ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
rüya
-
uyurken sıkılmıyalım diye gördügümüz seyler
117 bin tl'yle ömür boyu çalışmadan yaşamak
-
evladin hayirlisini ver denecek durum.
ya rab sen besle büyüt okut hayata hazirla. o sabahin köründe senin hayat boyu biriktirdiğin parayla taşak kebabi yapma planlari yapsin.
bunu hesaplayana kadar anami babami gezmeye dunyayi gormeye tesvik edeyim ömür boyunca çalıştınız diyeceğine.
ayrıca yaşın kaç dostum senin. ana babanin emekli maasiyla geciniyoruz rahatca diyorsun. hic mi iki emekli parasinin ustunde hayalin yok.
joe biden'ın toplantı sonrası ilginç hareketi
-
şu adamın etrafına birini koyun işte, belli ki sürekli elini sıkacak birini arıyor adam. kaç oldu bu?
alın asgari ücretle birini işe, bidenle el sıkışmak olsun görevi. bari adam rezil olmaz.
koca amerikasın bunu da mı biz söyleyelim amk?
bekçinin çamaşırları toplayın ıslanmasın demesi
-
antik yunan inanışındaki çamaşır tanrısının yolladığı don melekleridir, sana bekçi şeklinde görünmüşler.
igor kokoşkov
-
herkes koçun karaktersizlik yaptığını yazmış ama bence adam aksine sırf karakter sahibi olduğu için gidiyor. ulan bu kulübün eski başkanı daha bir iki hafta önce sanki basketbol şubesinin hali hazırda koçu yokmuş gibi "şubeyi bana verin yarın obradoviç'i getireyim" dedi aq. ali koç da bunun üstüne "ya kardeş bizim zaten dünya çapında bir koçumuz var sen ne diyorsun" diyeceğine, "teklifinin detaylarını anlat konuşalım" dedi. bu başlı başına bir rezalettir. taraftar zaten obra partizan'la imzalayana kadar her gün kokoşkov'u gönderip obra'yı alalım diye kampanya yapıyordu. şimdi soruyorum, bu adam kıymetinin bilinmediği bir ortamda niye kalsın? kokoşkov öyle hakkında rahatça atılıp tutulabilecek bir koç değil. adam avrupa şampiyonu. üstelik nba tarihinin ilk ve tek avrupalı head-coach'u. birilerinin dediği gibi uyduruk bir asistan pozisyonu buldu diye takımı bırakmıyor yani. koç zaten fenerbahçe'ye nba'deki benzer bir pozisyonu bırakıp geldi. amacı kendini bir kez de euroleague'de ispatlayıp, nba'de tekrar head-coach olmaktı. yani bu adam bu sene fenerbahçe'de amacını gerçekleştirebilecek güzel bir kadro kurmuşken, asistan olarak nba'e gitmek istiyorsa anlayın ki kendisine yapılan saygısızlıklardan bıkmıştır. üstelik yarın kokoşkov değil başka bir koçumuz olsa onun da başına aynı şeyler gelecek muhtemelen. obra travması kulübü yiyip bitiriyor. acilen bu psikolojiden çıkmak lazım. obra gitti işte, kulübe geri dönmeyecek. bari yeni gelenlere huzur verin artık.
içkiyi şeffaf poşette taşıyoruz kampanyası
-
içki olduğu anlaşılmasın diye verilen siyah poşet ile yıllardır dincinin hacının hocanın ekmeğine yağ sürüyoruz. içki tercihimizin utanılacak gizlenilecek bir şey olduğunu kendimiz de kabul etmiş duruma düşüyoruz. bence bir noktada organize olup bu muhabbeti bitirmek lazım.
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
-
hasan iki salak osman dört.
maç skoru gibi.
kıvanç tatlıtuğ'un o kadar da yakışıklı olmaması
sedat peker'in çomar gerçeği ile yüzleşmesi
-
allah kimseyi kendi inandığı değerlerin temsilcilerinden kendini ve ailesini müdafaa etmek zorunda bırakmasın.
dedik bunu;
bu ateş bir gün sizi de yakar, yapmayın
şimdi mahkeme i kübra diye zırla işte.
yolda el ele yürüyen çifte saldıran çomar
-
o yumruğu yedikten sonra geri geri koşarken ki o çaresiz bakış var ya.
tam orda yumruğu ben vurmuşum gibi derin bir nefes verdim.
gücü erkeğe yetmeyince maalesef dayağı yediği arkadaşın sevgilisine saldırmış. bu saatten sonra fazlalığı kesip attırsın bence.
internet alışverişinde dikkat edilmesi gerekenler
-
hepsiburada, trendyol gibi sitelerin yaptığı efsane cuma, kestane cuma, muhteşem cuma vb. indirim dönemlerinde gösterilen tepkilerden dolayı bu entry'i girme gereği duydum. toplum olarak malesef internet alışverişi konusunda yeterince bilinçli değiliz. etrafımda hala bazı ürünleri görünce "şu fiyattan şu fiyata inmiş, müthiş indirim değil mi ?" diye heyecanlanan insanlar var. o yüzden nacizane birkaç öneride bulunmak istiyorum internet alışverişi ile ilgili, umarım bazı arkadaşlara faydalı olur ;
1) hiçbir sitede hiçbir zaman üstü çizilen fiyata aldanmayın hatta bakmayın bile. muhtemelen daha önce o ürün o fiyata hiç satılmadı. tamamen şişirme rakamlardan ibaret üstü çizili olanlar. mesela aylardır 50 liraya satılan logitech mouse , hb'nin efsane cuma indirimlerinde 300 liradan 50 liraya inmiş gibi gösterilmişti.
2) bir ürünün fiyatının uygun olup olmadığını , diğer sitelerle karşılaştırarak değerlendirin. ürünün marka model ve hatta mümkünse ürün kodunu(özellikle kıyafetlerde geçerli bu) google alışveriş'lerde aratın, n11, amazon, trendyol, hepsiburada vb güvenilir denebilecek sitelerin tamamında, giyim alışverişlerinde de ayrıca markanın kendi sitesinden fiyat araştırması yapın ve ona göre alın.
3) telefon, elektonik, beyaz eşya, araba lastiği vb. gibi yüksek fiyatlı ürünleri almadan önce, çok acil değilse biraz bekleyin. indirim dönemlerini takip edin, indirim dönemine girmeden önce fiyatları not alın ve indirim dönemindekiyle kıyaslayın.
4) internetten alışveriş çeki, indirim kodu vb. şeyler alıp , satın alacağınız ürünleri daha uygun fiyata alabilirsiniz. bazı sitelerde cüzi rakamlara alışveriş çekli hesaplar satılmakta.
30 ekim 2015 cuma gününün tatil olması
-
özel sektör çalışanlarını "iyi bari trafik çok olmaz" diye fakir tesellisine itendir.
debe editi: tatile çıkın ama 1 kasım'da oy vermeyi unutmayın, unutturmayın!