ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ssg'nin yurt dışına taşınması
-
bizi kanzuk'un kucağına, boynu bükük bi dürüm gibi atıp gitmiştir.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
skim böyle başak burçluluğu... bilgisayardaki sistem dosyalarını düzenlemek:(
levent diye, o devrin digimon'u bir arkadaş toplamıştı ilk bilgisayarımı. sene 95. ilk günün akşamı evde kurcalıyordum, tek tek bütün klasörlere girip her bir dosyaya tıklıyordum peki buna basınca noluyo, e peki buna basınca noluyo diye diye.. böyle kurcalarken fark ettim ki aynı dosyalardan birden fazla yerde var. bir win32 mi windows mu ne öyle bir yerde var, bir program files diye bir yerde var, içlerinden bazıları başka bi yerlerde daha var... "dağınık levent tabi (anne tonlamasıyla verip de veriştirdim levent'e) elli kez kopyalamış aynı dosyaları bilgisayarın hafızası dolacak boşuna" diyerek kolları sıvadım ve müthiş bir işgüzarlıkla sabaha kadar benzer/aynı adlı tüm sistem dosyalarının eşlerini silip silip tek klasör altına topladım hepsini. sonuç olarak da sabaha bilgisayarı kucağıma almış halde ıkına sıkına 3 otobüsle bakırköy'den hacıosman'a gidip, suratımda takınabildiğim en sempatik "ben bi bok yidim" gülümsemesiyle levent'in ziline basmam gerekti.
yalnız o vakitler bilgisayardan alınan zevk bile başkaydı be... windows plus'ta mı ne gelen, tren istasyonlu wall paper'ı görmek için evden kalkıp 2,5 saatlik yolu tepip sarıyer'deki arkadaşa gitmişliğim olmuştu. wall paper görmeye bak sırf. bu da mallık değil mi? değildi işte. abimden ablamdan çok seviyordum be o ilk bilgisayarımı. ne de güzel bilgisayardı... pentium 133 mmx, 16 mb ram, cücük kadar hard disk. autocad'e tıkladıktan sonra yatardım on dakka uyuyum o açılana kadar diye.
ölen 770 hacıdan ikisinin türk olması
-
diyanet işleri başkanının açıklamasına göre o saatte orada tek bir türkün bile bulunmaması gerekiyormuş.
o saatlerde çok kalabalık olduğu için yasaklanmış.
ama bizim türkler durmuş mu? tabiki hayır. 2 acenta yasağı delmiş ve toplamda 18 türk olmaması gereken yerde bulunmuş.
18 kişiden 2 si ölmüş, sanırım 5 kişiden de hala haber alınamıyor.
yani aslında durum şu.
ölen türk sayısı "sıfır" olması gerekirken yine ne yapmış etmişiz kendimizi öldürmeyi başarmışız. aferin.
başörtülü hanımların açık kadınlardan güzel olması
pucca'nın takipçilerine hakaret etmesi
-
pucca'nın takipçilerini ilgilendiren durum. afedersiniz ama sikimde olmaz.
irem derici
demba ba vs oscar cardozo
-
biri gol makinesi, diğeri de gol makinesi aq.
after life
-
after life birleşik krallık'ta bulunan doğu sussex'teki hampstead, hemel hempstead, beaconsfield ve camber sands bölgelerinde çekilmiş. bu konumların çevresinde biraz tur atmak isteyenler için:
tony'nin çalıştığı tambury gazetesinin bulunduğu meydan hemel hempstead'in isimli yerleşkenin merkezindedir.
tony'nin rahmetli eşiyle büyük anılar yaşadığı ve köpeğiyle paylaştığı evinin bulunduğu sokak.
tony'nin köpeğiyle birlikte dolaştığı kumsal
jude'un okuduğu ortaokulun bulunduğu sokak
mezarlık ziyareti sahneleri st mary ve all saints kilisesinin arazisinde çekilmiş.
tony'nin babası ray'in kaldığı ve hemşire tarafından bakıldığı sonbahar yaprakları bakım evi çekimleri buckinghamshire'daki beaconsfield'daki eski şehir kayıt ofisinde gerçekleştirilmiş.
kaynak:
https://www.atlasofwonders.com/…ming-locations.html
5 mart 2016 turgut vidinli rezaleti
-
uzun entry okuyamayanlar için özet:
- bir grup kadın kafa dağıtmaya beşiktaş'taki "ünlü" turgut vidinli'ye gidiyor
- gecenin sonunda bu insanlara fahiş ve alakasız bir hesap çıkarılıyor
- itiraz edilince mekanın kapıları kilitleniyor, kadınlar darp ediliyor
- polis çağırılıyor, elbette ki polis gelmiyor
- ne güzel darp ettik ama diye biraz daha darp ediliyor
daha kısa özet:
kafa dağıtmaya gideyim derken kafanızda bardak dağılsın istemiyorsanız turgut vidinli'ye gitmeyin annem.