hesabın var mı? giriş yap

  • rabbim bu millete bir daha çakma sağlık raporuyla gazilik ünvanı alan ve malum partinin talan-yağma hareketine katılan şerefsizlere fırsat vermesin.

  • türkiye-yunanistan a döndürdüğü için ülkemizde tutmaz, herkesin birbirini yemesi gerekiyor tutması için. insanlar bir taraf seçmek istiyor ama tr-yunan olunca herkes türkiye yi seçiyor normal olarak. diğer taraftaki karakterler ilgilerini çekmiyor, rekabet sayısı azalıyor.
    en başında beliydi tutmayacağı.

  • dort ay boyunca o sirketten bu sirkete mulakatlarda debelenmis bir insan olarak su sekilde dillendirecegim tavsiyelerdir.

    not: teknik bir alanda is aramis oldugum icin qualcomm, seagate, xilinx, marvell gibi sirketlerle gorusme firsatim oldu ve haliyle tecrubelerim buyuk teknoloji sirketleri mulakatlari icin gecerli. is basvurusu surecinden baslayalim:

    1- is aramaya baslamadan once mutlaka ama mutlaka profesyonel aginizi genisletin. linkedin bu hususta cok faydali oluyor.

    2- yuksek lisans yaptiginiz okuldaki ust donemlerinizle (ozellikle tez danismaninizin eski ogrencileriyle) iyi iliskiler kurun, cunku siz mezun olmadan birkac sene once onlar ise giriyor ve yavas yavas laflari gecmeye basliyor. hal boyle olunca da ozgecmisinizi patronlarina ilettiklerinde yuzyuze mulakata cagirilma sansiniz ciddi oranda artiyor.

    3- sirketlerin personel avcilarinin (recruiter) en cok kullandiklari arac linkedin. bu yuzden linkedin profilinize mutlaka ozenin. gerekirse ayda 25 dolar odeyip premium hesabi alin ve sirketlerin personel avcilariyla baglanti kurmaya calisin.

    4- mutlaka ama mutlaka ozgecmisinizin yaninda pozisyona neden uygun oldugunuzu dusundugunuz, 1 sayfayi gecmeyen bir mektup yazin. seagate'teki mulakatimin ilk asamasinda bu mektubu yazmis oldugum icin one gectigim belirtilmisti.

    5- basvurdugunuz pozisyona gore ozgecmisinizi degistirin. mesela yazilim agirlikli bir pozisyonsa programlama becerilerinizi on plana cikarin.

    buyuk sirketlere her bir pozisyon icin en az 100 kusur aday basvuruyor. ilk on elemede 100 ozgecmis icerisinden yaklasik 80 tanesini eliyorlar ve 20 kisiyle telefon mulakati yapiyorlar. diyelim ki ilk onelemeyi gectiniz ve sirket sizinle bir telefon mulakati yapmak istedi (telefon mulakati yaklasik 45 dakika surecektir):

    1- mumkunse mulakati cuma gunune ayarlayin, cunku karsinizdaki insan haftanin son gunu oldugu icin cok daha neseli olacaktir.

    2- pozisyonla alakali teknik sorulara hazirlikli olun. telefon mulakatinda genelde daha temel sorular soracaklardir ama kol gibi sorular sorduklari da gorulmustur.

    3- matematik agirlikli zeka sorularina (brainteaser diye geciyor) mutlaka mulakat oncesinde pratik yapin. bu sorularin coguna tumevarimsal bir argumanla yaklasilmasi gerekmekte ve buna asina olun. bu tarz sorularin oldugu tonla web sitesi var.

    4- hic alakaniz olmayan bir konuda soru sorulmussa bilmiyorum diyip gecin. sirf konusmus olmak icin konusmayin, inanin cok ters tepiyor.

    bahsi gecen buyuklukte sirketler genelde 20 kisiyle telefon mulakati yaptiktan sonra en begendikleri 5 kisiyi yuzyuze mulakata cagiriyorlar. diyelim ki yuzyuze mulakata cagirildiniz (yuzyuze mulakat 5 ila 8 saat arasinda surecektir):

    1- illa ki takim elbise giyeceksiniz diye bir kaide yok. ozellikle yazilim pozisyonlarinda takim elbise ters tepmekte cunku beraber calisacaginiz adamlarin tarzi o degil.

    2- yuzyuze mulakata cagirilmadan once sirket sizinle mulakat yapacak (cogunlukla teknik) insanlarin adinin oldugu bir liste yollayacaktir. bu liste yaklasik 5 ila 8 kisiden olusacaktir ve her biri sizinle yaklasik 45 dakika konusacaktir.bu listedeki herkesi tek tek internetten aratin ve uzmanlik alanlarina bakin. bu alanlardaki temel bilgilerinizi tazeleyin.

    3- her mulakatin sonunda ya da basinda bir sorunuz var mi diye soracaklardir. mutlaka ama mutlaka aklinizda pozisyonla ilgili birkac soru hazirlayin ve sorun. boylece hem bilincli bir aday oldugunuzu gosterirsiniz, hem de kalan 45 dakikada size daha az soru sorabilirler.

    4- tezinizi incik cincik edeceklerdir, hazirlikli olun.

    5- telefon mulakatindan cok daha zor teknik sorulara hazirlikli olun, bilmediginiz konularda fikrim yok ama gerekirse ise baslayinca ogrenirim diyin, bos laflar gevelemeyin.

    5- mulakati yapan herkes size guleryuzlu ve oldukca profesyonel davranacacaktir. bunu size ozel degil, herkese yapmaktadirlar, sakin gardinizi dusurmeyin ve samimiyeti abartmayin.

    6- ogle yemeginde bile teknik sorulara hazirlikli olun.

    7- mulakati yapan kisi bir turk ise o turkce konusmadigi surece turkce konusmayin.

    8- mulakatin sonunda sizi davet ettikleri icin tesekkur edin ve size haber verebilecekleri yaklasik bir tarih sorun.

    bu asamalari atlattiktan sonra da mulakat ne kadar iyi gecmis olursa olsun, elinize resmi teklif gelene kadar is bakmaya devam edin.

    not: belirtmis oldugum tavsiyeler sahsi tecrubelerime dayanarak verdigim tavsiyelerdir ve mutlak gecerlilikleri yoktur.

    edit: cok fazla ingilizce kelime vardi, onlar turkceye cevrildi. ne olur ne olmaz diye de ingilizceleri yanlarina eklendi.

  • dün geceki maçtan sonra mikrofonlara: "boateng sol ayağımla vuracağımı düşündüğü için o tarafı kapattı, ben de diğer tarafa doğru gittim." demiş, büyük ayıp etmiştir.

    bizde ölenin arkasından konuşulmaz.

  • sene 2032.

    ergenlik hezeyanlariyla surekli dunyaya satasir duruma gelmis oglumla ayni tartismalari yapiyoruz.

    - bana ne yapacagimi soylemezsin sen. babamsin diye her hareketime karisabilecegini mi saniyorsun ?
    - yavrum yapma. senin iyiligini istiyorum ben.
    - benim hicbir seyimi isteyemezsin. hem sen hayatta ne basardinki beni yonlendirmeye calisiyorsun ?
    - ben 10 yil, 5 buyuk turnuva zinedine zidane'i canli izledim. hem de 4 senesi ronaldo luiz nazario de lima ile birlikte.
    - ne diyosun yeaaa.
    - benle ne diyosunlu konusma agzini burnunu kirarim senin it. yumurtadan cikmis kabugunu begenmiyor, pezevenk.

    gibi diyaloglara neden olacak efsanedir. her messi mi ronaldo mu tartismasinin yasandigi gun biyik altindan gulen bir nesil birakmistir arkada.

  • uzun yıllar bir nesil kendisinin aşk şarkıları yazdığına inanmış, birçok kişi ilk buluşma, öpüşme gibi sayısız önemli anda kendisinin şarkılarını arka plan olarak kullanmıştı. ancak özellikle ilk iki albümü no angel ve life for rent'teki şarkılarının büyük kısmını uyuşturucu bağımlılığı teması üzerinde yazmıştır. kendi beyanıyla da en açık olanı don't leave home.

    here with me, don't leave home, stoned, who makes you feel, do you have a little time, take my hand, see you when you're 40, see the sun, honestly ok, my life, slide ve belki mary's india gibi bazı şarkılar da. sonraki albümlerini bu çerçevede değerlendiremedim pek.

    bu şarkılar özellikle bağımlı olmayan bir partnerle bağımlı olan o kişi arasında geçen iletişimi konu ediniyor. do you have a little time'dan anladığımız kadarıyla partner eroin veya meth bağımlılığına benzer davranışlar sergiliyor. başka şarkılarda asıl öznemiz yani bağımlı olmayan kişinin aklından geçenler var, genel olarak karşısındaki kişiyi bu döngüden kurtarmak için gösterdiği çabayı veya endişesini dile getiriyor. geceler boyu sevgilisinin veya hayatındaki bu önemli kişinin nerede ve kiminle olduğu, başına ciddi bir şey gelip gelmediği sakil bir kıskançlıktan ziyade daha çok kaygı ve endişe ekseninde konu ediniyor. who makes you feel'in ikinci bölümü bunun için iyi bir örnek.

    stoned artık bu ilişkinin veya iletişimin olgunluk, sona erme, bitiş sürecini ve nedenlerini anlatan çok önemli ve kritik bir şarkı. bunu yaparken geleceğe ve o kişiye dair hala ufak da olsa bir umut içermesi biraz iç burkuyor. see the sun, hem bu kişiye umut verme, hem de tavsiye, yüreklendirme niteliğinde. my life gibi birkaç şarkı da dido'nun bu sıkıntılı partner ve arkadaş çevresinden uzaklaşmasını konu ediniyor. şarkıların bazıları da o çevredeki başka insanlarla ilgili olabilir mesela mary’s in ındia bu çerçevede değerlendirilebilir.

    sonuç olarak her ne kadar belki çalıştığı şirketlerin zorlamasıyla yer yer romantik klipler çekse de belli ki kadına bu kadar içten yazdıran başka mevzular varmış. şarkılara dikkatli bakınca özellikle hayatında bu tip bir ilişkilenme yaşayan insanların hissetiklerini yansıtan çok güzel parçalar var. kendisini yıldan yıla hep severdim. fakat don't leave home ile ilgili, "o aslında bir aşk şarkısı değil, şu şu konu üzerine" çıkışı gerçekten saygı duyulası, yıllardır dinlediğim şarkılara oturup baştan, bu kez farklı gözle bakmama neden oldu.

    tabi bir başka konu ise kadın daha dile getirmeden şarkıların arka planını sezip aslında bu temada yazdığını ilk farkedenlerden bir tanesinin eminem olması. ikisi arasındaki meşhur stan düeti de belki bunun bir sonucudur.

  • çok gereksiz yere sorulmuş bir soru. süt mikroskopta incelenir, biryerlerinde allah yazıyorsa o süt müslümandır.

  • şu ana kadar ne laptopa, ne mutfak robotuna, ne hoparlör setine ne de vantilatöre öttüğünü gördüm. (gerçi vantilatör sinbo markaydı, sayılmaz)

    bir dahaki sefere 3.5 kilogramlık saf demir külçesiyle gireceğim, bakalım onu tanıyacaklar mı.

  • anneme internet şubesinin nasıl kullanılacağını gösteriyorum. şifre koymamız gerekti;

    ben: evet anne şifre istiyor şimdi alakasız bir kelime söyle.

    anne etrafına bakar çiçeklerini görür,

    anne: fesleğen olsun.

    ben: ğ var onda telefondan girerken filan sıkıntı olur başka bir kelime bul.

    anne: ne bileyim ben ya sen bul işte bir şey.

    ben: anne evdeki herkesin hesabını ben açtım, unutuyorsunuz sonra diye de aklımda tutuyorum, bir sürü gereksiz bilgi var aklımda, lütfen kendi şifreni kendin bul.

    anne: bulamadım işte yardım et biraz

    ben: ya böyle seninle ilgili gibi olsun, ilgi alanında olan bir şey hiç unutmayacağım bir kelime

    anne: off, yordum beni, dur dur tamam buldum damat olsun

    ben: olmaz anne saçmalama başka bir şey bul

    anne: damat istiyorum işte şifrem damat olsun

    ben: tamam anne lanet olsun rakam söyle bir tane de

    anne: 2 damat2 iki tane damat istiyorum ( burada kinaye yapmıyor 2 kız kardeşiz)

    ben: of tamam anne şimdi bir kelime daha lazım parola olacak bu da

    anne: kıs kıs güler, kolaymış canım o da torun olsun önce damat, sonra torun ölene kadar unutmam bunları damat2 torun4

    ben:.............