ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alkollüyken çok daha fazla tadına varılan şeyler
will smith
-
biraz detaylı izledim. olay şöyle gelişiyor. chris rock gi jane 2 filmini (demi moore' un asker traşlı olduğu filme atfen) bekliyoruz diyor karısına.
will smith bir anda kopuyor çok feci gülüyor. ama karısı bozuluyor.
will smith karısının bozulduğunu kendisinin haykırarak güldüğü farkedince olayı abartarak tersine çevirmeye çalışıyor. yani şakaya sinirlenmiyor kendi tepkisine sinirlenio deli deli hareketler yapıyor.
eğer şakaya gülmeseydi karısıyla beraber somurtsaydı böyle bir salaklığa ihtiyaç duymayacaktı zaten.
recep tayyip erdoğan bu ülkenin puk kodudur
-
davutoğlu internet bankacılığı şifresidir. 6 ay sonra değiştirirsin.
yurtdışı çıkış harç pulunun 300 tl olması
-
başlığı açan arkadaşın yorumuna katılmıyorum.
bu millet kesinlikle bunu hak ediyor.
8 bin iranlının izmir'den ev alması
-
persle arabın alakası yok, türkiye'de ev alan iranlı ortalama anadolu insanından daha moderndir dert etmeyin
galatasaray'ın 2015-2016 cl grubundan çıkma yolu
-
şuan ki en gerçekçi yol; ben bu işi beceremiyorum,deyip kendi isteğiyle gruptan çıkmaktır.
debe editi: (bkz: #55200925) belki bir faydamız dokunur..
abdulhamit'in torununun ev yapımı salça satması
-
ben bir sakınca görmüyorum. bu ülkedeki her vatandaş nasıl parayı emeğiyle kazanıyorsa, bunlar da galatasaray adasını falan istemek yerine emeğiyle para kazanmayı öğrenecek.
ayrıca fırsat ve ortam bulsa tepemize çıkacaklar, bırakın salça malçayla oyalansınlar.
o ses türkiye
-
şu an engelliler için özel yayın yapan program.
"destek" yazıp 5633'e mesaj atarsanız, 5 lira destek olabilirsiniz.
slogansa "engelleri kaldıralım"
tanımı yaptım, bilgiyi verdim. şimdi cevaplarımı döşeyeyim.
yaptığınız iş çok güzel. birçok engelli maddi yetersizliklerle tekerlekli sandalye, protez vb. araçlara sahip olamıyor. aynı şekilde bazıları da tedavi olabilecekken maddi yetersizliklerle olamıyor. hepsine eyvallah.
ama 2 büyük sorun var. profesyonel bir engelli olarak itiraz edeceğim.
-1) art arda gelen vtr'lerde minörlerden giden acıklı keman sesi üzerine, "tüm fragmanları seslendiren adam"ın, belgesel seslendiren tarkan tonuyla, zaman zaman da çoşarak ajite metinler okuması ve akabininde hadise'nin bi bok varmış gibi ağlaması çok çirkin ve sinir bozucu.
-2) tüm bu toplanan paralar şahane! ama engelleri kaldırmıyor.
daha bugün taksim'den geldim. talep ettiğim rampalar yapılmış diye gittim. yapılmamış. meydana çıkmak için 1 saat dolandım.
hatırlayınız: taksim metrosu'ndan meydana 61 dakikada ulaşmak
nihayet gerekli çalışmanın yapıldığı haberi geldi ama yalan çıktı. bugün güncellenmiş haliyle tüm süreç şurada: http://www.simtoalev.com/…lli-erisimi-surec-takibi/
ha keza başbakan'ın "reform"una cevabım da burada: (bkz: #32144171)
bir tekerlekli sandalyem var. az buçuk bir eğitimim, kültürüm de yok değil. zengin olduğumu söyleyemem ama yoksul hiç değilim. çalışıp paramı kazanıyorum. yani bu kampanyalar ile sahip olunabilecek araç, eğitim, para ve işe sahibim.
ama,
- şehir içinde bir noktadan diğerine geçemiyorum.
- tiyatro, sinema, konser vb. etkinliklere katılamıyorum.
- canımın istediği restoran, kafe vb. bir yere girip yiyip içemiyorum.
- trafiğe karışmadan yol bile gidemiyorum.
o halde nereye kaldırıyorsunuz engelleri allah aşkına?
amerika'da markete giren kaplan
-
sanki, markete, 22.00'dan sonra girmiş de alkol alacağımış da yasak olduğu sonradan aklına gelmişcesine markete girip çıkan kaplandır.
emlak balonu
-
emlak balonu nedir biliyor musunuz?
geçen gün bir tane ilan gördüm, yerini de söyleyeyim hatta istanbul şirinevlerde metroya yürüyerek yirmi dakika mesafede. kötü bir semt yani bilen bilir. ev de çok yeni durmuyor. piyasa araştırması yapıyorum sadece nerede ne görürsem bakıyorum bilgi ediniyorum.
neyse aradım adamın eşi oradaymış gel eve bakalım dedi. girdim eve, banyoda duşakabin yok, mutfakta mutfak dolabı yok. yerler zaten fayans parke değil. bir de kat kaloriferi. salonda soba duruyor. ev en az yirmi yıllık. 2+1 leş bir ev. gözünüzde canlandırın yani. kadına dedim ki ablacım bu evin bayağı bakıma ihtiyacı var, dolap yok bilmem ne yok. tabi dedi, herkes kendi zevkine göre yaptırır evi dedi. işte tabi herkes kendi zevkine göre yaptırır evi cümlesini söylerkenki özgüven var ya hani, ben ev sahibiyim özgüveni, ev bu kardeşim işine gelirse özgüveni, ben aslında şark kurnazının cahilin önde gideniyim ama benim evim var özgüveni, işte o özgüvenin sebebi bu emlak balonu. ve o özgüven emlak balonu.
kiralık veya satılık ne kadar ev sahibi gördüysem istisnasız hiç biri mi adam çıkmaz. hep bana mı denk geliyor arkadaş hepsi mi eşşek olur. bıktım yeminle, bu insanlarla anlaşmaya çalışmaktan aynı dili konuşmak zorunda olmaktan bıktım.
şuan oturduğum evin sahibi beyfendi de iki yıldır evi yaptırcam diye oyalıyor bakalım. çıkamıyorum da evler ebesininki kadar pahalı. nolacak böyle bilmiyorum. köyde kentte üç beş tarlası olan sattı istanbulda müteahhit oldu, kendi işinin terimlerini öğrenemeyip iki kira debosot dedi ama biz yıllarımızı eğitime verdik istediğimiz semti bırak istemediğimiz semtlerde bile istediğimiz evlerde oturamadık. ev ulan ev. içimize sinen eve bile oturamıyoruz. ben böyle ülkenin de emlağının da balonunun da amasını avradını.
düzenleme: bir takım imla hataları.
yıllar sonra gelen edit: sırf istanbuldan kaçmak için doğuya yerleştim. hatta bayağı doğu. ilk defa geldiğim yerler, ilk defa gördüğüm kültürler.
size şöyle kısa ve öz cevap vereyim; bir yıl oldu, terörden dolayı ölümle burun buruna da geldim, yanıbaşımda bombalar da patladı, çatışmalar yaşanırken teröristlerin sesini duyacak kadar yakında da bulundum ama yine bir kere bile pişman olmadım. istanbul öyle bir yer.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bazıları güldürürken düşündürür:
"ateistlerin dindarlara, doğanın, ağacın önemini kuran ayetleriyle anlatmaya çalıştığı paranormal bir ülke burası"