hesabın var mı? giriş yap

  • gezi zamanı dolar 5 kuruş artıp 1.95 olduğunda hükümet kanadı ve ne kadar destekleyeni varsa dönüp ülkeyi batırdınız, hep sizin yüzünüzden vb. cümleler kurmuştu.
    dolar 18 lira olduğunda çıkıp ‘bizim dolarla ne işimiz var’ ne bilim ‘onların doları varsa bizim allahımız var’ diyenler o gün pek bi önem veriyordu bu işlere. ne oldu ki acaba….
    bu da böyle bir anımdır.

  • 20 yıl kadar önceydi. internet falan yok, bizim dünyadan haberimiz yok. amerika'da iyi koşullarda yaşayan işi nedeni ile dünya'yı gezen bir arkadaşımız vardı. bir gün bir sohbette türkiye'de sitelerin olmamasının çok güzel bir şey olduğundan falan bahsetti. anlamadık biz ne demek istediğini.

    şöyle açıkladı, toplumda fakirlik arttıkça site yaşamı çoğalıyor. sen insanlar seni görmesin, görüp de kıskanmasın, kıskanıp da sana zarar vermesin diye yüksek duvarların arkasına saklanmak kendini diğerlerinden soyutlamak zorunda kalıyorsun. o parayı son derece legal ya da illegal bir şekilde kazanmış olabilirsin. bu önemli değil önemli olan birileri açlık sınırındayken senin yaşamının onlara batma ihtimali. hindistan, güney afrika gibi örnekler verdi yanlış hatırlamıyorsam. sonra gelişmiş ülkelerden örnekler verdi. ne kadar az site olduğunu insanların cadde binalarında yaşadığını anlattı. bu yüzden de türkiye'nin gelişmiş ülkelere benzediğini bunun da daha kaliteli bir yaşam olduğunu anlattı.

    biz tabi o zaman henüz burnumuzun ucunu görmemiştik. geldiğimiz noktada dedikleri çok daha anlamlı geliyor. her gün yükselen siteler ülkedeki gelirler arasındaki uçurumun göstergelerinden biri aslında. sen ekmeğini hakkınla da kazansan, yoksulluğun artması onlarla arana duvar örmek zorunda bırakıyor.

    ne kadar yoksulluk o kadar duvar.

  • ya aklımı kaciracağım, bunlar bir orusbu çocukluğu yapıyor ama idrak edemiyorum.

    üç ay önce bir saat aldım. kordonu plastik ve kullanışsız. saati öylece attım çekmeceye, bir yandan da aklımda "kordonu mu değiştirsem acaba" fikri dolanıyor. kimseye demedim, internete de yazmadım.

    bir haftadır önüme kordon reklamı çıkıyor. namussuz evladıyım bir şeyler çeviriyor bunlar.

    ek: @helal kesim domuz nickli yazardan çok mantıklı bir cevap geldi. eğer zihin okuma yoksa doğru cevap budur:

    muhtemelen aldığınız saatin marka modelini biliyor. daha önce o saati alanların bir süre sonra kordon arayışına girdiğini de biliyor ve buna istinaden istatistiksel bir sonuç olarak isabetli bir tahminle size o reklamları çıkarıyor. buna büyük veri ve onun kullanımı denir basit tabirle.

  • (bkz: bubi tuzagi)

    sozlukteki erkekleri fislemek icin ortaya atilmis zarf. basliga yazan tum nickleri ayiklayip geriye kalanlara kiz muamelesi yapacaklar. eski bir cevik kuvvet stratejisi.

  • beline ıslak odunla vurmak istediğim insandır. ulan ben cam kenarı yok diye bir sonraki sefere bilet alan adamım, herif gelmiş laapss diye cam kenarına oturmuş.
    "şşştt dayı kalk ordan cam kenarı benim lan" diyesim geliyor. ama
    "amca senin koltuk yan taraf orası benim" diyebiliyorum.
    he bi de homurdanan var yer değiştirirken. onlar ayrı bir durum zaten aç bak lan biletini koridor yazıyor, ikinci sınıf yolcusun sen, biz camdan neler görüyoruz sen koridora bakıyorsun, eziksin ezik o koridor tarafındaki koltukta ölüp gideceksin.

  • tespit gibi tespittir. var mı kardeşim yasalarda böyle bir zorunluluk? yok.. ee neden algı kasmaya çalışıyorsun?

    adam, üniversite yönetiminin kararı, herkes kamerayla girmek zorunda diyor. öğrenciler ise kopya çekemeyecekleri için ipe un sermeye çalışıyor.

    biri de çıkıp ukala ukala "girmeyelim o zaman hocam" deyince hoca da durur mu? yapıştırmış işte cevabı..

  • 11 - 12 halı saha var gelcen mi
    sırayla desek, kaleye geçcen mi
    geçen hafta ben seni çektim
    bu hafta sen çekcen mi
    tamam o zaman.
    sahayı ara.