hesabın var mı? giriş yap

  • yönetmen ridley scott'un tüm set ekibine gösterdiği bir tablo var. filmde deckard'ın koca şehirde yalnızlığına ilham olan.

    görsel

    görsel

    tablonun sol köşesindeki yalnız adam şehirdeki yabancılaşmayı tek başına anlatıyor gibidir. şık kıyafet ama yalnız. muhtemelen elinde tuttuğu bardağa bakarak derin düşüncelere dalıp gitmektedir.

    restauranttaki diğer iki müşterinin yalnız adamdan pek bir farkı yoktur. adamın elinde sigara, yüzünde sıkıntılı bir hâl görünür. kadın sahte mutlu ifadesiyle dalgın bir şekilde yanındadır.

    resimdeki yalnızlık vurgusu tek başına ilham olmuyor filme. aynı zamanda ressamın tablodaki ışık kullanımı da ridley scott'ın gelecekte geçen film noir estetiğine ilham oluyor.

    sosyal izolasyonu tablolarında çok başarılı yansıtan ressam edward hopper ile gelecekte geçen (2019. artık geçmiş) kara film buluşarak, insanın ruh halini bunalıma sokmakta epey başarılı olmuşlardır.

  • ingiliz gemisine binip sıçan gibi ülkeden kaçan adama ne diyelim?
    hadi tamam sizin istediğiniz gibi olsun; yerli ve milli hain.

    t: akpli cümlesi.

  • iktisat neydi? iktisat emekti...

    serbest piyasada fırsatçılık yapmak ve istediğiniz fiyatı çekmek için olması gereken şey belli: tekel olacaksınız ve fiyat esnekliği düşük bir ürün satacaksınız.

    tekel olacaksınız ki size gelmek zorunda kalsınlar
    fiyat esnekliği düşük olsun ki almaktan vazgeçemesinler

    ortalama bir esnaf bunu nasıl yapar?
    mesela köşedeki fırsatçı pizzacı dedi ki "ulan ben bi pizzadan, allah bereket versin, temiz 10 lira kazanıyorum, salak mıyım? basayım zammı 30 lira kazanayım" ve fiyatları haşırt diye yükseltti.

    başka pizzacı mı yok (tekel mi bu adam)?
    pizzadan başka bir şey yiyemiyor musun (ürünün fiyat esnekliği ne alemde)?

    e pizzacı patladı, işleri düştü, müşterileri kaçtı... ha belki diyorsun ki o muhitin gıda esnafı toplanıp anlaşıyor, örgütlü fırsatçılık (oligopol) yapıyor... ben de derim ki geceleri maske ve pelerin takıp ayin de yapıyorlar mıymış?

    zam işletmelerin sevdiği bir şey değildir, hele de sık sık yapılan zam. çünkü her şeyi geçtim masrafı vardır; onca menü değişir, bastırılır, güncellenir... her zam yaptığında müşteri mutsuz olur, talep düşer, hesap şaşar. bakın bu yüzden perakende de "shrinkflation" diye bir olgu var. sırf ürünün fiyatı değişmesin diye artan girdi maliyetleri ürünün miktarı düşürülerek karşılanıyor.

    yani istisnai vakalar dışında zam mevcut piyasa koşullarından dolayı yapılıyor, kabullenin artık şunu.

  • bir insana çirkin demenin mantığı nedir? kadına demiyorum bak, insana diyorum. güzel bulmayabilirsin, çekici bulmayabilirsin ama "sen çirkinsin" i doğrudan veya dolaylı olarak söylediğinizde ne geçecek elinize cidden merak ediyorum.

    16-17 yaşlarındaydım mesela ben. gittiğim dersanenin karşısındaki ayakkabıcıda bir çocuk çalışıyordu. yemyeşil gözleri vardı, acayip beğeniyordum. şansıma bir ortak arkadaşımız aracılığıyla tanıştırıldık, bir gün kafede oturup sohbet ettik. ayrılırken "seni bir daha görecek miyim" falan dedi bana. oh çektim içimden demek ki beğendi beni diye. sonra günlerce aradım, telefonu açmadı, ortak arkadaşımıza da "yakından o kadar güzel değil ya" demiş.

    günlerce ağladım lan. şiştim ağlamaktan ben çirkinim diye. bak bir kadın ancak ergenlik dönemindeyse bu kadar ağlayabilir çirkinim diye, çünkü elinde olan tek şey dış görünüşündür o yaşlarda. bana sorarsan, bir erkek "çirkinsin yeaaaa" tepkisi veriyorsa ama ergenlik dönemini çoktan geride bıraktıysa, orada büyük bir sorun vardır, kimse kusura bakmasın.

    herkes birilerinin dünya güzeli şu hayatta. sen kimsin de birinin karşısına geçip "çirkinsin" i ima edeceksin?

  • "madem ışık sesten daha hızlı, nasıl oluyor da en öndeki aracın şoförü trafik lambasının yeşil yandığını arkadaki arabanın korna sesinden sonra görüyor."

  • isimleri açıklanmayan golcülerin

    arif erdem
    hakan şükür
    okan buruk
    emre belözoğlu

    olduğu olay. beyler bu bilgi çok gizli deep web'in 11. katmanında buldum. lütfen halk öğrenmesin. kanzuk bu başlığı google'a kapa evladım.

  • bu ülke bu kadar haini nerede yetiştirdi diye soruyorsun ya. " ne istediler de vermedik? " bu lafı hatırladın mı kızgın dinci? şimdi gidip padişahın efendin için şehit olabilirsin.

  • bu müzik setini taşıyabilmek için eşinden dostundan araba alıp gelenler bile olmuştu yaysat bayiine.

  • -orta ateşte tencereye dibini ıslatacak şekilde biraz yağ koyun
    -yeter mi diye düşünmeyin. yeter. çok yağlı olmasın
    -tencerenin dibini kaplayacak kadar mısır koyun
    -yeter mi diye düşünmeyin. yeter. taşıyor sonra
    -iyice kavurun. mısırların rengi önce beyaza sonra tekrar sarıya dönecek
    -yeter mi diye düşünmeyin. yetmez. ilk tane patlayana kadar kavurun. karıştırmaya devam
    -arzu ederseniz daha önceden hazırladığınız birer tutam tuz karabiber kekik pul biber karışımını ilk tane patladıktan sonra tencereye ekleyip karıştırıp kapağını kapatın
    -kapağı mısırların dışarı kaçmasına izin vermeyecek şekilde sürekli sağından solundan kaldırıp indirin. bunu içeride basınç oluşmaması için yapıyoruz. az basınç olmalı ki mısırlar patlayabilsin
    -sesler kesilip son mısırın da patladığını düşündüğünüzde altını kapatın. kapağı açın
    -birayla patlatın
    -yeter mi diye düşünmeyin. yetmez. ilk bira çok çabuk bitiyor. bir bira fazla alın.

    edit: kevimli semiğimi yemir (: