hesabın var mı? giriş yap

  • zamane cocugudur.
    izlerken icimiz ciz eder biz abilerin, etmez mi?
    bizim zamanimizda kinder surprise azdi, pahaliydi, anne babalarimiz alamazdi oyle cok cok. ayda bir falan toplu ali$veri$te ogretmenler kooperatifine gidilecek, anne iyi zamaninda olacak da 1-2 tane alacak. ancak o zaman kinder surpriseimiz olurdu bizim.
    onun cikolatasini binbir torenle yerdik. kirmadan ikiye bolerdik once, sonra ufak ufak yalardik, buyuk bir parca kopartacaz da zort diye bitecek diye korkardik... bissuru bissuru olsa da bissuru yesek diye hayaller kurardik, gercekle$mezdi bu cocukca hayaller.
    kagidini bile ozenle yirtmadan cikarirdik. aliminyumdu ya, boyle duzle$tirir, defter arasina koyardik falan, biriktirirdik.
    $imdiki veletlere bakiyorum, zart diye yirtarak acip, huptedenek su gibi iciyorlar cikolatayi, onlar icin ozel degil, onlar icin luks degil, onlar icin degerli degil...
    bizim icin neydi o kinder surprise biliyonuz mu siz?
    bir gun birinin kafasina cakacam yerken, ne nereden geldigini anlayacak, ne neden oldugunu kerata...
    aglayasim geliyor.
    hislendirmeyin beni...

    (bkz: bastigin yerleri toprak diyerek gecme tani)

  • okulda bişey öğretilmesin, staja gidene çay kahve fotokopi işi yaptırılsın, tecrübesiz elemana iş öğretilmesin, ya bu bizi bırakıp giderse diye mühendisin işi ustaya yaptırtılsın...ee nasıl kalifiye olacak bu insanlar rüyasında mı görecek içine mi doğacak

  • italya başbakanı giuseppe conte şu açıklamayı yaptı

    --- spoiler ---
    salgının kontrolünü kaybettik, en başından türklerin yaptığı gibi konut satışında peşinatı %10'a indirmeliydik, çok geç kaldık. türkler bu metotla virüsü 1 hafta içinde yenecektir.
    --- spoiler ---

    kaynak gelince editlerim.

    yahu corona'dan önce zaten pek iyi değildiniz, şimdi toptan tırlatmışsınız. arkadaş burayı kariyer yapacak bir yer mi zannettiniz. nedir buraya atfedilen ciddiyet? mesajlar yağıyor. "çaldın" diyorlar. espriyi çalmışım? kafayı mı yediniz. whatsapp grubundan gelen sikko bir espriyi buraya koydum ki gülelim. manyak mısınız ulan. nasıl da zorlarına gitmiş :))) ulan burada fav alsam ne olur almasam ne olur. fav alınca ne oluyor.

  • evet şimdi "bonco yopolmomoolı yatıyoolar" ergenlerini sırayla izleyelim.

    bak düşük zekalı, anlayacağın gibi anlatayım; üniversitedeki bir profesör hocadan doçentine, hastanede muayeneye gittiğin doktorundan, ameliyat için kendini emanet ettiğin cerrahına, kolluk güçlerinden itfaiyesine herkesi ilgilendiriyor bu mesele, paşam memuru ptt'de memuriyetle sınırlayan bir dünyası var çünkü, tabi gel gör ki o adamlar da ne kafa patlatıyor senin imza ve okuma yazma bilmeyen dede ve ninelerinin işlerine, yüz yüze günde 25 dakika konuşmadığı çocuğuna 6 saat emanet ettiği öğretmene de ne yapıyor diyor bu adam sonuçta.

    sen sanıyor musun bu ülkede 500-600 dolara profesör-doçent akademisyenleri, cerrahları, diş doktorlarını tutabileceksin? ama yok paşam masa başı memuruna kinlendiği için bu adamlar da mutsuz edilmeli.

    memur ekibi bu zammı haketmiyor görüşünü sadece "memursen" üyelikleri sebebi ile savunursanız hak veririm o kadar, bu sarı sendika yetkili olduğu müddetçe kimse gün yüzü göremeyecek.

    bir akademisyen olarak söylüyorum, bu sene 2 makalem yayınlandı, 2 sunumum var fakat gel gör ki polonya'daki bir garson kadar maaş alamıyoruz, daha önce de yazdım; makale, dergi bunlar karın doyurmuyor artık kur, coin, endeks takip eder olduk "yok olan" maaşlarımız yüzünden.

  • t: ankara'ya film çekmek için gelmiş turist.
    h: harun.

    t: bu şehre geldiğime geleceğime pişman ettiniz beni ya!
    h: e gelmeseydin keşke. niye geldin ankara'ya? gitseydin istanbul'da çekseydin filmini.
    t: daha da ankaraya asla gelmem ben!
    h: gelme! zaten ankaranın da çok sikindeydi ha. nolur gel. sen ne filmi çekiyon oğlum?
    t: taşrada hayatın monotonluğu.
    h: sen ankara'ya taşra mı diyon la! taşra mı diyon sen ankara'ya? oğlum burası başkent başkent. eskiden burda deniz varmış!*

  • alın teri bir hotwire kullanım rehberi:

    1. hotwıre nedir?
    hotwire, expedia ınc’nın yan markalarından biri. (bu grubun içinde hotels.com, trivago, carrentals.com gibi büyük markalar da giriyor.) sektörde elde kalan her oda zarar olarak yazılır. expedia da elindeki datalarla hangi tarihte hangi otelin hangi oda tiplerinin satılacağını, hangilerinin elinde kalacağını iyi biliyor. bu odaları eritmeye çalıştığı sitelerin başında da hotwire.com geliyor. %50-%70’lere varabilen indirim oranlarıyla bu odaları elden çıkarıyorlar.
    (hotwire yakın zamanda uçak bileti ve araç kiralama satışlarına da başladı. uçuşlarda büyük bir indirimini görmedim açıkçası, araç kiralama ise işin ufak bir bölümü. bu nedenle yazıda sadece otel rezervasyonlarına değindim.)

    2. çalışma mantığı nedir?
    kalmak istediğiniz bölgeyi, tarihi ve belli başı otel özelliklerini seçtiğinizde (örnek olarak free wifi ve fitness centerı olan 4 yıldızlı bir otel arıyorsunuz) hotwire size tekliflerini listeliyor. fakat bu otellerin ismini göremiyorsunuz. “4-star hotel in chicago downtown” diyor mesela. her destinasyon için hotwire bölge ayrımı yapmış durumda, bunu da haritadan görebiliyorsunuz. size o harita alanı içinde olduğunu garanti ederek, seçtiğiniz özellikleri de garanti edecek şekilde alternatiflerinizi sunuyor. eğer içinize siner ve ödemeyi yaparsanız o anda otelin adını ve adresini de görebiliyorsunuz. oteller marka değerini zedelememek, expedia da standart müşterilerinden yakaladığı karı düşürmemek için otel ismini siz odayı satın alana kadar açık etmiyor.

    2. neden ucuz?
    öncelikle yukarıda da söylediğim gibi elde kalması muhtemel odaları satıyorlar. hotwire üzerinden rezervasyon yaptırdığınızda özellikle şehir merkezlerinde business otelleri ile sık sık karşılaşmanız olası çünkü o oteller fuar zamanları haricinde boş kalabiliyor. fakat tercih edilmeyen oteller mi var derseniz kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil.

    yine yukarıda söylediğim gibi otel listelemelerinde bu fiyatlar gözükmediği için daha esnek davranabiliyorlar. lyon'da o gün €120’a listelenen bir otelde €75’a kaldığımızı duysalar expedia ve o otelin müşterileri ne derdi acaba?

    üçüncü neden sitede rezervasyon iptali bulunmuyor. booking ve expedia gibi sitelerin aksine, burada iptal söz konusu değil, nihayetinde ödemeyi yapıp aldığı oteli beğenmeyenler iptal etmek isteyebilirler. parayı da peşin olarak çekiyor zaten.
    son olarak da misafirlerin gözden kaçırdığı en büyük noktalardan biri pazarlama ve satış faaliyletlerinin gideri. bu sitelerin giderleri cirolarına göre gerçekten çok düşük kalıyor ve pazarlama ve satış faaliyelteri bütçenin büyük bölümünü kullanıyor. hotwire’da ise böyle bir durum kesinlikle söz konusu değil.

    3. hangi durumlarda kimler için tavsiye ediyorsun?
    açıkçası hotwire’ı “şu markanın şu otelinde kalacağım çünkü x özelliğine bayıldım ve bu artık benim için olmazsa olmaz.” demeyen herkese öneriyorum. geniş aileler yukarıda yazdığım şekilde isteklerde bulunabilirler, bu nedenle onlar için temkinliyim fakat özellikle yalnızsanız ya da ufak bir bilinmezlik sizi üzmeyecekse (ufak diyorum çünkü sistemin nasıl çalıştığını anlattığımda aslında çok da tahmini bir oda almadığınızı göreceksiniz) kesinlikle tavsiye ediyorum. ayrıca rezervasyon iptali ve değişikliği yapılamadığı için yüksek fiyatlı otel tercih edecekler riske girmek istemeyebilirler.

    hotwire önerdiğim bazı arkadaşlarım bana sitemde bulundular. dediler ki “biz zaten $50’a bir otel bulmuştuk 3 yıldızlı. senin dediğini yaptık yine $50’a kaldık 3-3.5 yıldızlı hem de oteli seçemedik.” burada şunu söylemek istiyorum. eğer bütçenize uygun ve içinize %100 sinen bir oda varsa onu booking ya da expedia üzerinden tabii ki alabilirsiniz. ama özellikle ucuz şehirlerde hotwire’da öyle güzel indirimler oluyor ki yukarıda verdiğim örnekte $60’a 4.5 yıldızlı bir tesiste de kalabiliyorsunuz.

    4. dezavantajları nedir?
    rezervasyon iptali ya da değişikliği yapılamadığı için aylar öncesinde yapacağınız bir planda hotwire kullanmak istemeyebilirsiniz. burada size önerim free cancellation olan bir otel rezervasyonu sonrası seyahatiniz kesinleşince hotwire’a dönmek olabilir.

    ikinci dezavantajı ise, eğer tesis o gün tam doluya yakın bir kapasiteye sahipse bu söylediğim geçerli, size nispeten düşük kalite bir oda verilmesi muhtemel. düşük kalite nasıl oluyor derseniz, manzarasız bir oda, asansöre yakın olduğu için bir tık daha gürültülü bir oda vs. olabilir. her gün öncesinde bir sonraki günün yeni girişleri planlanıyor ve eğer otel dolu ise hotwire üzerinden gelen rezervasyonlar bu odalara yerleştirilebiliyor. bir kez başıma geldi, ağzına kadar doluydu otel, hatta biz check-in yaparken 2 aile ortada kalmış bekliyorlardı. harika bir konumda güzel bir odada kaldım, fakat manzaram 0’dı. bu kimileri için bir risk olabilir fakat ben pek umursamadım. tam tersi, gittiğim otellerde check-in sırasında kibarca upgrade alabilir miyim diye soruyorum. birkaç kez daha yüksek katta bir oda, bir kez daha manzaralı bir oda ve bir kez de geniş bir odaya upgrade oldum çünkü zaten tesisler boş olduğu için hotwire’da indirimli çıkmışlardı ve ellerinde çok imkan vardı. oda upgrade'i ayrı bir sanat...

    6. nasıl kullanacağım ??
    *adım 1: hotwire.com’a girip soldan hotel’i seçtikten sonra gitmek istediğimiz bölgeyi ve tarihi girerek aramaya başlıyoruz.
    *adım 2: karşımıza solda öne çıkan odalar, sağ tarafta ise hotwire’ın o bölge için belirlemiş olduğu alanlar çıktı. o alanlar dışında bir otel almanız söz konusu olmayacak. eğer kafanızda mutlaka kalmanız gerektiğini düşündüğünüz bir bölge varsa, onu sınırları içine alan bölgeyi seçip sadece oradaki otellere bakmanız gerekiyor. seçtiğiniz alan haritada kırmızı renge boyanacak. eğer fazla bilginiz yoksa mouse ile üzerine geldiğinizde bazı bölgeler için bilgiler verildiğini göreceksiniz. tabii ki kötü ve tehlikeli bir bölge için de kötü bir yer yazmıyor :d) fakat faydalı ve aşağı yukarı doğru bilgiler veriyor diyebilirim.

    *adım 3: listelenen odaları filtreleyeceğiz. yıldız sayısı ve bölge konusunda bir esneklik göstermeyin derim, aşağı yukarı belirleyin bunu. birkaç farklı lokasyon ve yıldız seçebilirsiniz tabii ki. amenities otel özellikleri oluyor. burada sadece olmazsa olmaz denilecek özellikleri seçin. nedeni de şu: tesisin bulunduğu tüm özellikleri size sıralamıyor hotwire. çünkü bunu yaparsa siz arayıp tarayıp bulacaksınız o otelin hangisi olduğunu. bu nedenle bir ya da birkaç özelliğini muhtemelen saklıyor. yani siz free wifi ve airport shuttle service olan bir otel seçtiyseniz, bu otelde başka özelliklerin olması da muhtemeldir. sadece hotwire gizliyor bunları. pahalı bir şehirde, şehir merkezinde otel bakarken free parking elzem oluyor mesela. ya da yurt dışında free internet her zaman hayat kurtarır. önemsediklerinizi seçin fakat hepsini değil. son olarak recommendation da bence çok önemli ve bunun %90 ve üstü olması ilk etapta hayat kurtarır. eğer zorda kalırsanız %80 ve üstüne gelin, çok zorda kalırsanız da %70 üstüne düşün derim. neden bu yorumu yaptım? çünkü bu oran kullanıcılara sorulan tek bir soru ile belirleniyor. seyahatiniz bittikten kısa bir süre sonra hotwire size bir mail gönderiyor ve birkaç başlıkta oteli puanlamanızı istiyor. konum, otelin durumu, temizlik vs. gibi konularda puanınızı veriyorsunuz. sonrasında da “bu oteli bir arkadaşınıza tavsiye eder miydiniz?” diyor. evet ya da hayır. recommendation oranında sadece bu sorunun cevabını görüyorsunuz. bunun %90 ve üstü olmasını şu yüzden öneriyorum. bir otelde oldukça ucuza kalan misafirler birçok negatif yönüne rağmen sadece aldığı uygun fiyattan dolayı oteli önerme eğiliminde olabiliyor. %80-%90 aralığından korkun demiyorum fakat öncelikle %90 ve üstüne bakmakta fayda var.

    *adım 4: bütün bunları yaptık ve önümüzde birkaç otel kaldı. ben chicago için bu denemeyi yapmıştım. havuzu ve restoranı olan, 4 yıldız ve üstü, chicago havaalanı bölgesinde bir otel araması yaptım. hotwire’da karşımda 2 adet otel kaldı. biri $259’dan $87 dolara düşmüş, fakat %60 recommendation oranı var. %66 off diye yeşil bir şerit var. diğer otel de $101 olarak listelenmiş, %90 recommendation oranı var. (burada fiyatlar vergi hariç bunu belirteyim, abd’de vergiler hep kasada eklenir.) birinde fiyatın kaçtan kaça düştüğü yazıyor, diğerinde sadece fiyat yazıyor. burası çok önemli.

    *adım 5: iki oteli de sağ yıklayıp yeni sekmede aç diyerek farklı sekmelerde açıp detaylıca incelemeye koyuluyorum. burada odalar hakkında detaylı bilgiler var. isim vermeden bu otelin tripadvisor puanını, aşağıda da hotwire üzerinden bu oteli alanların bu otele verdiği detaylı puanları görüyorsunuz. bu sayfada ayrıca bazı otel zincirlerinin isimlerini göreceksiniz. mesela şu an önümde sheraton, westin gibi markalar yazıyor bu sadece bir örnek. bu özelliklerde chicago’da arama yapanlar bunları aldı demek değil, belki zaten bu zincirlerin bu alanda bir oteli bile yok! 4 yıldızlı diyince çıkabilen markalara birkaç örnek veriyor sadece hotwire. bazen de girdiğiniz otel bilgi sayfasında yukarıda “bu özelliklerde bu alanda oda satın alan son kişi şu oteli aldı: grand hyatt bilmemne” gibi bir bilgi veriliyor. bu bilgi doğru olmakla birlikte siz de bu odayı alacaksanız demek anlamına gelmiyor.

    *adım 6: şimdi diyelim ki bu 2 seçenek arasında kaldım ya da siz birçok seçenek arasında kaldınız. illa hepsi aynı lokasyonda olmak zorunda değil. şimdi işin dedektiflik kısmına giriyoruz. expedia’yı açıyoruz ve aynı tarihler ile aynı şehri seçiyoruz. karşımıza bir liste çıktı. soldan yıldızı seçerek başlayacağız. hotwire’daki yıldız genelde expedia’da tutuyor fakat bazen hotwire’da 3.5 olan otel expedia’da 3 gözükebiliyor. bu yüzden hotwire seçimimize göre bir yıldız düşürerek yıldız aramasını güncelliyoruz. şimdi hotwire’da ilgilendiğim ilk otelin tüm özelliklerini expedia’ya ekliyorum. business center, fitness center hepsini seçiyorum. dikkat etmeniz gereken bir şey var: hotwire’da free olan internet expedia’ya high-speed internet olarak geçiyor. bu birebir karşılığı değil. free internet için expedia’da her otelin sayfasına ayrıca girip detaylı özelliklerini incelemeniz gerekiyor. bir de expedia’da “laundry service” ile “laundry facilities” farkı var. facility olan hotwire’da self service laundry diye geçiyor. hepsini seçtiğimde expedia’da az sayıda otel karşımda kalıyor. (chicago’da bu bölgede çok az otel varmış, benim önümde tek otel kaldı. bu pek olan bir şey değil. aslında iyi bir örnek de olmadı. genelde birkaç otel kalacak. bu noktada lokasyondan kaldıkları bölgeye ve söylenilen tripadvisor puanına bakacaksınız. zaten ihtimaller iyice düşecek. 2 ya da 3 ihtimal kalacak önünüzde. fiyat ile de kesinleştireceksiniz. bazen bir bölgede çok sayıda çok benzer oteller oluyor burada her şeye rağmen 2-3 otelden biri kalıyor. hepsini inceleyin, içinize sinerse de alın gitsin. )hatırlarsanız benim önümde 2 otel vardı, otellerden biri x fiyattan y fiyata inmişti ama diğerinde tek bir fiyat vardı. inceleyefceğim ilk otelin fiyatı ise hatırlarsanız $259’dan $87’e düşmüştü ve yeşil şerit vardı yani büyük bir indirim.. ben de şerite dikkat edin demiştim. önümde kalan otelin expedia fiyatı şu anda $377’den $264’e düşmüş durumda. :d 264’e düşmüş… hotwire’daki ise 259’dan 87’e düşmüş… bağlantıyı kurdunuz mu? 264, 259... tripadvisor puanını kontrol ettiğimde de review sayısı ve puanı birebir örtüşüyor. detaylı puanlara baktığımda da bu otel olduğunu iyice anladım. expedia’dan alsam vergi hariç 264’e patlayacak olan otel şu anda hotwire’da 87+vergi ile karşımda duruyor :) otel ise hilton chicago o'hare airport.

    bu noktada artık cebimde iyi fiyata gözümle gördüğüm ve içime sinen ya da sinmeyen bir otel vardı. şimdi hotwire’da bulduğum diğer oteli de inceleyeceğim. sonra da bu paraya alabileceğim expedia ve booking otellerine bakacağım (ve muhtemelen hotwire’dan rezervasyonu tamamlayacağım :))

    hatırlarsanız diğer otel $100 olarak listeleniyordu. herhangi bir ek indirim gözükmüyordu. bir de ona bakalım fiyatı neymiş expedia’da ve hangi otelmiş? tüm özellikleri seçtim ve lokasyona da dikkat ettim. önümde farklı farklı oteller kaldı. bir adet $99’lık otel var mesela, kafadan eliyorum çünkü hotwire’da $100 olarak listeleniyor. hotwire size hiçbir zaman liste fiyatından yükseğe oda vermeyecek. geri kalanlar $100 ve üstü, bu yüzden hepsini tek tek açıyorum. hemen hızlıca bir tripadvisor yorum taraması yapıyorum. benim otel 1000-1500 yorum arası 4/5 almış. expedia’da elimdeki otellerin ikisi 3.5yıldız ve birinin de review sayısı 300 civarı. bütün özelliklere uyan elimde 4 adet otel kaldı:

    crowne plaza hotel chicago o'hare, doubletree by hilton chicago o'hare airport ve hilton rosemont chicago o'hare. fiyatlarına baktığımda iki hilton’un da $149 olduğunu gördüm. crowne ise $133. bu otel bana sanki crowne gibi geliyor.

    bu noktada detaylı puanlara bakarak yorum yapılabilir ama daha fazla riske girmeye gerek yok bence. şimdi geniş geniş üçüne de bakıyorum. eğer üçü de aşağı yukarı içime sinerse (zaten hepsi benzer özellikte, aynı lokasyonda ve aynı segmentte oteller) bunlardan birini alabilirim. en kötü ihtimalle $30’lık bir kar ettim tek gecelik bir otel rezervasyonu için. ya da hotwire kullanıcılarının %60’lık önerisine rağmen daha üst segment bir otel olan hilton’u alabilirim. ne de olsa fiyatı $264’ten düşmüş durumda.

    *adım 7: ödemeyi yapıyorum ve beklediğim otellerden biri %90 oranla almış olduğumu görüyorum. bu an işin en heyecanlı anı. elinizde 2-3 ihtimal varsa hangisi gelecek diye bekliyorsunuz. benim oranım %100 ama ilk denemenizde gözden bir şey kaçar mı diye kesin konuşmak istemedim…

    elimizde bir de şöyle bir site var.
    http://www.betterbidding.com/?app=hotel_lists

    bu siteye girip hotels listte basınca, size güncel kazanılmış tekliflerden örnekler veriyor. mesela ıstanbul’da taksim ve civarını seçen ve “restoran, havuz, fitness, business vs vs.” özelliklerine sahip 5* otel satın alan biri hilton harbiye kazanmış ki muhteşem bir deal almış kendisi. bu siteyi de kullanabilirsiniz son adımda kararsız kaldığınızda.

    7. bu yeşil alanlar neye göre belirleniyor?
    otel yoğunluğuna göre belirleniyor sanırım. bazı bölgelerde km2’ye onlarca otel düşüyor. orada ufak bir bölgeye sahip cadde 3’e ayrılmış durumda olabiliyor. öte yandan istanbul’da moda, ataşehir ve bostancı tek bir alanda yer alıyor. yani istanbul’da kullanmak sultanahmet bölgesi için mantıklı olabilir fakat anadolu yakası’nda bahsettiğim alan trafik saatinde o kadar büyük bir alan ki aldığınıza pişman olabilirsiniz.

    8. benzer sistemi kullanan siteler var mı?
    priceline.com var. orada hem hotwire’ın kullandığı sistem var hem de biraz daha farklı bir sistem. kalbinizdeki özellikleri belirlediğinizde site bir liste çıkarıyor, siz de vermek istediğiniz maksimum fiyatı yazıyorsunuz. (kredi kartı bilgilerinizle) eğer o anda belirlenmiş onaylı bir alt limitle örtüşüyorsa, size anında kazandığınız otel açıklanıyor. hakimiyet elimizden bir tık daha gittiği için bu sistemi pek sevmiyorum.

    9. hotwire’da hotels sekmesine tıkladığımda otellerin adı gözüküyor. sitenin bir açığını mı buldum?
    :d hayır, bu oteller expedia fiyatları ile satılıyor bildiğim kadarıyla. adını görmemeniz gerekiyor.

  • vallahi helal olsun
    sportif rezaletler bir tarafa, uzun zaman sonra yonetim hakkinda helal olsun deyip gururlanmami saglayan bir aciklamadir.

    diger kuluplerden de benzer aciklamalar gelmesini umuyorum

  • 93 senesindeki efsane benim.

    önümdeki iki dallama ağlıyordu. arkamdakiler ağlıyordu. yanımdaki çekik tip tip bana bakıyordu. herkesin anası-babası sınıfta. gri önlüğüm ve ceplerindeki iyi ütülenmiş beyaz mendillerimle etrafı gözlemliyordum. annem yanımdaydı. işe gitmesi gerekiyordu. hayır duasını edip öptü ve gitti. her teneffüste çekimser adımlarla kapının önüne çıktığımda milletin annesini görüyordum orada burada. ama benim annem yoktu. gerçi olsa ne boka yaracaktı orası da ayrı. akşam olunca geldi, aldı beni.

    şimdi asıl ağlamama nedenime geleyim. annem ağlamazsam bana kardeş yapacağını söylemişti. ben de ağlamadım tabi ki. eve gitti kardeş yok. kardeşimi sorunca karnenin hepsini beş getirirsen kardeş yapacağım dedi. karne günü eve gittim, yine kardeş yok. bu sefer ikinci sınıfta aynı döngüye soktu. sanırım 4. sınıfta çocuğun ısmarlama bir olay olmadığını öğrendiğimde artık çalışkan bir öğrenciydim. bu vesileyle iyi bir not ortalamasıyla 8 yıllık zorunlu eğitimi bitirdim.

    bu kadın yıllarca pepsi kola şişesine koyduğu siyah üzüm suyunu bana kola diye içirmiş kadın. ben mi aptaldım, bu kadın mı akıllı hala emin değilim. belki ikisi de. *

  • 2000'de cıkan şarkının 1995'ten önce yazılmış olabileceği olasılığını aklına getirmeyenlerin dert ettiği hatadır.*

  • almanlar ikinci dünya savaşı sırasında ingiliz ekonomisini çökertmek için sahte sterlin basarlar. bu bir savaş stratejisidir ve tarihe bernhard operasyonu olarak geçer. hitler, savaş zamanı ingiliz ekonomisini, sahte parayla tehlikeli bir şekilde şişireceğini ve büyük britanya'yı zayıflatarak onu bir alman işgali için daha kolay bir hedef haline getireceğini umuyordu. amaç ingiliz ekonomisine zarar vermek ve aynı zamanda kendi projelerinden bazılarını finanse etmekti.

    andrew operasyonu olarak bilinen ilk girişim, nazi partisi içindeki üst düzey yöneticiler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle başarısız oldu. daha sonra ikinci operasyona karar verildi. kod adı bernhard'dı ve friederich walter bernhard krueger operasyonun başına getirildi.

    toplama kampındaki esirlere yaptırıldı işlemler. bernhard yaklaşık 140 kişilik bir ekip kurdu. bu adamlara, operasyona katılmaları halinde daha iyi muamele görecekleri söylendi (radyo, gazete, sıcak oda gibi küçük konforlar). esirlerin kaybedecek bir şeyi yoktu. tek yapmaları gereken ayda 400.000 ingiliz banknotunun sahtesini yapmaktı.

    1945'e gelindiğinde, en iyimser tahminler mahkumlar tarafından 70.000.000 banknotun basıldığını gösteriyordu. para olarak karşılığı yaklaşık 100.000.000 sterlin. (bazı tarihçiler sahte ingiliz sterlinlerinin yalnızca yüzde 10'unun dolaşıma girecek kadar iyi olduğu belirtir)

    görsel

    bir alman istihbarat subayı olan alfred naujocks'un 1944'te yakalanıp sorguya çekilmesiyle komplo ortaya çıkıyordu.

    sahte para işi amacına ulaşamadı ama ingiltere işini şansa bırakmadı. savaştan sonra ingiltere merkez bankası, yeni kağıt para tasarlayıp basar basmaz değeri beş pounddan fazla olan tüm banknotları geri çekti. işe yaramayan bernhard operasyonu pek çok insanı etkiledi ve tarihe savaş zamanının en abartılı gizli planlarından biri olarak geçti. plan işleseydi nazilerin sonraki amacı sahte dolar basmaktı.

    ek: konu ile ilgili çok güzel bir film varmış. bilgi veren arkadaşlara teşekkür ederim, izlerim ilk fırsatta.

    https://m.imdb.com/…tle/tt0813547/?ref_=ext_shr_lnk