hesabın var mı? giriş yap

  • bir galatasaraylı olarak bu sene şampiyon olmayı hak ettiğine inandığım ve olmasını istediğim kulüp.

    hak ediyorlar çünkü; koca sezon bir maç bile iç sahada oynamadan buralara geldiler ve tüm takımlardan daha çok maç oynadılar.bir de arada liverpool'u elediler.

    istiyorum çünkü; gezi olaylarında delikanlılığın kitabını yazan çarşı mutlu olsun istiyorum.

    yemişim 4. yıldızı, yürü be kara kartal!

  • sahibindende kartlar yeniden dağıtılıyor. 6 ay ve 6 bin km az bence ancak arada ve bağlacı olması önemli. aldıktan hemen sonra 6 bin km de yapsan 6 ayı beklemek zorundasın. sadece km yükseltme ile sorunu çözemezsin.

    ancak üzerinde bir süre düşününce sistemin çok açığı olduğunu görüyorsun. km olayı tamamen saçmalık. notere gittin araba 6 bin km'de dedin noter kalkıp gidip km ye bakacak hali yok ya. kaldı ki aracın orada olması gibi bir zorunluluk da yok. araç şehir dışında dersin olur biter. alıcı evet 6 bin km de ben gördüm dese noter ne diyebilir? buradaki tek olay 6 ay bekleme problemi ki aslında problem de değil. sonuç olarak 6 ay çok uzun bir süre değil. hatta galeri için daha iyi bile olabilir. sürekli fiyatların arttığı düşünüldüğünde belki de bekleyip satmak için 6 ay optimum süre. ayrıca henüz gelmemiş arabaya erkenden fatura kesip plaka çıkarıp süreyi de düşürebilirler. 6 ay yerine kesinlikle 2 sene falan olmalıydı. o zaman belki bir etkisi olabilirdi. gerçi bu sefer de galerici aracı önce gerçek kişi üzerine alıp daha sonra kendi üzerine geçirip o şekilde satış verebilir. veya herkesin 1 sene içerisinde vergi ödemeden 3 satış hakkı var. galerici personelinin üstüne aracı alıp satar yine işini yürütür.

  • bir ortamda, mekanda tek başına takılmaktan daha kötü olan bir şey varsa o da aşırı sosyalin masasına denk gelmektir. o masada öyle dramlar yaşanır ki bunu dışarıdan bakan gözler anlamaz. onlar o masanın eğlendiğini, geleninin gideninin bitmediğini düşünürler, hatta yeri gelir imrenirler. ancak olayın iç yüzü hiç de öyle değildir.

    o masada aşırı sosyalin tahakkümü vardır, kati bir sahiplenmesi vardır. gelen giden trafiğini yönetir, masadaki kimsenin tanımadığı tipleri sürekli olarak masaya çağırır, sadece kendilerinin anladığı bir muhabbet yaparlar, bütün konuşmalara dahil olur, bütün konuşmaları böler ve kendine yönlendirir, her şeyin iyisini, güzelini o bilir, ona sürekli katılmanızı, destek vermenizi bekler, vermezseniz alana kadar masayı gerer. konudan konuya atlar, bir konudaki görüşlerinizi anlatırken bir bakmışsınız “o değil de…” diyerek başka konuya zıplamış olur.

    aşırı sosyalin masasında büyük dramlar yaşanır, dışarıdan bakanların görmediği. tüm geceyi, masayı ele geçirir, sizi yönlendirir, mekan trafiğinin o masa üzerinden akmasını sağlar. sürekli bir “ne haber abi görüşemiyoruz” muhabbeti döner durur ortalıkta. bir daha asla görmeyeceğiniz tonla insanla karşılaşır, tanışırsınız. hani günün birinde, birini görürsünüz de “ulan ben bu adamı tanıyorum galiba” dersiniz ya, işte o adam aşırı sosyalin arkadaşlarından biridir, illaki tanıştırmıştır size de ama unutmuşsunuzdur.

    allah aşırı sosyalin masasından uzak tutsun.

  • iki çeşidi vardır.

    biri, sevgililiğin resmiyete kavuşmasına kadar geçen süredir. tadından yenmez, bolca heyecan barındırır, insanı karşısındakini mutlu edebilmek için yaratıcı olmaya iter, ilişki başladıktan sonra en çok anılan ve bolca gülümseten süreçtir.

    bir diğeri ise, bitmeye yüz tutmuş bir ilişkinin son zamanlarıdır. cehennem azabıdır. büyük sıkıntıdır. bu kez yalan söylemek için yaratıcı olmaya iter. alışkanlığa dönüşmüş bazı eylemler dışında hiç bir şey yapma isteği kalmaz. taraflardan biri ayrılmak istediğini fark edinceye veya belirtinceye kadar devam eder.

    ilkinde yaşamak, ikincisinde ölmek istenir.