hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: korku)

    evet, tek sebebi korkudur.
    ufak bir kıvılcımla o dergileri basabilecek, fransa'dakinin aynısını, hatta daha fazlasını yapabilecek binler var bu ülkede.
    (bkz: ehlisünnet tv'nin ateistleri korkutan videosu)
    sanmıyorum ki duyarsız ya da duygusuz olsunlar.
    sonuçta ölüp gidenler meslektaşları, beraber zamanında ortak dergi bile çıkardıkları insanlar.
    ama bu ülke öyle bir hal aldı ki artık, yitip gitsen, faili meçhul olsan bile ardından hakkını savunacak yok.
    bu ülkede artık ölüp gidenleri bile ardından yuhlatan insanlar var.
    bu ülke katillerin, hırsızların kollandığı bir yer.
    temkinli davranmakta haklılar.

    ekleme: dakika 1, gol 1. aha buyur.

    (bkz: vahdet yazarının penguen dergisini tehdit etmesi)

  • terlikli halde kitap okunamayacağını düşünen bir adet dingil tarafından dalga geçilmektir. kitap okumayı karı kız düşürme aracı olarak gören bir beynin kitaba bakış açısından ne beklenebilir amk.

  • annesi hastaymış adresi bulamamış ilacını alamamış.

    bu da hayırlı evlat olarak gelmiş ve başka kadınlara sizi s.kerim, senin kafanı koparırım, öyle televizyonda gördüklerinize benzemem gerçekten s.kerim hepinizi diye tehdit ediyor hem de sağa sola yumruk atıyor dağıtıyor ortalığı.

    tebrikler delikanlı. annene selamlarımızı ilet senin gibi bir yaratık yetiştirdiği için.

  • ilkokula giden ve tüm sitede aşırı yaramaz, terbiyesiz olarak bilinen çocuk, sabah yedi civarı okul çantasını yerde sürükleye sürükleye yürümektedir. çocuğu tanıyan meraklı teyze balkondan seslenir ve cevabını alır.

    - çocuğum naapıyosun?
    + ananın amını yapıyorum.

    (ardından çocuğun annesine şikayet edilir... ama çocuk bugün liseye gidiyor olsa da değişmemiştir.)

  • rte'nin sesinden şöyle bir yorum alır muhtemelen:

    bunlar şişman yav.* yav siz bunların nasıl yemek yediğini biliyor musunuz?* bakın şunu çok net söylüyorum. bun-nar be-nim tüyü bitmemiş yetimimin...* hakkını yiyorlar hakkığnı... lok-ma-sı-nı ağzındannn alıyorlaaar...* yav sen bu şişmanlara nasıl arka çıkarsın?... nassıığlll alkış tutarsın bana açıkla bi' ey cehapeğ?!... bunu da bitireceğiz... hiç kimsenin merakı olmasın... evde yoğurtla cips yiyorlarmış, geceleri çiğ köfte partisi veriyorlarmış, kola-soslu fıstık eşliğinde film izliyorlarmış... hepsinden haberimiz var yav. inlerine gireceğiz inlerineeğ!!!*

  • (bkz: based on true story)
    trafikte sıkışmış halk otobüsü

    bruce tea: abi beşiktaş'a kaç saatte gideriz.
    biletçi mavin: valla şu köprüyü bir geçsek, yol açıktır bilader.
    şoför: istanbul' a üç katlı köprü lazım. las vegasta varmış.
    muavin: ahh vegas... günahlar şehri...

  • resmin bulunduğu oda, ressam velasquez'in alkazar kalesindeki stüdyosudur. bu oda, daha önceleri dünyanın en bahtsız insanlarından birisi olan kral 4. felipe'nin 17 yaşında ölen oğlu baltasar'a aittir. resimde görünen oda, 1656 yılında yani resimin yapıldığı tarihte içinde rubens'in resimleri ağırlıklı olmak üzere bir çok resim barındırmaktadır. tam karşıda duvarda yukarıda asılı duran iki resim de rubens'in çalışmalarının birer reprodüksiyonudur. yani, oda hayali değildir. mekan, gerçektir. ressamın bu resmin mekanı olarak bu odayı seçmesi, yani kralın biricik ölen oğlunun odasını seçmesi, hayatın yani o anda odada gerçekleşen an ile ölümün yani bir zamanlar yaşayan kralın oğlunun ölümünün bir kesişimidir. yaşam ve ölüm. gerçek ve reproduksiyon yani gerçek olmayan.

    velasquez, hayatı boyunca yaptığı resimlerde hiç bir zaman las meninas boyutlarında bir resim yapmamıştır. bu resim kendisinin yaptığı en büyük boyuttaki resimdir. las meninas'ta görülen kanvas ise büyük boyutlarda bir kanvastır. daha önce defalarca kral'ın ve kraliçe'nin resimlerini yapmış olan ressam, hiç bir resminde kral ve kraliçe'yi bu denli büyük boyutta bir kanvasta resmetmemiştir. arkada siluetleri yani bir nevi reprodüksiyonları görülen kral ve kraliçe'nin yansımalarının, velasquez'in o sırada resmini yapmakta olduğu kanvastan gelmesi ise geometrik olarak mümkün değildir. çünkü kanvas nerdeyse 30 derece açıyla aynaya açı yapmaktadır. işte bu nedenlerden dolayı resimde görülen resim, las meninas'ın kendisidir. yani arkası bize dönük olan ve bize gösterilmeyen resim de las meninas'ın kendisidir.

    kral ve kraliçe'nin yansımalarını geometrik olarak değerlendirecek olursak, kral ve kraliçe'nin aynadan yansıyabilmeleri için tam olarak kanvasın çaprazında ayakta durmaları gerekir. sanki resimde, kral ve kraliçe odaya aniden girmişler de o anda orada bulunan infanta margarita, nedimeler, cüceler ve yanındaki saray korumasına bir şeyler fısıldayan dul kadın- kendisi resmin yapıldığı tarihte yani tam olarak 1656'da kocasını kaybetmiştir- hepsi birden odaya giren kral ve kraliçeye bakmaktadırlar. aynanın yansıması kral ve kraliçe'nin odada bulunduğunu kanıtlar gözükse de, kral ve kraliçe'nin kesin olarak odanın içinde olduğunu kanıtlayan şey de kapının başında odaya girdiği yada çıktığı belli olmayan kişidir. bu kişinin adı jose nieto'dur ve kral ve kraliçe'nin saray erkanında her zaman yanlarında bulunan bir kişidir. eğer jose nieto odanın içindeyse, kral ve kraliçe de o odada bulunur. böylece kral ve kraliçe, odanın bizim görmediğimiz yüzeyinde bulunmaktadırlar. ancak geldikleri yönde odaya açılan başka bir kapı bulunmamaktadır. yine gerçek ve reprodüksiyon birlikte.

    bir başka nokta, kapının ardındaki boşluktur. ışığı kullanmayı çok iyi bilen ressam, nedense, aynanın üzerindeki yansımadan odanın açılan pencerelerinden odaya sızan ışığa kadar tüm aydınlatmayı mükemmel biçimde resmetmişken, kapının ardına kapının kenarındaki perde dışında hiç birşey çizmemiştir. sanki oda, boşlukta bir yerde salınıyormuş gibi odanın ötesini bomboş bırakmıştır. ki bu boyutta ve ayrıntıda yapılan bir resim için gözden kaçan bu ayrıntı, odayı gerçeğin dışında bir yere koyar.

    ve gözlemci. siz de bu resme bakarken bu resme dahilsiniz. çünkü resmin sınırları aynanın varlığıyla birlikte odanın içinde bulunan kral ve kraliçeyle birlikte aslında sizi de yansıtır. aynanın ötesinde duran bizler, gerçekten var olan bu odaya, bir resimden bakınca, aynanın öteki tarafındayızdır. tıpkı kral ve kraliçe gibi. ancak bizler değil kral ve kraliçe yansır aynaya. ancak velasquez, resimde tam olarak resmin odak noktasına yani bize bakmaktadır. sanki oradan bizi içeriye çağırmaktadır.

    resimde görülen kanvasta yer alan resmin kendisi de las meninas olduğu için, bu resim aynen michel foucault'nun dediği gibi reprodüksiyonun reprodüksiyonudur. aynada yer alan kral ve kraliçe'nin yansımasının tıpkı velasquez'in venus'ünde olduğu gibi blur olması, kral ve kraliçe'nin yani bir yerde iktidarın aslında sadece bir imajinasyon olduğunu anlatır. kanvas'ın yanında yer alan resmin içindeki nedimeler, infanta, cüceler ve dedikoducu ikili son derece net olarak görünürken, bakış açısının uzağında yer alan kral ve kraliçenin odadaki varlığını kesinleyen jose nieto ve aynadaki yansımalar o derece blurdur. ancak biliyoruz ki uzakta gördüğümüz aynanın içindeki kral ve kraliçe ve jose nieto net olsaydı, bu kez de hemen önümüzde duran ressam ve diğerleri blur görünecekti. ancak ressam aynen gerçek hayatta olduğu gibi gözümüzün önünde duranı net olarak resmetmiş, uzakta duranı bir fizik kuralını gerçekleştirir gibi olsa da blur resmetmiştir. ancak tüm perspektifte yani evrendeki tüm objelerde blurluk bulunmaz. herşey aslında nettir.