hesabın var mı? giriş yap

  • lan allah belamı versin topuklu ayakkabıdan bahsettiğini entryleri okuyunca anladım. içimin bu kadar fesat olduğunu bilmiyordum. kız çok fena gaf yapmış yalnız, yazık.

  • türkiye'nin toplam nüfusunun, türkiye'deki toplam araç sayısına bölündüğü zaman yaklaşık 7 sayısının elde edilmesi.
    düşünüyorum da;

    1- ben
    2- abim
    3- annem
    4- ev arkadaşım no:1
    5- ev arkadaşım no:2
    6- kız arkadaşım
    7- ebru (kız arkadaşımın kardeşi)

    hayatımda en çok görüştüğüm kişiler.toplamda 7 kişi.ve bu 7 kişinin hakkı olan araba abime düşmüş.vay ipne..

  • ne evlatlar var amk diye içlendiren bi soru. biz daha hala "anne iki liran var mı bozuk minibüse bincem" diye para istiyoruz.

  • sabah kahve almaya çıktım, önümde de bir tane kız var ama ölüyor tikilikten, kokoşluktan, kezbanlıktan... siz artık hangisini daha çok seviyorsanız. kahvesini söyledi, sonra da geçti oturdu, taktı kulaklığını. adı söylendi, duymadı; birkaç kere daha bu devam edince oradaki bir beyefendi aldı kahveyi ve koydu kızın masasına, tamamen iyi maksatlı:

    - yalnız benim sevgilim gelecek birazdan. (olabildiğince lafı sündürerek)
    + şu arkadaki kadını görüyor musun?
    - evet?
    + hah işte o benim nişanlım, attan inip eşşeğe binmem ben.

    sonra da havalı bir biçimde geçti yerine oturdu. hani lisede birisi laf sokunca "oooo nası koydu lafı", "o lafın altında kalacağına gel benimkinin altında kal" falan denir ya, öyle bir uğultu yükseldi tüm mekandan. kız da kahveyi mahveyi almadan çıktı gitti. hatıra fotoğrafları çekildi, elemana verildi mendil halay başı edildi, onların hesabı ortaklaşa ödendi, iki waffle ısmarlandı, bir başka gün toplanmak için telefonlar paylaşıldı. sabah mutsuz uyanmıştım, vallahi iyi geldi.

    bu da benim anım hüsnü.

  • başlık: cuma namazında hoca yine tek forvet

    entry: kadrolar açıklanmış. kendi camimizde bile böyle defansif bi anlayışla nereye kadar gideriz bilmiyorum. hoca ileride yalnız kalıyor. orta saha ve defansta gereksiz bir kalabalık var.

    sadece başlığa bakarak bile dakikalarca güldüm.

  • anneannemin köydeki evinin bahçesinde yıllardır bakmakta olduğu bir kedi vardı. bir gün anneannem, (o dönem 85 yaşında) kediye mama vermek için dışarı çıkarken düşüp ayağını kırdıktan sonra artık kimse bakamayacağı için dayım bu kediyi alıp 80 km uzaklıkta, bakılacağından emin olduğu bir yere bırakmış.
    aradan beş yıl geçmişti, anneannemi kaybetmiştik.cenaze namazına çok kısa bir zaman vardı, o kedi tam beş yıl sonra taziyeye gelir gibi kapıdan içeri girdi. anneannemin yatağının üzerine oturdu. dayım şimdi gözü gibi bakıyor ona.

  • büyük ikramiye hayali kurarken bile tasarruflu olmak.

    "sana çıksa naaparsın lan" sorusuna "araba alırım" derken aklından honda civic falan geçirmek. ulan salak mısın 45 milyon tl. çıkmış honda ney? gidip jaguar alsana, mercedes, bmw ne bileyim bentley falan alsana.

    "ev alırım" derken aklından işyerine ulaşımı kolay olan, dolmuşu otobüsü önünden geçen evleri düşünmek. var ya tam malsın oğlum. 45 milyon diyorum, hadi arabayı falan da s.ktiret, eğer hala çalışıp aynı işi yapacaksan her gün taksiye binsene oğlum, dolmuş nedir lan?

  • devamlı dalga geçercesine konuşur, seni salak gibi hissettirmeye çalışırlar. suratlarında hep aynı aşağılayıcı gülümseme vardır. bunda o kadar başarılı olurlar ki, kendini salak hissetmeye başlarsın. derken hüüüp gitti enerji.