hesabın var mı? giriş yap

  • motorla aracının yanına yaklaşıp camını kırıp 36000 eur parasını gasp edenleri eşekler cennetine gönderen dimitry kardeşimin ellerine sağlık diyorum. tüm hırsızların sonunun böyle olması dileğiyle. gaspçılar ayrıca silahla ateş de ettikleri için nefsi müdafaa ile kısa süre sonra çıkacağını düşünüyorum dimitry'nin. sizi bilmem ama bence adalet budur.

    link

  • ben artık türk insanına güvenmiyorum ve malesef iğrenme noktasındayım..

    ben bu kadar hayal aleminde yaşayan ve algı operasyonlarına müspet tepkiler veren toplum görmedim.

    emmanuel eboue arsenal'den yanılmıyorsam 3-3.5 milyon euro gibi bir rakama geldi. fatih terim ilk maçlarda sahaya ujfalusi-servet-gökhan-hakan- sabri-melo-selçuk-kazım-elmander ve eboue şeklinde çıkıyordu. bizim eboue bildiğin sol açık oynuyordu. bazı maçlarda ortasahada da denedik kendisini.

    velhasıl sağ beke geçti..

    eboue ilk iki sene şampiyonlukta yüzde yüz pay sahibiydi. bir kere hızlıydı, ileri geri oynuyordu, dikine gitmesinden ziyade içeri kat ederek hücüm atraksyonlarında etkili oluyordu. ayrıca esasen sağ kanat olduğundan ayaklarına hakimdi ve adam da geçebiliyordu. tek eksiği hava toplarıydı kendisinin.

    ama iyi bir sağ bek olması, o mevkide sabri'nin olması gerçekleri vardı. eboue'nin böyle oynaması sabri'nin yedek kalması demekti ki eboue afrika kupasına gidince sabri kardeşimizin nasıl eboue'den beter olduğunu görmüştük.

    işte bu sebeple müthiş algı operasyonu yapıldı ve eboue üzerinden terbiyesizliğine değinilip durdu. sonra o tutmayınca bu kez kendini atması vs. çıktı ortaya. yok efenim kendi oyuncusu bile tepki vermişmiş.

    ya kardeşim geçin bu işleri her oyuncunun kimine göre eksikleri vardır..

    sergen gelmiş geçmiş en buyuk yetenek ama çalışmazdı, kendine bakmazdı. hakan şükür cemaatçiydi.. ümit karan gece kulüplerinden çıkmazdı. ne bilim bülent korkmaz kazmaydı.. ama bu adamların ve bunun gibilerin hepsi yetenekliydi ve faydalıydı..

    eboue'de faydalı olmuştır bu takıma. son sene oturduğu yerden para kazanmak istememiştir, top oynamak istemiştir ama afedilmedi. sabri de kadro dışı kaldı ama gitmedi bir yere. sonra affedildi ve oynadı. eboue de affedilebilirdi..

    bir çok gelen giden adamdan daha çok faydası oldu eboue'nin bu takıma.. 2 lig, 2 süper kupa, 1 türkiye kupası, ş.ligi 2.tur, ş.ligi ç.final gördü.. real madrid'e, fenerbahçe'ye goller attı..

    arda turan'ın bu kadar faydası olmadı galatasaray'a.. bugün necati'nin bile boue kadar başarısı olmadı bu takımda..

    kimse kusura bakmasın.. filipescu, capone, perez ve eboue gördüğüm en iyi sağ beklerdendi. perez'i sayma. eboue ilk 3'e rahat girer.

  • jim jarmusch marifeti, 91 yapımı neffis film;

    los angeles, new york, paris, roma ve helsinki'de, aynı anda ve aşağı yukarı aynı sürede ve hep taksilerde geçen, akıllara birbirinden durgunluk verici beş hikaye. paris bölümünün fransızca, roma bölümünün italyanca çekildiğini söylersek, helsinki bölümünün ne'ce çekildiği kolaylıkla tahmin edilebilir.

    oyumu, paris ve helsinki hikayelerinden yana kullanmakta bir beis görmüyorum

  • bunlrin bug'ini buldum, bana paket gelecegi zaman eger secenek varsa kapida odeme istiyorum, ese dosta da soyledim onlar da bisi gonderecekleri zaman karsi taraf odeyecek diye seciyorlar.

    sonra kargocular beni bulabilmeye basladilar.

  • birinci dünya savaşı sonlarında bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesiyle başlayan ve 1923 yılına kadar süren savaştır.

    iktidarı ele geçiren bolşevikler çok kısa süre içinde o dönemde savaşta oldukları almanyayala barış imzalayıp, bolşevikleri destekleyen köylülere toprak, aç olanlara yiyecek dağıtımı başlattılar. bilgi toplama amacıyla kurulan çeka ve iktidarın gücünü sağlamlaştırmak için kurulan kızıl ordunun rusyadaki bazı çevreleri rahatsız etmeye başlamasıyla zaten fazlaca karışık olan ülkede ciddi bir iç savaş patlak verdi.

    eski çarlık subayları, toprak sahipleri ve bazı iş adamlarının desteğiyle denikin ve kornilov önderliğinde bir ordu kuruldu. rusyanın almanyaya karşı tekrar savaşa girmesini isteyen ingiltere ve fransanın desteğiyle hızla güçlenen ordu terhis edilen bir çok birliğide içine aldı ve kızıl orduya karşı savaş girdi. aynı dönemde japonyanın da rusyaya karşı savaşa girmesiyle bolşevikler bir anda iki yakadan kuşatma altına alındı. 1922 yılına kadar süren savaşı bir kaç yakada birden çarpışan bolşviker kazandı ve mücadele sırasında bağımsızlığını ilan eden ermenistan, gürcistan gibi devletlerin tekrar işgal edilmesiyle bolşevikler bütün ülkede iktidarı ellerine aldı.

    iç savaş süresince bolşevikler ülke içindeki otoritelerini iyice güçlendirdi ve kurdukları haber alma örgütlerinin de desteğiyle muhalefeti tamamen susturdu. rus iç savaşı bir dönemde bolşevikleri çok zor duruma düşürmüş olsa da leninist yapının kurumsallaşması ve kurumsallaşan yapının bütün ülkede oturmasına büyük katkı sağlamıştır.

  • kardesim, yillardir dogrusunu dile getiriyoruz. 'sen de', 'o da', 'oteki de' 'beriki de' anlamiyorsunuz. herhalde 'sende' bir sey var. isi inada sokan sensin. dogru 'sekilde' kullan, bu 'is de' huzur 'icinde' cozulsun.

  • yıllarca posterleri odamın duvarlarını süsledi...

    yok yahu dinlediğimden falan değil. aklım sıra dalga geçmek için. ben ağır metalciydim. elimde gitarım, saçlar belime kadar, aman da ne karizmatiktim. ama o öyle miydi? bıyıklı bi kıronun tekiydi gözümde. beni ziyarete gelenler "bu posterler ne lan? hahahah" falan derdi. bakıp bakıp gülerdik o komik resimlere. aykırıydım ya ben, espiri anlayışım da aykırı olmalıydı... eh kendi çapımda çok ekmeğini yedim bu salaklıkların itiraf etmeliyim.

    şimdi şu adamın alçak gönüllülüğüne bakıyorum, belki de o zamanlar odamın halini görse en çok kendi güler, posterleri imzalardı. yorumculuğuna bakıyorum, ulan allahına kadar okuyor. hoşgörüsüne bakıyorum, evliya mübarek...

    kusura bakma müslüm baba. bir cahillik ettik. kusura bakma...