hesabın var mı? giriş yap

  • "büyük başkan" sıfatını layıkıyla taşıyan belki son adam. kendisiyle ilgili naçizane bir anımı paylaşmak isterim.

    mecidiyeköy'den kabataş istikametine doğru yoldayım. otobüs gümüşsuyu yokuşundan inerken itü'nün önünde şöför frene asılıyor. meğer süleyman seba yol kenarında karşıdan karşıya geçmek üzere bekliyormuş. şöför tanıyınca durup yol verdi. seba başkan geçerken dönüp başıyla selam verdi, gülümsedi. boyu posu, koltuk altı çantası, pantolonu gömleğiyle tam bir eski istanbul beyefendisi. otobüste bütün yolcularda bir kıpırdanma, neredeyse kalkıp esas duruşa geçeceğiz.

    böyle de güzel bir adamdı, nur içinde yatsın.

  • tadına bakıp "1963 basra körfezi" dedim, pompacı gülümseyerek "ağzınızın tadını biliyorsunuz efendim" diye cevap verdi.

  • öğretmen: oğlum sen okuldan sonra çalışıyormuşsun, kolay gelsin, bir sıkıntın olursa haberim olsun. ne iş yapıyorsun?

    çalışan öğrenci: inşaatta çalışıyorum hocam.

    yanındaki öğrenci: iyi mala vurur hocam.

    öğretmen: belli oluyor doymamışsın.

  • çocukken bu adamların gazete köşelerini okur, bunlar herhalde bizim gibi cahil insanlar değil ki köşe sahibi vs diye düşünürdüm.
    bunların bu vasatlığı ülkeyi akp’ye bıraktı.

  • başlık: ergenliğimin kara günü
    entry: huzurlu bir akşamdı, kapalı kapılar arkasında o günlerde beni en özel hissettiren şeyi yapmıştım gene;osbir.
    neyse oturuyorum takılıyorum beyler, üst komşumuz geldi. 2 tane de taş gibi kızı vardı. kakara kikiriler, bunlar yanıma geldi sonra. önceki gece düğüne gitmişler, kamerayla düğünü çekmişler, açaymışımda izleyeymişik!. kitle kalabalık, aç gözlü!, düğün görmek isteyen; bir komşu, iki kızı, babaları, annem, kardeşim, yiğenim. aldım ön usb den taktım kamerayı. görmedi koduğum bilgisayarı. kasayı çektim biraz, arkaya uzandım taktım. doğruldum yerimde. otomatik kullan geldi amk, videoyu oynat dedim. herhangi bir intro yok, oyuncuların adını gösteren bir yazıda yok, videoyu çeken firmanın şahsın ismide yazmadı. latin olduğu her halinden belli bir abimiz, kadını karyolanın başına doğru eğmiş, tüm hırsıyla gibiyordu. şoktan kurtulup kapatana kadar büyük bi yaygara çıktı. kapattıktan sonra gözümü bilgisayarın ekranından ayırmadan öylece durdum. etrafımdaki konuşmaları dinledim. "kamerayı aldığımız çocuk hiç böyle bir çocuk değildi." "hemen arıycam o çocuğu terbiyesiz herif" falan. herkes odadan ayrıldı. ben o sürede taşları yerine oturtmuştum bile. kasanın arkasına eğildiğim sırada, kolum cd açma tuşuna basıyor, çıkan cd rom tekrar koluma çarpıp geri gidiyor, bilg. kamerayı gene görmüyor, otomatik kullanda cd yi açıyor.
    beyler 11 yıl geçti, o vidyodaki kadının yüzündeki acıyla karışık zevk ifadesi hala gözümün önünde. olaydan sonra yemekten içmekten kesildim. kendimi insanlara unutturmaya çalıştım. hayatımda hala etkilerini görüyorum.

  • ben bu yazıdan mutlaka dolar alın yakında şakkadanak 12 olacak anlamı çıkardım.

    biliyorsunuz 3 lirayken verdiği dolar düşürme taktikleri neticesinde şakkadanak 9,80'e geldik.