ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tai'nin 10 bin çekirdekli bilgisayar satın alması
-
basligi acan aktrollun atladigi konu bu sirkette calisan muhendisler genelde akp'nin bitirmeye calistigi odtu, itu gibi universitelerden mezun. henuz egitim sistemi bu kadar bozulmamis iken egitim gormus insanlar. bu egitim politikasi devam ederse ya da islamci politikalarla ozgurlukleri elinden alinan okumus insanlar yurtdisina kacarsa, o cok ovundugunuz imam hatip mezunlari bu tarz gelismis bir bilgisayarla anca facebooka girip okey oynayabilirler. ulke geriye gidiyor diyorken bundan bahsediyoruz iste.
beş sene bir erkeğin peşinden koşmak
kolomb'un amerika'yı keşfettiğinde dediği ilk söz
-
- belki suralarda minik bi cami vardir. yanina da avm dikeriz. ilgili arkadaslara talimati verelim hemen.
zlatan ibrahimoviç
-
attığı o doğaüstü golden sonra sanırım matrix'te bir kırılma meydana getirdi. o gol atıldığından beridir futbol sahalarında saçma sapan şeyler oluyor. mexes'in, bekir'ın rövaşataları, melo'nun penaltı kurtarması, servet çetin'in orta sahadan başlayıp bütün takımı çalımlayıp gol atması.. bakalım nereye varacak bunun sonu. al kırdın kırdın demek istiyorum kendisine.
evrim doğruysa bugün maymunlar neden insan olmuyor
babası annesini satsa bilkent'e gidemeyecek fakir
-
oysa babası ülkeyi satsa amerika'da okumaya gidebilirdi...
gece çişe kalkıp dönünce kendini yatakta görmek
erkeklerin kız seçme ölçütleri
-
cumartesi kısmetse benim kız dünyaya gelecek, tek beklentim sağlıklı olması.
edit: çok fazla mesaj geldi. iyi dilekleriniz için hepinize çok teşekkür ederim. çok güzel insanlarsınız.
sınavlarda alınmış komik notlar
-
100 üzerinden 130 ile dede korkut anadolu lisesi 1. sınıfta aldığım fizik notumdur.
olay şöyle gelişti efendim:
efsane bir hocamız vardı. süzmenin tekiydi. ajdar tipli bir vakaydı. sınavlarında a.b.c.d.e.f.g.h.ı.j.k.l.m diye gruplar olurdu ve hepsinin de soruları tamamen farklı olurdu. bazen bir sınıfta aynı gruptan olan 3 kişi falan olurdu.
neyse bu eleman yan sınıfta sınav yapmaya girmeden önce kapıda bizim mikail "hocam napıyorsunuz" dedi, hoca da "sınava giriyorum" dedi. neyse mikail hocaya "hocam elinizdekilerden bir tane versenize" dedi ve hoca da sınav kağıtlarından birini verdi. o derece süzme idi. koptuk o an. mikail d grubu bir kağıt almıştı. sorulara baktık, çözmek mümkün değil. herkes çözmeye çalışıyor d grubunun sorularını ama imkansız gibi. mikail 3 tanesini çözdü, başka soruları çözebilenler oldu kendilerince, herkes o grubun sorularını yazdı ve hoca süzme olduğundan hocayı kandırıp herkes d grubu alır yırtarzı eşiğine odaklandı.
yan sınıfın sınavı bittikten sonra hoca bize girdi. girdi derken öyle değil. sınıfa girdi yani. neyse. hoca kağıtları dağıttı. önce kız hocam ben d grubu alabilir miyim diye kağıdını verdi hocaya. hoca verdi. sonra herkes d istedi. yaklaşık 20 kişi falan d grubu oldu. daha fazla d grubu kalmadığından d grubu olamadı diğerleri. ben de d grubu alamayanlardandım. benim grubumdan 4 kişi vardı sınıfta. önümdeki ezgi, yanımdaki sıra arkadaşım yiğit, arkamdaki sena ve ben. öyle denk getirdik kağıtları değiş tokuşla.
velhasıl 4'ümüz de zeki çocuklardık. ama sorular harbiden kazıktı. sınıf birbirine girmişti. millet alenen kopya çekiyordu ama hoca süzme olduğundan hiçbir şey demiyordu. curcuna içinde herkes mikail ve çevresinde d grubunu yapmaya çalışıyordu. biz de baktık her soruyu çözemeyeceğiz. ben 3 soru çözebildim o kağıttan. ve fizikte en iyi öğrencilerden biri olmama rağmen. diğer arkadaşların da çözebildiği sorular ile toplamda 7 ya da 8 farklı soru çözebildik. aralarda yanlış da çıkar, hoca da süzme diye ben fikir öne sürdüm. dedim ki aynı soruları arka sayfaya da cevaplayalım. hoca süzme, anlamaz. yuttururuz. kızlar cesaret edemedi. yiğit 4 tane mi ne soruyu arka sayfaya tekrar cevapladı. ben de ondan daha fazlasını.
ama sorular kazık olduğundan hiç emin olamıyorduk. ne alacağımız tam sürpriz olacaktı. öyle de oldu.
sınav sonuçları açıklanıyordu 2-3 hafta sonra. ben ve yiğit arka arkaya geliyorduk sınıf listesinde. hoca başladı okumaya. d grubu tam sıçışta idi. en güvendikleri isim mikail, ilk açıklananlardandı. 45 almıştı. ondan yüksek alan da yoktu d grubunda. herkes 15-20 gibi notlar alıyordu. daha düşükler de vardı.
hoca okuyor
ali 10
veli 05
deli 25
sena 80 (bizim gruptan) oooovvv çekiyor millet
...
..
ezgi 80 (bizim gruptan) oovvvv çekiyor millet ben sıçıştayım. onlar zaten 8 soru yapmıştı. o zaman bizim hile anlaşılacaktı.
..
..
yiğit 120 (sınıf yarıldı) biz koptuk
uğur 130 (sınıf krize girdi) gülmekten ölüyoruz.
neyse herkes bitince bizim süzme bize döndü:
- çocuklar sizin kağıtları 3'er defa topladım her seferinde 120 ve 130 çıktınız. (biz anladı sanacakken) biliyorsunuz bir sınavda 100 puandan fazla alamazsınız, sizin 20 ve 30 puanlarınızı 2 sınavlarınıza ekleyeceğim. aferin çocuklar!
yemin ediyorum sene bitene kadar güldük. hala da gülüyorum yıllar geçti amk. bir insan nasıl bu kadar süzme olabilir:)
efsane hocaydı yeminle. her ders uçuk başka vukuat olurdu:)
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
yillar evvel calistigim sirkette yurt disi ile telefon konusan elemanin "nasil olur kimse size faks cekmedi mi" demeye calisarak "nobadi faks yu?" demesi sanirim bu kategoride sayilabilinir.
9 yıl sonra gelen edit: (bkz: aselsan)
1950'lerdeki istanbul'dan öğrenci fotoğrafları
-
3. fotoğraftaki abi netflix izliyor galiba.
metrobüste yanına erkek oturtmayan türbanlı kadın
-
niye soruyorsun ki?
geç otur. beğenmiyorsa kendi kalksın s.ktirsin gitsin.
edit: ulan çok sinirleniyorum böyle tiplere. milyonluk şehirde yanına erkek oturmasını istemiyorsan taksiye bin.