hesabın var mı? giriş yap

  • mistik ögelerle süslü bir öykü, masalsı çizimler ve renkler ve de kelt ezgileriyle kulak okşayan müzikler... belki o kadar iddialı bir yapım değil, ama kendine has bir hoşluğu sevimliliği var bu animasyon filmin. pangur ban'i ise bizim van kediciklerinden biri canlandırıyor sanki. o kadar şirin, o kadar güzel ki kedicik, insan karelerden kaçırıp kendine saklamak istiyor.

    ve tabii büyülü melodilerle süslü "aisling song"... müziğiyle darmadağın ediyor bünyeyi.

  • dışarıda olan işlerini bitirip kendini bir an önce eve atmak ister. ilişki olayının kasıntısına girmez. heyecanı yoktur, öyle sevinmek, şaşırmak gibi reaksiyonlar vermez. yemek yediği zamanlar en keyifli anlarıdır günün. gezmek, sosyalleşmek, yeni heyecanlar bulmaya aman kim uğraşack diyerek karşı çıkar. veya şartların istediği gibi olmayacağına kanaat getirmiştir.

    kısaca üzerine ölü toprağı serilmiş bir gençtir. elini eteğini çekmiştir hayatın getirisinden. nasılsın sorusuna yuvarlanıp gidiyoruz diye cevap verir. kendisiyle ortak yönlerim mevcuttur.

  • bu sefer kahramanlarimiz acemi asker degil komutandir. iki asteğmen birbirine komşu eğitim alaninda acemi eğitimi ile meşgulken biri diğerini çay içmeye davet eder. laflamaya başlarlarken acemilerden birini çağirirlar. eleman koşa koşa gelir.

    -bize 2 çay getirir misin
    -emredersiniz komutanim *

    eleman çaylari bir koşu kapip getirir ve komutanlarinin dikkatini çeker.

    -aferim ya ne çabuk getirdin. ama nefes nefese kalmişsin. sivilde napiyodun sen ?
    -komutanim "balıkesir cumhuriyet savcisiydim" der

    bizim asteğmen elemanlarin o an boğazlari düğümlenir. o çay ateş olur ellerinde. acemi asker elemanlarin yanlarindan uzaklaşir.

    -olm var ya bu bizi sivilde yakalasin öttürür lan
    -lan ne biliyim o kadar adamin içinden biz de savciyi bulduk iyi mi
    -amaan koy gitsin. savcinin elinden de çay içtik ya
    -ehehuehue

  • eski türkiye'de bir tane eczane vardı, oraya da ulaşım yoktu. yeni türkiye'de duble yollar sayesinde eczaneler yayıldı. ısırırım.

  • şunu beyan eden canlının türüne bakıyorum:

    insan,

    gerçekten sadakati ile bilinen bir tür kozmosta.

  • küçücük yaşında halı tüccarlarına köle olarak satılmış bahtsız bir çocuk. bu yapılanın haksız olduğunu farkediyor, bir sürü eziyetten sonra kaçmayı başarıyor sözde işyerinden. bundan sonra kendisini çocuklara yapılanları duyurmaya adıyor. ve lakin gencecikken henüz, daha 12 yaşını bitiremeden öldürüveriyorlar. o kadar çok insanı haberdar etmiş ki yapılan eziyetlerden, o kadar çok kişiyi yanına çekmiş ve o kadar çok çocuğu kurtarmış ki bu kölelikten, konuşmaya devam etmesi büyük bir tehlike teşkil ediyor tüccarlara göre ve vuruveriyorlarlar çocukcağızı... kimin öldürdüğü, halı mafyasının işin içinde olup olmadığı konuları kesinlik kazanamıyor maalesef.
    bu hikayeyi anlatan bir de film yapılmıştı: (bkz: iqbal)
    http://en.wikipedia.org/wiki/iqbal_masih

    ayrıca "iqbal masih ve çocuk köleliğine karşı savaşanlar" isimli bir kitaba da ilham kaynağı olmuştur bu çocuk. http://www.ekonomikticaret.com/…601&p_id=kikdha0016

  • içinde hababam sınıfı olması bazı yazarları şaşırtan liste. lan türk sinemasını geçtim dünya sinemasında kaç tane film var defalarca izlesen de her seferinde kahkahalarla güldüğün? kaç tane film var hababam sınıfı kadar bizden?

  • küçüklükte yapılan aktivitelerden biridir.

    ınşaat çevresinden toplanan mermerleri tokuşturup, ortaya çıkan osuruğumsu kokuyla eğlenebilmek ne güzel şeydi lan.

    edit: sirie hatırlattı, tükürüyorduk da öncesinde.

  • her bu tarz video izlediğimde, atatürk'e çok daha büyük saygı duyuyorum. düşünsene bu insanların 100 yıl önceki versiyonuyla neler başarabilmiş...

  • hayır yunanlılar bunu bize yapamazlar. o beşiktaş'ın en değerli oyuncusu. umarım hakkında çıkan olympiakos'a gidiyor haberleri doğru değildir. nobre kalitesinde bir santrafor bulmamız için en az 10 milyon euro harcamamız lazım.

    şmdi braya byle yzdım ki gogle trnslte'ten çevri yaprkn.... anladnz sz onu.

    not: türkçe'yi katlettiğim için özür diliyorum. fakat bunu yapmak zorundayım.