hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle haberimizin linkini verelim:

    http://www.hurriyet.com.tr/…/4295486.asp?m=1&gid=69

    şimdi efendim, akp diyarbakır milletvekili aziz akgül, meclis başkanlığına vermiş olduğu yasa teklifi ile bayrağın, sağa bakan ayın sola bakacak şekilde değiştirilmesi için teklifte bulunmuş. gerekçe olarak da "ayın batış şeklinin değil, doğuş şeklinin esas alınması"nı göstermiş.

    işin komik yanı, anayasanın 3. maddesi "bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır." demekte, 4. maddesi ise "anayasanın 1 inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez." hükümlerini içerir.

    hadi bu eylemin arkasındaki niyeti geçtim, insan böyle konuda kanun teklifi vermeden önce, açıp bir geçerli düzenlemeleri okumaz mı?

    bayrağın değiştirilmesini talep edebilen bir kişi; acaba diğer emellerini ne zaman gösterecektir?

    (bkz: türk bayrağı)

    edit: bu ve benzeri entry'leri kötüleyerek, zamanın ötesine geçiren suserler bilsin ki bir kısım gizli veya açık niyetleri her fırsatta ifşa edeceğiz ve bu ülkenin dingo'nun ahırı olmadığını biraz olsun anlamanızı sağlayacağız.

  • acilin isvicreli bilim adami geldi. sana laflar hazirladim oytun.

    gece gece tuz ayran videosuna denk geldim, tasak mi gerçek mi diye anlamaya çalışırken gerçekten makalesinin basıldığını gordum. peer reviewed bir dergi mi emin değilim, öyle çok ikna edici bulgular yok. hadi ikna edici olsa bile yogurt ve tuzun sinerjik etkisi ile bir şey yok. yoğurt niye eklenmis belli değil. madem ekledin, tuzsuz ayran ve yogurtsuz tuzlu su grupları nerede. zaten sonucta da buna değinilmemis. makalede son isim olan oytun kardeşimizin makalenin iceriginden haberi yok mu?
    zaten kurduğu cümle ayri bir sikinti. "otizmde böyle bir sikinti var. ayran ya da tuz tek basina bir sey yapmiyor ama ikisi birlikte zehir oluyor". afedersiniz ama bu nasil embesilce bir yorumdur? sözde kendi cikardigi makaleye göre sadece tuz da otizme sebep oluyor. ee bu adam kendi makalesinden habersiz mi?
    bence habersiz. researchgate'de oytun'un adina tikliyoruz ve görüyoruz ki kendisi her hafta bir makale yayinlamis. agustos ayinda 4 makale var sanirim, resmen cilginlik. kanserden, otizme kadar cok farkli konularda makaleler. bu arkadasin bu calismalarin hepsinde yer alma ihtimali var mi? yok. zaten kendi makalesinin sonucundan bile bihaber.

    sonra dananin kuyrugunun koptugu noktaya geliyoruz. researchgate'de kendi kurdugu "erbas institute of experimental medicine" diye bir arastirma merkezinde calismalarini yaptigini görüyoruz. google'de arayinca böyle bir enstitü ile ilgili bilgi bulamiyoruz. onun yerine söyle bir dergi sitesi cikiyor ilk sayfada.
    https://jebms.org/ journal of experimental and basic medical sciences
    editor-in-chief: oytun erbas

    yayinlanan makalelere bakiyoruz, oytun beyin makaleleri full. adam kendi kurdugu kendi chief editörü oldugu dergiye makale pompaliyor. özetle cok kirli isler dönüyor. benim anlamadigim, doktor olabilecek kadar okumus bir insan nasil böyle islerin pesine düser. bence kafayi yemis olabilir. kim bilir belki de kendi uydurdugu seylere kendi de inaniyor. yakinda kokusu cikar ve bir yerlerinde patlar. insan icine cikamaz diyecegim de adam yüzsüz. yazik.

    edit: bir arkadaş olayı onceden özetlemiş zaten.(bkz: #125364279)

  • aşk, kalbimi yakan bir volkan gibidir,
    en sevdiğim tatlı kazandibidir.
    leyla sev beni, sokma müşküle
    seninle kaşık atalım iki tabak keşküle.

    tosun paşa (kemal sunal)

  • kucuk olcekli tipik turk esnafidir. alisverise gitmissinizdir ve misal kazak alacaksinizdir. kazagi denersiniz, hosunuza gider ve almaya karar verirsiniz. ancak hemen hemen her turk insani gibi pazarlik yapacaksinizdir dukkan sahibiyle etiket fiyati uzerinden indirim yaptirabilmek icin. olaylar gelisir;

    siz: "bu kazak guzelmis? etiket fiyati uzerinden ne kadarlik bir indirim yapabilirsiniz?"
    esnaf: "valla, biz, bize gelis fiyatiyla satiyoruz bu kazagi" (ic sesiniz: at yalani .... inanani seklindedir)
    siz: "olur mu ya? bu cok pahali. alaman ben bu kazagi bu fiyatiyla. yapin artik bir indirim (israrlar, israrlar, israrlar)."
    esnaf: (imana gelir) "tamam o zaman bakalim ne yapabiliriz" der

    ve hastasi oldugum surec baslar. esnaf, masasinin ustunde duran devase hesap makinesini (devasa hakikatten, boyle kafam kadar, devasa olmasina devasa ancak ironik bir sekilde ancak dort islem yapabiliyor) alir ve diffirential equation cozermis edasiyla bir o tusa bir bu tusa pasar. derin dusunur. ve

    esnaf: "valla en son bu olur, daha azi bizi kurtarmaz" der ve hesap makinesinde cikan sayiyi size gosterir. (ic sesiniz: hani lan size gelis fiyati buydu? seklindedir ve hala inanmazsiniz o kadar cok tusa basip bu sayiyi bulmasina)
    siz: "tamam o zaman aliyorum" der, odemenizi yapar ve iyi gunler dileyerek dukkandan ayrilirsiniz. esnaf ise bir sonraki musterinin gelmesini ve bu baglamda bir sonraki hesap makinesini kullanimini dort gozle beklemeye koyulur.

  • bir şeylerin düzeltebilmesi için önce farkındalık gerekir. izdihamın içinde olanların “ben ne yapıyorum? neden bunu yapmak zorunda kaldım?” demesi gerekir. ama şu an olan; “oh ucuza aldım kar ettim.”
    sorunu kabullenmezsek daha çok izdihamlar görürüz.

  • yumurta akıyla yapılanı daha makbul olan sostur. ülkemizdeki bazı barmenler kokteylere ölçüsü kadar sweet and sour mix yerine sadece limon suyu katarlar. bir mekandan mekana kokteylerin tadının değişiklik göstermesinin temel sebeplerinden biri de budur.
    eğer gerçek tarife gelecek olursak,
    25 cl kadar limon suyu (çekirdeksiz ve törtüsüz taze sıkılmış)
    25 cl portakal suyu (aynı limon suyu gibi çekirdeksiz ve törtüsüz olanı makbuldur)
    4 bar kaşığı toz şeker
    1 yumurta akı
    3 4 damla lime şurubu (lime şurubu yerine lime limon kullanırsınız aynı tadı alamayabilirsiniz)

    mümkün olduğunca bar dolabında veyahut buz kovalarında , serin yerde muhafaza ediniz. dolapta muhafaza edilince bozulmaz fakat tazesi daha makuldür.