongo yükselenim belçika. durum farklı. işte benim burcum da kambura. benim kaderim de kambura. ben eğer bugün buralara geldiysem, sırf kambura'da doğduğum içindir.’’

    cemil, şahsiyet, 6.bölüm