hesabın var mı? giriş yap

  • ölüm sebebi 220 km hızla duvara çarpmayla gelen şok etkisi ve maruz kaldığı g kuvvetinden ziyade, çarptığı an parçalanan aracın sağ lastiğinin kasketine gelmesi, hatta bir metal parçanın sağ göz üstünden kasketi delip kafasını ciddi derecede yaralamasıyla gelen travma kaynaklı beyin kanamasıdır.

    kazanın sebebi ise tamburello virajı'nda yer alan, ingilizcede "bump" denilen belli belirsiz yol tümsekleridir. o yıllarda zaten hızı maksimumda tutmak için neredeyse yere yapışacak kadar alçak tasarlanan f1 araçları, bu tip tümseklerde yere temas ederek metalik sürtünmeden kaynaklanan bolca kıvılcım çıkarırdı. mesele şu ki, aerodinamikte hava akışı bir yüzey üzerinde ne kadar hızlı olursa nesne o kadar az sürtünmeye maruz kalıyor. bu kural üzerinden tasarlanan, yer tutunumu maksimum olsun diye alçacık yapılan o araçlar yer ile temas ettiği an bu sefer bir saniyeliğine de olsa "sıfır" yer tutunumuna sahip olup kolayca spin atabilir, havalanabilir veya kontrolden çıkabilirdi, ki ayrton senna'nın kazasında da öyle oldu. tamburello virajı'nın hemen girişinde ayrton senna'nın aracı 1 saliseliğine de olsa yere sürtündü ve yer tutuşu minimuma indirgendi, aracın burnu o saniye havaya kalktı. ayrton senna bir refleks ile hemen frene basıp direksiyonu çevirdi ama etki-tepki süresi insan algısından çok daha hızlıydı ve duvara bindireceğini gördüğü an freni kökledi ve son anda hızını 80 kmh kadar düşürdü ve olacak olan oldu.

    williams'ın aracı zaten kötüydü. daha önce 2 kez dünya şampiyonu olan ayrton senna williams ekibine katıldığından beri bu aracın ne kadar yetersiz ve sıkıntılı olduğu konusunda yeni testler yapıp sürekli raporlar sunuyordu. bariz bir şekilde "bu araçta birçok yanlışlık var. hayatımda hiç bir aracın içinde bu kadar rahatsız hissetmedim" diyordu. amma velakin bu vahim kazanın sebebi sadece aracın teknik olarak yetersizliği değil, f1 kurallarındaki tasarım limitleri ve pistlerdeki tasarım ve bakım yetersizliği. tamburello virajı'nın sıkıntısı, pistteki tüm diğer virajların aksine hemen arkasında nehir olmasından ötürü beton duvar ile kapanmış olması ve bu duvar ile pist arasında hiç bir süspansiyon engeli konulmasına yetecek kadar mesafe olmaması. yani yoldan çıkan sürücü, oraya lastik dahi koysan mesafe çok kısa olduğundan ötürü her halikarda yine betona çarpmış kadar olacaktı. zaten bu kazadan sonra tamburello virajı kıvrımlı hale getirilerek sürücülerin yaklaşırken dahi önceden mecburi yavaşlaması tasarlandı.

  • araba kullanırken sinyal vermeyen kadından şok açıklama :
    -benim nereye gideceğim kimseyi ilgilendirmez.

  • mübarek biri. çünkü patatesi ilk gören kişi ben olsam muhtemelen bir ısırık alıp tükürür, "arkadaşlar yemeyin bunu rezil bir tadı var, şu karşı ağaçtaki kırmızı şeyleri bir deneyelim." filan derdim ve böylelikle patates denilen mucizevi besin keşfedilemezdi. ama işte biri bunu almış, ateşte yakmış ve tuzlamış, sonra biri yağda kızartmış, öteki haşlamış... neler neler ya. çok güzel tadı var.

  • marlon brando'nun hollywood'un kızılderililer'e yaklaşımını ve amerika'nın kızıldereliler üzerindeki soykırımını protesto etmek amacıyla oscar ödülünü almaya gitmeyip yerine gönderdiği bayan kızılderili oyuncu. sahneye kızıldereli kıyafetleriyle çıkan littlefeather, brando'nun ödülü reddettiğini açıklamıştı.

  • türk emeklilere 3500 tl maaşı reva gören adamın sözü.

    asgari ücret 8500 tl iken türk öğretmenlere 9bin tl (pardon 11 bin tl oldu müthiş arttı) maaşı reva gören şahsın sözü.

    asgari ücret 8500 tl olurken okumuş eğitim almış ve tonla sınavı başarıyla geçmiş türk memurlara 10bin tl maaşı reva gören adamın sözü.

    inşaat patronlarından vergi silerken, akşam üstü bir içki içeyim diyen türk vatandaşına %400 vergi kitleyen şahsın sözü.

    iyi kötü bir maaşım var araba alıp ulaşımımı kolaylaştırayım diyen türk'e, önce bana iki araba al sonra kendine bir araba alırsın diyen kişi.

    ülkeye 10 milyon tane vasıfsız arap kişiyi doldurup onlar 50 milyar dolar harcarken, türkleri yok sayan kişinin sözüdür.

  • bir terör örgütünün şehir yapılanması ile görüşmeye başlarsınız. insanı etkilemek üzerine görevlendirilmiş kişiler sizi bir eylem bombacısı yapar ve ülkeniz için, ezilen halkınız için öleceğinize inandırılırsınız. ölürsünüz, bir bok değişmez.

    terör örgütünün karşısındaki bir yapılanmada bulunursunuz. polis, asker ve benzeri mesleklerden birini seçersiniz. yine insanı etkilemek üzerine görevlendirilmiş kişiler sizi bir savaşın içine gönderir, halkınız bu terör belasından kurtulsun diye çatışıp ölmeniz emredilir. çatışır ve ölürsünüz, bir bok değişmez.

    çünkü bu düzeni değiştirmek istiyorsanız, yaşamak için mücadele etmeniz gerekir.

    ülkem için ölmeyi düşünecek kadar romantik bir aptal olmadım hiçbir zaman. ölüm sihirli bir değnek değil. bu ülke için bir şeyler yapmak istiyorsanız ilk önce yaşamayı öğrenip, yaşatmayı öğretmek zorundasınız. toprağı, hayvanı, suyu, ağacı, meyveyi, çocuğu, çiçeği, sevgiyi, sağlıklı bir insanın omurgası olan saygıyı... bunlar yaşarsa ülke yaşar.

  • ilk entryde verilen ihlas marka süpürgenin videolu incelemesine denk geldim 1, 2 saat kadar önce. kısa bir videoydu ama birkaç saniyede emiş gücünü belli ediyordu.

  • ulan biz musluklarımızdan bok akıyor diyoruz, bırak içmeyi, bırak meyve sebze yıkamayı, elini bile yıkarken lağım gibi kokuyor diyoruz, daşşağına kurban olduğum delikanlı bir dayı elindeki cihazlarla ankara'nın suyunun ne kadar rezil durumda olduğunu gösteriyor, anca işi gücü goygoy olan sözlük ergenleri de çıkmış yok nestle virali, yok dayı rizeli, yok çilek koymuş ehaha diye taşak eğlendiriyorlar.

    musluktan bok akıyor diyorum aloooo. silkin de kendine gel pezevenk. şu videoda görmen gereken adamın şivesi, suyun etiketi, çilek falan değil kafasına sıçtımın beyinsizi. azıcık da ciddi ol. insanlar ishalden kırılıyor bu suyu kullandığı için hıyar.

    sen gerizekalı olduğun için hangi su şişeden, hangi su musluktan onu anla, karıştırma diye çilek koymuş temiz suyun önüne ama onu bile anlamamışsın.

  • "ankara'da olduğun sürece artık ankara'da ben de varım" cümlesinin apaçık bir tehdit olduğunu idrak edemeyenlerin beğenmediği rezalettir.