ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fakir birinin iphone almasının nedeni
-
yillar önce adidas nike 501 icin olup bugün de iphone icin olan durum. eğer alt gelir duzeyindeyseniz ve gözünüz yuksekteyse gelirinizi artiramayip üste çıkamiyorsaniz sembol ürünlerle tüketerek üste aitlik duygusunu tatmin edebilirsiniz. akilli telefonlardan önce ayağında nike adidas olanlar 501 giyenler nasilsa bugunku iphonecular ayni. ıphone 2 bin tl veren kisi bu acigini yemesinden icmesinden giyiminden ev esyasindan kisarak kimsenin gormedigi temel ihtiyaclarindan kisarak herkesin gördüğü olmayan ihtiyacini karsilamayı tercih etmekte. bu durum sadece alt gelir duzeyinde yok rahatlikla b sinifi işini gören bir araba alabilecek orta sınıfın kredi ile borçla c sinifi arabaya yonlenmesi mutevazi bir semtte sıkılmadan ev alacakken markalı lüks algili bir projede ev alip ev borcu aidat arasinda sıkışmak gibi her gelir grubunda malesef bu yasanmakta.
sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar
karizmatik cevaplar
-
gazeteci: g
barış manço: bm
g- neden saçlarınızı uzatıyorsunuz?
bm- ben uzatmıyorum, onlar kendileri uzuyorlar. esas sen kendininkini niye kestiriyorsun?
müslüm gürses şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
kötü bir söz gibi düştük dillere
yanlış yol seçmişiz haberimiz yok!
---
gülmek bizim hakkımızdı
bu dünyada yaşıyorsak
neden ayrı kaldık bilmem
ölesiye seviyorsak
bir çile var bir neşe var
şu an ölüp kurtuluş var
sonuna dek seni sevip
ömür boyu kahroluş var
---
içimde yılların yorgunluğu var
bahtımı yeniden.. yazsan ne fayda!
bedava dondurma çubuğu çetesi
-
firma yetkilileri “bizim kullanıcılar için hazırladığımız çubukların çok daha fazlası geri geliyor. bazılarının sahte olduğundan şüpheleniyoruz” demisler. demek ki bu ibneler de her 12324452452 dondurmadan sadece 1'inde bedava oldugunu kabul etmisler boylelikle.
akilli olun az daha bedava koyun cubuklara yoksa koyarlar. şlaskdjaşlksdjas. ulan ne ulke be.
bahçeli'nin teklifine çalışmalar başladı
lüks mağazada kendini bir şey sanan tezgahtar
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
akşam ailecek sofrada otururken eşime bir şey anlatmaya çalışıyorum. ama defne müthiş tiz sesler çıkarıp konuşmamızı sürekli engelliyor. defalarca rica ettikten sonra bir noktada dayanamayıp yüksek sesle patlıyorum. bu defne'ye hayatta ilk bağırışım. son olsun:
- yeter ama kızım annenle konuşmaya çalışıyorum!
(birden gözleri doluyor, içine kapanıyor, yıkılıyorum, hemen sarılıyorum)
- çok özür dilerim bağırdığım için tatlım.
(ağladı ağlayacak, sesi titriyor, sarmaş dolaşız)
- baba...
- söyle canım?
- neden...
- neden mi bağırdım?
- hayır, neden... neden çok üzüldüğümüz zaman alt dudağımız titrer?
280 km/s hız ile panik fren yapan bmw
-
çok iyi bir fren sistemine sahip bir aracın olduğu video, muhtemelen standart m4 frenlerine sahip değil, güçlendirilmiş daha fazla pistona ve çapa sahip bir fren sayesinde, frene bastığı gibi kısa sürede hızını düşürebildi. ayrıca aracın frenleme dengesi de mükemmel, normalde araç o kadar sert frende çizgisinden çıkabilir ama bu araba rayda gider gibi çizgisini bozmadı, hayranlık duyulacak kadar iyi bir araç.
çay ısmarlayacak kadar çok sevmek
-
hayata dair gülümseten detaylardan biri. insan böyle aşkları, aşıkları görünce mutlu oluyor.
-pişt garson.
hatun: aşkım yapma lütfen noolursun.
-sen karışma. kardeşim bize iki tane çay getiriyorsun, biri açık.
garson: tabi efendim.
hatun: sen çok iyi bi insansın...
-şşt sakın, sakın. bir daha bu konuyu açarsan seninle konuşmam.
hatun: amaa, hmpf peki.
-sakın.
sevgilinin ölmesi
-
ömür boyu yüreğinize takılan büyük yumru.
ne yapsan geçer, ne yapsan hatırlamazsın, sırrı yok..
o’nun olmadığını bilerek yaşamanın rengi ruhsarı yok…
yapma derdim..bu kadar hızlı kullanma, "bir yanım böyle ölmek istiyor" derdin hep…
o gece kavga ettik , meydandaki fırının önünde.. bas bas bağırdım sana. gençtim, hatta hala içim çocuk, “gözüm görmesin seni dedim”. o kadar emindim ki ertesi gün göreceğimden…doğumgünümdü, kıyamazdın..
gençtim, o kadar fevriydim ki…pişman olmanın ne demek olmadığını bilmiyordum henüz.
o kadar emindim ki…sinirle uzaklaştım yanından, son defa kokunu bile duymadan, sarılmadan…
ertesi sabah şarkı söyleyerek uyandım barış.
kapının önünde seni ya da çiçeğini göreceğim diye oyalandım, nazlandım.
ölüm soğukmuş, ölüme nazlanılmıyormuş.
neşeyle atladım merdivenleri, hep buluştuğumuz yere gidecektim ve sen orada bana sürpriz yapacaktın hesapta…yokuşu inerken biri geldi nefes nefese koşarak..“ duydun mu? ” “barış yoğun bakımda…” ben o anki bakışımı bir daha bakabilir miyim barış?
nasıl arabaya bindim.. nasıl hastaneye geldim…
eve gidince babana anlatmışsın beni. “görmek istemiyor beni” demişsin. göstermediler seni bana. son bir defa tutturmadılar ellerinden. diyemedim..bilemezdim..diyemedim…
cenazeni, toprağını bile elleyemedim..bilemedim..böyle olacağını bilemedim…görmeyeceğimi bilemedim..
hışımla çıkmışsın evden. motora atladığın gibi edremit e gitmişsin. dövme yaptırmışsın.
sol göğsünün üzerine bir kalp. içine de adımı yazdırmışsın..bilemedim..bir hışımla dönmüşsün. tam da “barış yoğun bakımda” dedikleri yerde savrulmuş motor. paramparça olmuş. bilerek mi yaptın? bir yanın hep gitmek isterdi..hep gitmek. bilerek mi gittin..
hastanede ailenden uzak bir köşeye çökmüşken duydum annenin feryadını. yanmaz mı, o yürek yanmaz mı?..benden bilmez mi, haksız mı..
senden sonra doğumgünlerimi kutlayabilir miyim ben barış?
sevinebilir miyim doğduğuma?
affet beni..bilemedim..
adımı karıştırıp tenine, gideceğini bilemedim…
son bir defa “seviyorum” diyemedim…
edit: 8 sene önce yasanmıştır ve tamamen gerçektir..keske olmasaydi ama gercek.
doktorların hükümetten 33 bin lira maaş istemesi
-
mesleğe yeni başlamış bir hakim/savcının 22.000 lira, 4-5 yıllık olanların ise neredeyse 30.000 lira kazandığı skalada bir hekimin 10-12 bin liralara çalışması gülünç ve daha da ötesi korkunçtur.
adaletin tecellisi için yargı erklerinin kafa rahatlığı açısından gelir durumu ne derece önemliyse sağlığımız için doktor hekimlerin de geçinebilme kaygısı gütmeden, son derece insani şartlarda yaşayabilmesi adına bu paraları istemeleri ne tartışmaya açık ne de fazla bir istektir.
edit: yoğun mesajlar üzerine ufak bir düzeltme ihtiyacı hasıl oldu, 4-5 yıllık olanların maaşı 24-25 bandında değişiyormuş.