hesabın var mı? giriş yap

  • maçın bitiş düdüğüyle beraber telefonum çaldı. kesin peder arıyordur diyerekten bir hışımla aldım elime telefonu ama baktım ki rehberde kayıtlı olmayan bir numara arıyor. pek öyle yabancı birileri aramaz beni. o yüzden hanımda bir gözünü kısmış yüzüme bakıyor. kimbilir aklından neler geçiriyordu o an. açtım telefonu. bir erkek sesi. hanımın gözler normale döndü gitti mutfağa. buyrun dedim. “kardeşim” diye bir ses. ulan ses hiç yabancı gelmiyor. gözümün önünden sahneler geçiyor. saniyede bir milyon şey düşünüyorum. kimdir acep derken “ben erol” diyor.

    erol benim çocukluk arkadaşım. 80’lerin o adım atarak adam toplamalı, iki taş arası kalelerin olduğu, üç korner bir penaltılı kuşağında büyüdük beraber. hep aynı takımda olurduk. çünkü bir tek ikimiz beşiktaşlıydık arkadaş grubunda. mahalle maçlarından sonra paramız bir gazoza yeterdi. aynı şişeden beraber içerdik.

    birgün, beraber yarım kollu beyaz fanilalarımızı çıkarıp forma yapmaya karar verdik. keçeli kalemlerle forma numaraları yaptık. ben 4 numara, erol ise 8 numara. önümüze ise beko yazıp birde armaya benzetmeye çalıştığımız bir şekil çizmiştik. çıktık dışarı. havamız tavan yapmış. süt beyazı çoraplarımız diz kapaklarımıza kadar çekilmiş, bandaja sarılmış topumuzla beraber mahalle parkına gidiyoruz. o sene 90-91 sezonu. 25 yıl öncesi. ve şampiyon oluyoruz.

    erolum? diyorum. “ben rıza sen gökhandın” diyor. hanım mutfaktan elinde tepsiyle geliyor o ara ve beni ilk kez ağlarken görüyor. 1 saat kadar konuşuyoruz ve en kısa sürede buluşmak üzere birbirimize söz veriyoruz.

    beşiktaşlılık işte böye bir şey sanırım. 25 yıl sonrası, şampiyonluk düdüğünün hemen ardından çalan bir telefonla, hiç unutulmadığını bilmekti. güce güç katmak, formada ter olmak ve siyah beyaz için ölmekti.

    2015 - 2016 süper lig şampiyonu beşiktaş !

    limited edition : debe listesine 34.sıradan girmişiz. aynı zamanda yazımız ekşi şeylere de layık görülmüş. ilginiz için teşekkürler.

  • garipliğin travesti komşudan istemek değil, gece 2'de zeytinyağı istemek olduğu eylem.

  • türkiye (eğitimli) vatandaşlarını sevmeyen, bu vatandaşları küstürmeyi uzun zamandır kendine görev bilmiş kişiler tarafından yönetilen bir ülke. bu sadece akp döneminde değil, öncesinde de böyleydi. akp aynı durumu şiddetini fazlasıyla artırarak devam ettirdi.

    peki kim, niye, hangi motivasyonla onu sevmeyen, onu istemeyen bir ülkenin lobisini yapar?

    vatandaş ülke için var olmaz. ülke vatandaş için vardır. türkiye kendisi için lobi yapılmasını istiyorsa önce kendi içindeki bu çarpık anlayışı düzeltip vatandaşına değer vermeli.

  • vay arkadaş. oy kaybı baya yüksek sanırım, atatürk sevgisi ile başlayıp devam eden, o saatte anca sarhoşlar gezer diyenlerden nerelere geldik, yakında 22:00 sonrası alkol satışının da önünü açarlar bunlar.

  • insan hakları ve özgürlükler konusunda birbiriyle yarışan ülkeler.

    islamofobik olduğumun ortaya çıkmasından çok korktuğum için, aşağıdaki muhteşem listeye girmeye hak kazanan ülkelerin tamamının islam ülkesi olduğunu vurgulayamıyorum ne yazık ki.

    liste şu şekilde:

    --- alıntı ---

    1-suudi arabistan
    2-yemen
    3-iran
    4-afganistan
    5-pakistan
    6-katar
    7-birleşik arap emirlikleri
    8-maldivler
    9-malezya
    10-sudan
    11-moritanya
    12-somali
    13-nijerya.

    evet, bu 13 ülkede ateist olmak idam sebebidir.

    bu 13 ülkenin ortak bir yönü vardır, hepsi müslüman ülkelerdir.

    --- alıntı ---

    edit:

    mesajlardan gelen bilgileri ekliyorum

    fas'ta da 5 ay hapis cezası var. gambiya'da aynı şekilde idam söz konusu. nijerya'nın islam ülkesi olduğu konusunda mutabakat yok.

    edit:

    bu da bonus:

    (bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler/@anarsist devlet memuru)

    edit

    biraz daha ayrıntı için

    (bkz: #49012386)

    edit

    nijerya ile ilgili mesaj yağmuru devam ediyor. aktarıyorum bazılarını; ülkede eyalet sistemi mevcut, bazı eyaletlerde şer'i yönetim var.

  • "komşudan gelen kısır tabağının "boş göndermek olmaz" denilerek kısır koyulup geri gönderilmesine kısır döngü denir."

  • kardeş o kadar komiksiniz ki şöyle anlatayım; belçika'da güzel bir restoran keşfettim. italyan tarzında yemekleri var sahipleri kürt. içeri giriyorum güzelce bir kız var getiriyor siparişleri yiyorum çıkıyorum. nerelisiniz dediğimde kürdüz dediler. türküm saygı duyarım ama bunlar türk olduğumu bilmiyor. belçikalı veya fransız sanıyorlar.

    bunlar içerde hep ama hep türkçe konuşuyorlar işleri veya kendi aralarında sohbetlerinde. 3 kere gittim henüz kürtçe duymadım. radyoda türkçe ve italyanca çalıyor. çok müşteri varsa italyanca, az varsa türkçe.

    neyse dördüncü gidişimde içerde telefonum çaldı ben türkçe konuştum. göz ucuyla bunlara bakıyorum. telefon kapandı. bunlar bir anda kürtçeye geçtiler :))

    ya güzel kardeşim, bak ikidir kardeşim diyorum! bana bir bok ispatlamaya ihtiyacınız yok. kendi aranızda türkçe konuşuyordunuz işte devam edin ya. nedir bu bizim dilimiz var kısıtladınız tribiniz. baş başa iken türkçe konuşuyorsun işte ya. kürdüm de sen yine. kürtçe konuşsan da benim için sorun yoktu ama türkçeden bir anda geçiş beni güzel güldürdü.