ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
krize rağmen vatandaşın çılgınca alışveriş yapması
-
normal olandır.
para duruduğu yerde hegün %10 değer kaybettiği sistemlerde, hiperenflasyon durumunda gerçekleşir.
herkes parayı şimdiden harcama, alabileceğine alma yarışına girer. bunda garip olan hiçbirşey yoktur.
tem kavacık kavşağında köprüden önce son çıkış yazıyor ya. he şu anda kriz o noktada, az kaldı ama o kavşak geçildi geçilecek. işte o zaman görürsün kimse bir şey satın alabiliyor mu, evde aç aç oturuyor mu..
bu krizden çıkmanın artık tek yolu da, erken seçimdir. başka da hiçbir çözümü yoktur.
86 kişinin öldüğü yerde köfteleri çeviren dayı
-
fakirin, garibanın derdini en net gösterir karedir. ekmeğinin peşindeki adam, kelle koltukta bile olsa, ekmeğinin peşindedir. garibanlık budur. köftesi canından önce gelen köfteci olmaktır garibanlık.
bu gebeşlerin hakkını yediği adamdır bu dayı. çalıştığından azını alan, çoğunu kaptıran dayıdır.
babandır,
dedendir.
sensindir.
obur şirinin diğer şirinlerle aynı kiloda olması
halinize şükredin avrupa bildiğiniz avrupa değil
-
doğru diyor. avrupa bildiğiniz avrupa değil. siz ne hayal ediyorsanız 10 katı daha güzelini hayal edin. öyle bir avrupa
gecekondu
-
oturduğum evin arazisi vaktiyle gecekonduymuş. işte devlet tapu vermiş, sonra müteahhitler girmiş, binalar dikilmiş vs. araziyi veren gecekondu sahibi şu an birkaç daire sahibi.
düşünüyorum, adam babamla aşağı yukarı aynı yaştadır. babam ömrünü bir memur maaşıyla kirada geçirdi. kimsenin arazisine konmadı, hele kamu malına çökmedi. zor günler geçirdiği de oldu, kirayı ödeyemediği de. eninde sonunda bir şekilde denkleştirdi ödedi. sonunda elinde hiçbir şey yok.
fakat öteki adam vaktiyle dikti çadırını, yaptı kerpiç evini. tapu sahibi oldu, sonra birkaç ev sahibi oldu. ben o araziye dikilen evlerden birini almak için ömrümün beş yılını ipotek ettim. her ay taksidini ödüyorum; virüsmüş, salgınmış, işler kötü gidiyormuş bakmadan.
babam ve onun soyu cezalandırıldı, bu adam ve onun soyu ödüllendirildi. gecekondu budur.
çerkeslerin iyi oldukları konular
-
kendi ırkını övmeleri. hakikatten bunu iyi başarıyorlar.
yaran diyaloglar
-
mekan: tren
-: bizim hanım yollamadı çocuğu kabataş erkek lisesi'ne. puanı da yetiyordu. neymiş deprem olurmuş...
+: aşkolsun cavit ben öyle mi dedim. tsunami olur su yutar dedim.
chatgpt
-
varoluş acısı ile alakalı türkçe şiir yazdırdım. dandik yer altı edebiyatçıları ile kapışır belki haha bir de müzik bestelettim notalarını yazdırdım ama online notaları girmekle uğraşamam. merak ettim ama müziği.
görsel
görsel
bu da şiiri
çaresiz kaldım bu dünyada
sonsuzluğa doğru yalnız yürüyorum
yüreğimde sürekli bir acı var
bir anlam arıyorum ama bulamıyorum
içimdeki sızı büyüyor her geçen gün
bu varoluş acısı beni yıpratıyor
ne zaman ki son nefesimi vereceğim
acaba bu acı sona erecek mi?
bir yol arıyorum kendime
bir anlam bulmak için uğraşıyorum
ama bu dünyada hiçbir şey tam olarak benim
bu yüzden varoluş acısı beni yalnız bırakıyor
ne zaman ki bu dünyadan göçeceğim
acaba bu acı beni takip edecek mi?
yoksa mutluluk bulabilecek miyim?
bu soruların cevabını bilmiyorum
ama şu bir gerçek ki
bu dünyada bir gün göçeceğim
ve o gün varoluş acısı beni bırakacak
sonsuzlukta mutlu olacağımı düşlüyorum.
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
gezi zamanı dolar 5 kuruş artıp 1.95 olduğunda hükümet kanadı ve ne kadar destekleyeni varsa dönüp ülkeyi batırdınız, hep sizin yüzünüzden vb. cümleler kurmuştu.
dolar 18 lira olduğunda çıkıp ‘bizim dolarla ne işimiz var’ ne bilim ‘onların doları varsa bizim allahımız var’ diyenler o gün pek bi önem veriyordu bu işlere. ne oldu ki acaba….
bu da böyle bir anımdır.
galatasaray'ın uefa kazanırken oynadığı takımlar
-
bu takımlardan biri de leeds united'tır. galatasaray leeds united'ı eledikten 5 ay sonra, beşiktaş şampiyonlar ligi'nde leeds united'tan tam 6 gol yemiştir.
30 yıldır su içmeyen adam
-
yıllar yıllar evvel bi arkadaşım türkiyenin en büyük gazetelerinden birine staja girmişti. çocuk üniversite ogrencisiydi o dönem.
anlattığına göre şefler bunlardan haber istiyormuş. mesela gidin şu konu hakkında şu şu boyutlarda bi haber yapın orta sayfaya çakalım diyormuş.
arkadaş bize bunu anlatmıştı. biz de yakın arkadaşımla beraber fırlamalık olsun diye uydurmasyon bi metin hazırlamıştık. fotoğraf olarak da başka bi arkadaşın fotosunu yollamıştık.
2 gün sonra gazetenin ortasayfasında bizim hazırladığımız haber çıkmıştı. o gazete hala durur bende 15 senedir. bak haberi ben ve yakın akradaşım evde hazırladı lan. fotoğraf da dalga geçtiğimiz 3. bi arkadşaımıza ait. bu haber türkiyenin o dönemki en büyük 3 gazetesinden birinde basıldı diyorum sana.
o günden sonra gazetelerdeki bu tip haberlere hep gülmüşümdür. kimbilir hangi fırlama stajyer yazıyor bunları.
kitapçıda hissedilen kitap çok ömür az anksiyetesi
-
sanırım insanoğlunun öğrenme merakından gelen kaygı. tabi bunun tadına bir kez bakmak gerekir. ölmeden önce ne kadar öğrenirsek, o kadar iyidir düşüncesi. dünyaya bir kez geliyoruz, en azından dolu dolu bir hayatım olur demek için belki. aynısını sinema filmleri için de söyleyebilirim. düşünsenize; kubrick, kurosawa, bergman, tarkovski, hitchcock, tarantino, leone, filmlerini izlemeden ölüyorsunuz. bu; dünyadan bomboş gitmek değil midir?
linkedin'deki yaran yeni mezun isyanı
-
aynı şeyleri hala düşünüyorum. çalışmama rağmen. bütün büyük şirketler google, facebook hep tecrübesiz eleman, yetiştirilmek üzere eleman ararlarken, bizim burda en az bir milyon yıl tecrübeli eleman aranıyor. gelişmez bu ülke, gelişemez.
(bkz: kariyer.net'te yayınlanan köle ilanı)
edit: açıklama gereği duydum. üniversite zamanı ben de yazları staj, sene içinde de özel ders veriyordum. fakat yine bir işe yaramadı. hatta stajlarını tecrübe olarak mı yazıyosun diyenler bile oldu.
hasan sel ve hüseyin sel'in tutuklanması
-
önce polisi açığa aldılar. şimdi de sanıkları tutukladılar. paralel evrende bir gün gibi.