hesabın var mı? giriş yap

  • psyonix isimli abd menşeli bir firmanın elinden çıkan arabalarla futbol oynama oyunu. oyun çok eğlenceli bir oyun. yeri geldiği zaman zevkten dört köşe oluyorsunuz, heyecandan adrenalin zirveye çıkabiliyor, yeri geliyor sinirden oyunu sildirtecek duruma getiriyor insanı fakat bir kaç gün sonra oynamak isteyip yeniden kurup oynadığınız değişik olduğu kadar eğlenceli ve bağımlılık yapan bir oyun .

    oyunu oynayan oyuncuların çoğu özellikle kamera konusunda çok sıkıntı çekebiliyorlar. tepeden gelen topların tam olarak nereye düşeceğini kestirememek veya ekranı daha geniş açıdan göremediği için bazı kilit noktaları kaçıran ve kamera konusunda canı yanan arkadaşlar için önereceğim kamera ayarları kesinlikle işe yarayacaktır.

    - kamera görüş mesafesi: 100.00

    - kamera yüksekliği: 100.00

    - kamera açısı: -5.00

    - kamera uzaklığı: 250.00

    - kamera dönme hızı: 2.30

    top kamerası göstergesi ve dönen açıyı değiştir kutuları işaretli olacak. bu şekilde daha rahat oynadığınızı ve performansınızın bir nebze olsun arttığını göreceksiniz.

  • halbuki dolarla da maaş almıyorlardı; neden etkilendiler acaba! demek ki neymiş? bu memlekette dolar artarsa her şey artar ve işte bu yüzden de "dolarla mı maaş alıyorsunuz ki dolarla işiniz olsun" gibi saçma bir cümle kurulmaz; böyle bir cümle kuran da ekonominin başına geçirilmez.
    ekonomik krizin sorumlusu olarak halkımızın yüzde 12si kılıçdaroğlu demiş. sizin de ayrı ayrı bilahare gözlerinizden öperim. dewamke!

  • karar verirken uygulanacak en doğru yaklaşım, iyi bilgilendirilmiş olmak ve insan rasyonalitesini çarpıttığı bilinen düşünce ve duygu önyargılarının üstesinden gelecek teknikleri uygulamaktır. bu nedenle de işe çeşitli ve saygın kaynaklardan yararlanarak, vereceğimiz karar ile ilgili arka plan bilgilerini toplayarak başlamak gereklidir.

    yanlış karar vermenize neden olacak önyargılardan ilki "affective forecasting"dir. bu, gelecekteki olaylara yonelik kendi duygusal tepkilerimize ilişkin tahminlerimizdir. sıklıkla "impact bias" adi verilen bir bilişsel hatayı barındırırlar.*

    impact bias ise gelecekte olacak/olma ihtimali yüksek olaylar üzerine yaptığımız duygusal atıfların genellikle rasyonel değerde olmamasına sebep olan etkidir.*

    gelecekte yaşayacağımız durumlarda nasıl hissedeceğimizi tahmin etmekte çoğu zaman yetersiz kalırız ve bu, yanlış kararlar vermemize neden olabilir. bunu aşmak için, benzer bir seçim yaptıktan sonra başka insanların nasıl hissettiklerini öğrenmek faydalı olacaktır.

    (esasen ekşi sözlük'ü kıymetli kılan da budur. binlerce yazar, binlerce durumda yaşadıklarını ve hissettiklerini paylaşarak bu konuda sağlam bir veritabanı yaratmaktadır. faydalanmayı bilin.)

    kararlarımızı etkileyen bir diğer önyargı ise "temporal (time) discounting" (geçici indirgeme) ile ilgilidir. insanlar kısa vadeli kazançlara öncelik verme eğilimindedir. örneğin, gelecekteki bir proje ya da tatil planını alelacele kabul edebiliriz çünkü bu popülerlik ya da övgü açısından ani elde edebileceğimiz faydalar sağlayabilir. kimse arkadaş ortamında tatil planını bozan kişi olmak istemez. bu kararı alırken günü geldiğinde harcanacak zaman ya da emek yatırımını hafife alır ya da görmezden geliriz.

    bu tür senaryolarda karar vermeniz gerektiğinde uzun vadede kararını vereceğiniz işi/tatili uzun vadede değil de yakın zamanda yapacak olsaydınız ne hissedeceğinizi düşünmeye çalışmak gereklidir.

    örneğin, projeye 1 yıl sonra değil de önümüzdeki ay başlamanız gerekse, tatil için 6 ay sonra değil de hemen bu hafta sonu hazırlanmanız gerekseydi ne hissederdiniz bunu düşünmek karar verirken daha rasyonel olmanıza yardımcı olacaktır.

    yukarıdaki adımlar tamamlandıktan sonra vereceğiniz kararın seçeneklerinin artı ve eksilerini içeren bir liste oluşturmak ve kararınızı temellendirmek için bir puan sistemi oluşturmak iyi bir seçenek olacaktır.

    kaynak: 1, 2, 3

  • 3 yıl boyunca sıfır araçtan daha pahalıya 2. el araç sattılar kazanacaklarını çok çok fazla kazandılar daha ne istiyorlar. kimsenin ekmeğinde değilim ama beter olsunlar.
    edit: hızımı alamadım geçirmeye devam edeceğim. bir gece de vergi artışlarıyla ellerindeki arabların fiyatları arttı. dolar kuru arttı saniyesinde dolar olarak aracın fiyatını arttırdılar ama dolar düştüğünde araç fiyatları yerlerinden kıpırdamadı. dola 25 aralıkda 18'den 11'e düştü ve doların tekrar 18'i görmesi 7 8 ay kadar zaman aldı. anasını satayım hangi aracın fiyatı düştü amk. ulan 1 yılda baktığım aracın fiyatı 30.000 $ 'dan 40.000 $ 'a yükseldi. doların yıllık enflasyonu en fazla yüzde 8'i gördü. bu artış ayıptır başka bir şey değildir. sadece oto galericiler değil bayiler de çok büyük suçlu bu konularda ama galericilere dediklerim konusunda onlarda üzerlerine alınırlar umarım.

    bak yine geldiler bana. mercedes bayilerin araç liste fiyatlarının çok üzerinde satmaları ve galericilere araçlarını vatandaşa göstermeden direk olarak vermelerinden dolayı mercedes kendi sitesinden araç satmaya başladı. bayileri aradan çıkarttı yani. bu oto galericiler ne yaptılar. gittiler sağlam bir yazılım yaptılar mercedes sitesinde araç stoğu gözüktüğü an yaptıkları yazılım sayesinde otomatik aracı siteden satın aldılar. sonra koy üstüne 300 500 bin aracı sarı siteye koy. insanlık mı bu anasını satayım. toptan beter olsunlar zerre acımam.

  • olay tamamen sosyal ortam ile alakalı. bilgisayar oyunu her ne kadar asosyal bir aktivite gibi görünse de tadı arkadaşlarla beraber çıkar. 20li yaşlara kadar her oyunu birlikte oynayacağınız arkadaşlarınız vardır. internet/play statiton kafelerden evde online oynamaya kadar birlikte takılabileceğiniz birçok ortam mevcuttur. tek başına bile oynadığın bir oyunda yaşadığın her türlü anekdotu anlatabileceğin pek çok arkadaşın vardır. bir rts* oynarsın muhabbeti bir hafta sürer. pes'te bir maçta 7-0 yenersin 10 senede unutulmaz..

    ancak zaman geçtikçe bu tarz olayları paylaşabileceğin kişi sayısı bir bir azalıyor. yaşın artmasıyla birlikte hayata dair sorumlulukların artıyor. e haliyle senin de artık eskisi kadar boş vaktin olmuyor.. bu durumda da oyunlar artık eskisi gibi eğlenceli gelmiyor.

  • 4 kişi adam dövmeyi marifet sanan arapların olayıdır. hayretler olsun ki türk vatandaşı bu olayda mal gibi dikilip izlememiş ve pilotu kurtarıp karşı saldırıya geçmiştir.

  • dün başıma gelen olay.

    ilk haberini aldığımda normal karşıladım " e abim evlendi tabi çocuğu olacak normal yani" dedim, ama gün geçtikçe bi düşünce sardı dört bi yanımı. sonra o gün geldi çattı, doğdu.

    hastaneye gittim sabahtan, lan bildiğin el kadar, korkuyla karışık tebessüm eden bi hale geldim. bi yandan da "darısı başına, hadi amca oldun hadi" diyenlere "ehe ehe evet dimi amca oldum ben" diye cevap verme faslını çektim. bi türlü idrak edemedim başta, e yaani noluyo ki şimdi diye. taa ki amcam bizi ziyaret edene kadar, şöyle bi baktım, 60 küsür yaşındaki adam benim amcam, haa ben de bunun yeğeni oluyorum dimi lan dedim. ha o zaman düşündüğümden daha yakınım dedim. dedim ki kendime; "lan ne öküz adamsın, şu girdiğin pozlara bak hele, boynunda fular oluşacak bu gidişle, o kadar insan her gün amca teyze oluyo, ne diye mal mal düşüncelere giriyosun, sev işte çocuğu, neyin peşindesin?" ve böylece biraz netleşti kafamda git gide daha çok ısındım ona.

    sonra sevmeye agucuk magucuk demeye başladım ki, bi anda uyarıldım! neden? çocuğa "ne güzelsin sen" diyerek sevmişim. ne diyecek mişim?

    - ne çiykin şeysin şeeen, çiykin mişin şen yaaa

    diyecekmişim. çünkü nazar değermiş, ayrıca çok da öküzmüşüm. e oğlum ben eskiden hep öyle seviyodum ne ara değişti bu olay ya. nazar ne lan ayrıca!?

    1 saat kadar bizim kızı izledikten sonra, karşı odalarda yeni doğan gökalp bebek ve ceylin bebekleri sevdim, evet soyadları bebek'ti, çünkü kapıdaki süste öyle yazıyodu. karşılaştırdım bizimkiyle, bence bizimki daha güzeldi, paydon daha çiykindi. ama gökalp'in teyzesinin de maşallahı vardı şimdi, neyse. sonra ben daha çok ortalığı karıştırmadan, şerbet servis etme elemanı görevime başladım ama annem önce davranıp gökalp'in teyzesine benden önce ikram etti şerbeti, yaktı beni. gerçi şerbetle de olmazdı o iş sanki, merhaba siz de mi partiden sıkıldınız diyemezdim böyle bi durumda. ayıp olurdu. olsun hayırlısı olmuş.

    sonra işsizlik geldi aklıma, lan bi flüt bile alamıyorum ben buna, kaç para lan bi flüt, düşüncelerine daldım. çok şükür çalamıyor da anlamaz fakirliğimi o büyüyene kadar alırım en kralından, süper baba çalarız. olmazsa yutuptan açarız. sevdim seni, umarım ileride, "amca ne garip bi adamsın" demezsin. tamam kız dersen yine severim, ama demezsen daha çok severim ona göre.

    edit: imla.

  • dün deprem anında müşterilerini koltukta bırakıp kaçan berberleri, altınlarını bırakıp sokağa fırlayan kuyumcuları, müşterilerini içerde unutan işletme sahiplerini, çocuğu markette bırakıp kaçan kasiyerleri gördük. bir tane öğretmenin öğrencilerini bırakıp kaçtığını görmedik. marifet diye yazmıyorum. olması gereken olmuştur. bir çok öğretmen arkadaş önce öğrencilerinin telaşına düşüp, kendi çocuğu daha sonra aklına gelmiştir. sözlükte ve sosyal medyada her fırsatta öğretmenin tatili, maaşı konuşanlar bunu da konuşsun.
    tanım : sözlükte gündem olması gereken örnek davranıştır.

  • öyle bir videodur ki, çok büyük bir gerçeği yüzümüze vurur.

    "yol yabdı" diye övdüğü partinin yaptırdığı yolun projesini çizen mühendisler,
    "togg yabdı" diye övdüğü partinin "yaptırdığı" aracın üretiminde çalışan mühendisler,
    "hürkuş, mmu, vs. uçak yaptı" diye övünülen uçakların üretiminde çalışan mühendisler,
    ve hatta bayraktar'ın da çok iyi bildiği gibi, baykar'da çalışan mühendislerin çok büyük kısmının verdiği oy belli.

    akp mitingine gidip bu çocukların fotoğrafını göstersen, size oy vermeyecekmiş desen "bunlar vadan hayini yavvv" diyecek tiplere göre bunların tamamını yine akp seçmeni yapmıştır.

    15 mayıs'ta bu aydın gençler-yüzler kalkıp dese ki "madem biz vatan hainiyiz, kovun bizi videonun tamamında osmanlı mosmanlı diye öten dayıları getirin. onlar yapsın bunları." değil uçak yapmak, yapılmış uçağı bozmadan tozunu alamayacak tiplerin sürekli halkın akıllı kesmine bu lafları etmesine sebep olanlar da gün yüzü görmesin.

  • -dindar bünye için 1;
    -felsefik bünye için 0;
    -matematikçi için tanımsız;
    -13 yaşındaki bünye için 18;
    -32 yaşındaki biri için 45;
    -45 yaşındaki biri için 40 sonrasındaki tüm yaşları;
    -bill gates için sahip olduğu paranın her zaman bir dolar fazlası;
    -aşk adamı için sevgilisiyle olan mesafe;
    -tembel öğrenci için bulunduğu zaman diliminin, tenefüs saatine olan uzaklığı..
    (bkz: daha gider bu)