hesabın var mı? giriş yap

  • kurum: travel şirketi
    görev: otobüs sayma sorumlusu
    mesai: otobüsü saydıktan sonra evime dönüyorum.
    maaş: 300 tl
    işin bana kattığı: ileri seviyede matematik.

  • annem, ben dört ya da beş yaşlarındayken gündelige başladı. babamın fırında (fırın işçisiydi), abilerimin okulda ve annemin gündelikte olduğu karanlık kış günlerinde evde tek başıma kalmaya korkar ve annemin evin anahtarını boynuma asmam için yaptığı kolyeyi başımdan geçirip dışarı çıkardım; bilmediğim sokaklara girip orada kaybolmak için. kaybolup, evi bulmaya çalışırken vaktin daha hızlı geçtiğini keşfetmiştim çünkü.
    sevgiliyi beklemek de biraz bunun gibi bir duygu. boynunuzdaki anahtar yerine kalbinizde sevgisi, aklınızda imgesi, dünyaya açılıp vakit geçsin diye kaybolmak sevgiliyi beklemek.

  • gittiğimde evde eşyaların da olacağını ummuştum, boş bir evle karşılaşmak şaşırttı doğrusu, ama hiç hayal kırıklığı yaşamadım. evdeki loş karanlık, sessizlik, kapatılmış pencereler, kütüphaneden geçilen gizli geçit, burada fark edilmesinler diye çıt çıkarmadan korku içinde yaşayan iki ailenin izlerini taşıyordu. ve beni en çok hüzünlendiren duvarda çocukların boyunun ölçülmesi sonucu kalmış işaretler.

  • avrupa'dan bakınca nasıl bir ülke olarak görüldüğümüzün ibretlik tablosu. sorsan hakimler savcılar adaleti sana bana bırakmazlar.

  • kendisi her psikopat gibi sorunlu bir çocukluk evresi geçirmiştir. 16 yaşında babası belli olmayan bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelir. sevgisiz büyür. annesi onu zırt pırt birilerine, hatta hiç tanımadığı birilerine bırakıp çeker gidermiş. 17 yaşından 32 yaşına kadar hapiste yatar. hapiste iken, insanları etkileme ve onların zayıf yönlerini işleme üzerine kabiliyetini keşfeder. çıkınca, bir hiç olmaktan kurtulup önemli birisi olmak için bu özelliğini kullanır. zamanının hippi grupları ile etkileşime girer ve bu olağanüstü gücünü onlar üzerinde kullanır.
    kendisine bağladığı kişiler, sanıldığı gibi dangalak hödük kişiler değildir hep. aralarında üniversite öğrencileri de vardır. şehir dışında eski bir film setinde kendilerine küçük bir komün hayatı kurar bu topluluk. manson burada onları bir güzel işler ve seri cinayetleri işletir. federal ajanlarca katil müridleri ile yakalanıp içeri tıkıldığında şöhreti katlanarak artar.dışarıdaki müridleri ona daha da çok bağlanır ve sayısı artar. kendisi hücresinden onları yönlendirir. yakalanınca, kendisini yakalayan ajana "beni içeri atmakla bir şey başaramadın. içeride 15 yıl yattım ve içeride her şeyi biliyorum, gördüm" demiştir. ajandan, " yeşil odayı gördüğünü sanmıyorum" cevabını almıştır. idamla cezalandırılır fakat sonraları eyalette idam cezası kalktğından müebbete çarptırılmıştır. bugün halen dünya üzerinde hayranı en çok olan ve en çok hayran mektubu alan seri katil , daha doğrusu seri azmettiricidir. insanları etkileme gücü öyle yüksekmiş ki izlediğim bir görüntüde, müridlerine hapisteyken kendi duruşmasının olduğu adliyeye elleri ve kolları üzerinde emekleyerek gelmelerini emretmiş olduğundan, müridleri yerde köpekler gibi emekleyerek caddeler boyu ilerliyorlardı. kendisi bir bakıma barbar conan'daki büyücü tulsa doom'un gerçek hayattaki yansımasıdır.

  • tam tersine bu zincir marketler olmasa küçük esnafın bizi nasıl öpeceği belli değildi. artık en ufak ihtiyacımı bile hemen evin yanındaki bakkaldan değil de bu zincir marketlerden alıyorum. size acıyanın aq. umarım bu zincir marketler daha da çoğalır da bu çakal esnaf toptan yok olur.

  • ev partisi gibi bir organizasyonun ilerleyen saatlerinde sıkılınmış ve oradan ayrılmak istenmektedir. şarja takılan telefonun bulunduğu odada kapasitesinin üzerinde sayıda insan olduğundan, telefonun bulunduğu sehpaya zor varılır. sehpanın önünde oturan kızla diyalog:

    - pardon, ben gidiyorum da. telefonu alabilir miyim?
    - hımm, şey, olur. 0543...

    çüşşş. bu kadar kolay mıydı bu işler?

  • basiretsizliği ile 2001 krizinin mimarlarından olan devlet bahçeli tam 20 yıl sonra yine boş beleş ve anlamsız siyasetiyle erdoğan'ın payandası olarak ülkeyi bir kez daha bataklığa sürüklemiştir. partili başkanlık sistemine verdiği destek bizleri bu günlere getirmiştir.