ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
netflix
-
tam verilerin hesaplanması oldukça zor olsa da university of bristol araştırmacılarının bir girişimi olan carbon trust'ın itv, netflix, sky ve bbc gibi medya şirketlerinden elde ettiği verilerle yaptıkları hesaplamalara göre 1 saatlik online streaming sırasında cihaz başına 56 gram karbondioksit salınımı gerçekleşmektedir. firmalara göre bu miktar diğer günlük aktivitelere göre oldukça düşük bir miktardır.
her cihazdan günde ortalama 3 saat yayın izlediğini düşünürsek cihaz başına yılda 61.3 kg karbondioksit salınımı gerçekleştiği sonucuna ulaşıyoruz.
netflix'in 209 milyon üyesi üzerinden hesap yaparsak (çoklu üyelikleri dikkate almadan) netflix'in tek başına salınımına sebep olduğu karbondioksit miktarı yıllık 12.811.700 tondur.
bu miktar, 2020 model mercedes s63 amg long'un (video) 487.136 adedinin her birinin 100.000 km yol yaparken yayacağı karbondioksite eşittir.
kaynak: science focus - emisyon hesaplayıcı
öldürülen teröristin cesedinin torbada verilmesi
-
babanın oğlunun dağa çıkmasını istemediğini şuradan anlayabilirsiniz. eğer baba pkklı olsaydı şimdi yanında bir sürü partili gazete vs olurdu ama baba belli ki gariban. ben kendi adıma çok üzüldüm baba için.
boğaz köprülerinin çift taraflı ücretlendirilmesi
-
--- spoiler ---
1 ocak 2022 tarihinden itibaren köprü geçiş ücretleri iki eşit parçaya bölünerek iki yönlü olarak değiştirildi. boğaz köprülerinde tek yön otomobil geçiş ücreti 8,25 lira olarak belirlendi.
--- spoiler --
geçen sene karayollları yok öyle bir şey diye kendini paraladı
ne oldu
demek ki varmış
artık köprüden gidiş geliş 16.50 tl verilecek
boğaziçi köprüsü 40 yıldır faaliyette
maliyetini şimdiye kadar 100 kez çıkarmıştır
bu köprüler kamunun değil mi
neyin zammı olduğunu bir aktrol'den açıklamasını bekliyorum..
demirel'in özal'ın aklına gelmeyen sağolsun reis'in aklına geldi
acıma reis
vur kırbacı
sanki seçime gitmeyecek gibi kanırt bu milleti
edit: hızımı alamadım
birkaç şey daha yazacam
evim ümraniye'de
işyerim maslak'ta
benim için kadıköy'e gitmekle maslak'a gitmek arasında fark yok
kadıköy'e giderken para ödemiyorum da
maslak'a giderken neden para ödüyorum
ayrıca anadolu'da özellikle de karadeniz'de pek çok şehre gittim
pek çok yolu tüneli köprüyü kullandım
mesela karadeniz otoyolu neden ücretsiz
onu da paralı yap
mesela trabzon'un içinden geçen upuzun tünellerin de başına birer ogs ve hgs gişesi koy
bakalım trabzon ve rize'den bir daha oy alabiliyor musun
onlar para ödemiyor da istanbullu neden para ödüyor
istanbul'da yaşayanlar bu ülkenin sağılacak inekleri mi?
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
-
i$ikta duran şöföre $ööle dedim bugün
-abi ben iniyom
-in bakalım
yaran diyaloglar
-
2016 mayıs - meclis tutanaklarından:
mithat sancar (mardin) – oscar wilde’ın bir sözünü aktarmak istiyorum sizlere.
zeyid aslan (tokat) – kim?
mithat sancar – oscar wilde.
zeyid aslan – o kim ya? (gürültüler)
mithat sancar – araştırın, ne yapayım?
başkan – bunu düşünelim.
ahmet sami ceylan (çorum) – necip fazıl’dan biraz örnek verir misin? bu medeniyetin değerleri de var. buradan örnek ver.
başkan – arkadaşlar, mithat bey’i bekleyelim, sözünü bitirsin, ondan sonra.
halis dalkılıç – senin bu medeniyete bu kadar yabancılaşman bizim zorumuza gidiyor.
mithat sancar – bir dinleyin. tam da bunu söylüyor. dinleyin, değerlendirme sizindir. oscar wilde millîdir, millî değildir, onu da tartışın ama şu sözü, lütfen, bu sizin değerlendirmelerinize karşı iki dakika düşün, sonra da bağırın çağırın.
“kaba güce karşı koyabilirim ama kaba bir mantığa katlanamam. kaba bir mantık yürütmede adil olmayan bir şeyler vardır. kaba mantık, zekâya da bel altı vurmaktır.”
başkan – konu üzerinde konuşalım.
mithat sancar – esasen konu üzerinde konuşuyoruz.
adnan günnar (trabzon) – sayın başkan şimdi oscar ödüllerinden bahsetmenin sırası mı?
ayşe acar başaran (batman) – “oscar wilde” dedi ya!
burcu çelik özkan (muş) – oscar wilde,wilde.o, ödül falan değil yani “oscar wilde” diye bir adam."
(bkz: anayasa komisyonundaki oscar wilde tartışması)
kitaplıktan ödünç kitap vermemek
-
ben okurken bile zarar gelmesin kitabıma diyerek kitabı çok ayırmadan okuyorum, kıyamıyorum. millet aldığı kitabı geri getirmiyor ben kıyamıyorum diyorum o geri getirmiyor. sadece iki arkadaşım ile kitap paylaşıyorum. geri getireceğine kesin emin olduğunuz arkadaşınız varsa paylaşmak güzeldir.
mesela bir arkadaşımı kıramadım çok ısrar etti, verdim. dedim bak kitabım çok değerli geri istiyorum zarar verme. iyi tamam benden bahsediyoruz tabii ki getiririm dedi ve iki yıl oldu gelmedi kitap, iki yıl. ben başıma geleceği biliyorum. ev arkadaşım da doğum günümde hediye gelen kitabımı aldı gitti(içime oturdu sanırım hiç geçmeyecek). ve daha giden nice kitaplarım.
şimdi bir yöntem buldum; iki tane kitaplığım var birini diğerinin önüne çekiyorum bir tane kitaplık gibi gözüküyor. böylece kayıbı en aza indiriyorum. annemi de tembihledim ben yokken biri kitap isterse asla ve asla verme. izinsiz vermem, kitaplarına karışmam diyor.
not: en güzeli kapalı kitaplık, kimse görmeyecek. kafa rahat. ayrıca kitaplar çok değerli güvendiğiniz insanlar ile paylaşım yapın.
2022 turizm krizi
-
sakız adasında kaldığımız otel dolu idi. yunan, türk ve amerikalı turistler. arap yok, keko yok. türkler de genelde çocuksuz veya 1 çocuklu çok efendilerdi.
sokaklarda afgan yok, mülteci yok, keko yok, insanı rahatsız eden unsur yok.
kafeler ve restoranlar tamamen dolu. taverna cumartesi gecesi tamamen dolu. rezervasyonu olmayanlar geri dönmek zorunda kaldı. garsonlar genç kız, ter kokulu keko garson yok, sürekli masana gelip rahatsız etme yok. fiyatlar euro’nun bu haline rağmen türkiye’ye göre uygun.
sonra kos adasına gittik. en kötü yanı bodrumdan gitmek zorunda kalmamız oldu, limanda kekoluğa, kazıkçılığa maruz kaldık, çok şükür kekolara bir liramız gitmedi.
kos adası oteller dolu, cafeler, restoranlar dolu saatlere göre. sürekli rahatsız eden keko garson yok. fiyatlar sakıza göre biraz daha yüksek .
genelde yunan ve avrupalı turist var. arap yok, afgan yok, keko , barzo yok.
yine de hiç kazıklanma korkusu yaşamıyorsunuz. amerika’da yaşayan bir yunan aile ile arkadaş olduk. türk olduğumuzu öğrenince çok samimi davrandılar. genelde sakızda türkçe bilen çoktu.
her sene yunan adalarına gidiyoruz pandemi hariç. euro’nun durumundan dolayı gidemeyiz sanıyordum, türkiye’den daha ucuz. mülteci, sapık olmaması açısından daha da güzel göründü gözümüze.
gece eşinle çocuğunla sokaklarda güvenle gezebiliyorsun. kimse kimseyi rahatsız etmiyor. sırtlan ve çakal yok. slimfit keko yok. sanırım insanları rahatsız edenler tutuksuz yargılanmıyor.
her kuruşunu helal ettiğim bir başka yunanistan tatili oldu.
ekleme: garsonlara bahşiş vermezsen surat yapmıyorlar. 1-2 euro bahşiş verirsen teşekkür ediyorlar. türkiye’de en son 30 lira bahşiş verdim diye sürat yapıp yüzümüze bakmayan ter kokulu , barzo garsonu hatırlayınca insan ülkesi adına üzülüyor
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"balkondan ice tea döksem yere dökülene kadar demlenir bu ne sıcak amk"
şişli'de uber sürücüsüne saldıran taksici
-
bu saldırıları durdurmanın tek yolu taksi plakasının iptalidir. yövmiyeci şoför bile korkudan kıpırdamaz.
insanı iyi hissettiren şeyler
-
güneşle temas edince hapşırmak. bu hem güneşin tepende olduğuna işaret, hem de yaşadığına. çok yaşa!