hesabın var mı? giriş yap

  • tübitak başkanı prof. dr. a. arif ergin'in yeniçağ gazetesi yazarı arslan bulut'a gönderdiği mektupla ortaya çıkan skandal: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/…atti-36357yy.htm

    mektuba göre tübitak, kendi yayınlarından bugüne kadar çıkan bütün kitapları 2014'ten beri geçmişe dönük "kültürel uygunluk ve yerlilik testi"nden geçiriyor ve buna göre kitapları imha etmeye karar veriyormuş. bunun sonucu olarak sadece 2015 yılında 50.000'den fazla kitap imha edilmek üzere toplatılmış!

    evet, tübitak kitaplarının bazıları gerçekten sorunlu. konuyu gündeme getiren arslan bulut, tübitak yayınlarından çıkan ve çocuklara siyonizm aşıladığı belirtilen gökkuşağının tüm renkleri adlı çocuk kitabına itiraz etmişti: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/…-var-36211yy.htm zira tübitak gibi aklın ve bilimin ışığını yayması gereken bir kurumun, çocuklara herhangi bir dine ait değerleri aşılaması kesinlikle kabul edilemez. ama bunlar bahane edilerek, başka kitaplar da toplatılıyor ve yok ediliyor demek ki. çünkü 2011 yılında yayımlanmış bir çocuk kitabının piyasada 50.000 baskısının kalacağını sanmıyorum.

    bu mektup sayesinde, tübitak yayınlarınca senelerce yayımlanan tüfek, mikrop ve çelik, kör saatçi, gen bencildir, modern insanın kökeni gibi kitapları şimdi neden bulamadığımız ortaya çıktı.

    bundan sonra "kültürel uygunluk ve yerlilik" adına piyasadan evrimci bütün kitapları toplatıp namaz hocası falan yayımlasınlar artık.

  • yillar once eskisehir'de okurken, bir yandan da anadolu universitesi'nde iibf'de lab gorevlisi olarak calisiyordum. oturdugum ev visnelik'teydi. bu evin, ev sahibi de odunpazari'nda bir emlakci. hayatimda cok emlakci ile tanistim, iyisine denk geldigim pek soylenemez ama bu herif kotulerin arasinda bir numaraydi. paragoz olmasinin yanisira terbiyesizdi de.

    bir gun, kira vakti geldiginde beni arayip kampuste isi oldugunu, o yuzden o ay bana ugrayip kirayi elden alacagini soyledi. tamam, iyi dedim. saat geldiginde bu yanima geldi konusuyoruz filan, o sirada disardan guvenlik gorevlisi geldi bu herifin plakasini soyleyip "bu aracin sahibi burada mi?" dedi, bu da "benim" diye disari cikti. birazdan soylenerek geri geldi ve soyledigi sey su oldu:

    "neymis, dekanin yerine birakmisiz. ne olacak ? kac para kazaniyo lan bu dekan? benim kadar kazaniyor mu?"

    yani; adamin kafasinda insanlarin degeri kazandigi paraya gore siralanmis durumda. kendisinden az kazanan herkes son derece degersizken, kendisinden daha cok kazanan birinin kopegi olabilir.

    bu hikayenin i. melih gokcek ile dogrudan hic ilgisi yok. dolayli ilgisi ise, turkiye'nin bu tiynetteki adamlari dislamak yerine, onemli mevkilere getiren bir yapiya sahip olmasi. bu sayede bu adamlar, bu tiynetle milletin tepesine binip, kanunsuz, hukuksuz sekilde yagma yapabiliyor. ve yine, israrla, yillardir bu yagmaya devam etmelerine ragmen el ustunde tutulabiliyorlar. tam da bu yuzden, bu secmenler layik olduklari sekilde yonetiliyor, somuruluyorlar. olan da arada yanan yaslara oluyor.

    i. melih gokcek'in odtu arazisinden agaclari kesip, sonra da uzerine "parasi neyse veririz" diye siritarak "al bu da basimizin gozumuzun sadakasi olsun" diyerek, kendisine ait olmayan halkin parasini kafasina gore odtu'ye diyet olarak gonderebilmesini saglayan da tam olarak bu rahatlik.

    kahrolsun bagzi seyler.

  • yine bir cumartesi gecesi ve elbette kingo disco eşliğinde bira içiyoruz. "at gibi kadın" muhabbeti geçti programda, sevdiceğimi şöyle bir süzdüm. "hayırdır ata mı benzettin?" dedi. güldüm ama cevap vermedim. bir süre sonra "çok içtin bu gece." dediğimde söylediği söz şuydu sevgili sözlükçüler, hala unutamıyorum:

    "atın ölümü arpadan olsun."

    bebişim benim.

  • ankaranın en güzel yerinin dönüş yolu olduğuyla ilgili şaka yapmak. zira bu şakayı yapanların hepsi sanki istanbulda yalıda oturduklarından ankara onlara çok gri ve denizsiz gelir.

  • bir dolu safın ekşi sözlük şikayet butonunu kullanmasına vesile olmuştur. hukuki yola başvuracağını söyleyenler, olayı ciddiye alanlar, aptal aptal konuşanlar. sizin keyfiniz için ben 80 adet mail okumak zorunda mıyım? başvuranların bir kısmının sözlük yazarı olduğu düşüncesindeyim ayrıca.

    şu ana kadar iki şikayetçi facebook hesabını deaktive ettiğini belirtti.
    ayrıca 25i üzerinde(bunu da saymayı bıraktım) şikayetçi, oltaya geldiklerini anladıktan sonra özür mektubu gönderdiler, kendilerini takdir ettim.
    bir şikayetçi internette başka bir sitede kendisini sapık dolandırıcı diye afişe edildiğinden bahisle, o siteyi de kapatın diye talepte bulundu.
    okuduğum kadarıyla(artık okumuyorum) üç şikayetçi ana avrat dümdüz gitmiş, bir adet ölüm tehdidi, bir adet "anasını göndersin" talebi bulunmakta.

    sayı 80' in epey üstüne çıkmış durumda. (400' ü çoktan geçti sanırım an itibariyle)

    bu yazıyı okuyabilecek kadar başlığı takip etmiş sayın şikayetçi okurlar. allah aşkına hemen atlamayın, herkes kendi profilini görüyor, kimsenin bir başkasını afişe ettiği filan yok. şikayetlerin bir kısmı o derece komik, hatta bazıları o kadar feci ki, kitap yazsam en çok satanlara girer eminim.

  • oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla isviçreden
    dönmekteydi. yanında oturmakta olan rahibe
    -"özür dilerim peder, sizden bir iyilik
    isteyebilirmiyim?" diye sordu.
    -rahip "elbette kızım, senin için ne yapabilirim?"
    diye cevapladı.
    kadın açıkladı: "işte problemim; kendime yeni bir
    epilasyon aleti aldım ve buna oldukça yüklü bir para
    saydım. sanırım limitlerin oldukça üzerine çıktı ve
    gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum. acaba
    gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir
    misiniz?"
    -rahip "tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz
    ki ben yalan söyleyemem." diye yanıtladı kadın "çok
    temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki
    size soru filan sormazlar" dedi ve pahalı epilasyon
    aletini pedere verdi. uçak havaalanına vardı. peder
    gümrükten geçeceği sırada görevli
    -"peder, bildireceğiniz herhangi bir yükünüz var
    mı?"diye sordu. bunun üzerine peder "
    -başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım
    herhangi birşey yok, evladım" der
    bu yanıtı garip bulan görevli
    -"peki kuşağınızın altında kalan bölümde neyiniz var?"
    diye sordu.
    peder yanıtladı:
    -kadınların kullanımı için dizayn edilmiş mükemmel,
    küçük bir alet var,
    ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadı!!"
    görevli kahkahadan kırılarak:
    -"tamam peder geçebilirsin, sıradaki!.."

  • açılın, pripyat belediye reisi sözcüsü geldi.

    vnimaniye druzya!

    evvelâ yangının 4 nisan’da 20 hektarlık bir alanda başlayarak birkaç gün içerisinde 35 hektardan fazla bir alana yayıldığı açıklandı. 13 nisan’a gelindiğinde ise bu yangının pripyat şehrine oradan da rüzgârın etkisi ile çernobil’e doğru ilerlediği belirtiliyor. aynı zamanda yangının çernobil bölgesinde bulunan son derece aktif olduğunu belirtilen atıkların da bulunduğu depolardan yalnızca 1-2 kilometre uzakta olduğunu söyleyenler var. tüm bunlar yaşanırken kolluk kuvvetleri etraftaki köyleri tahliye ediyorlar. yangının söndürülmesi çalışmalarında 400’e yakın insan ve uçak da dâhil olarak üzere pek çok kişinin çalıştığı belirtiliyor. ukrayna yetkilileri kiev ile etrafındaki radyasyon geçmişinin normal sınırlar için olduğunu ve gama ışını dozunun güç seviyesinde bir değişme yaşanmadığını açıklıyorlar. elbette, bölgedeki radyasyon seviyesinin 16 kat arttığını söyleyen kaynaklar da mevcut. ukrayna kolluk kuvvetleri yangının nedeninin kundaklama olduğunu açıkladılar. yine haberlere göre kimliği de tespit edilmiş ve yakalanmış. kolluk kuvvetlerinin yakaladığı 37 yaşındaki bu yerel sakin, köyünde yaktığı ateşin kalıntılarını el arabasıyla köyün dışına taşıyor ve kuru çimlerin üzerine döküyor. böylece yangın başlıyor. ama bilin bakalım ne oluyor? adam yangının yayıldığını görmesine rağmen görevlileri aramıyor ve yangını kendi başına söndürmeye çalışıyor. elbette başaramıyor. şayet bu hikâye polislerin uydurması değilse.

    tabi bu esnada ülke epey bi’ karışıyor. ukrayna nükleer enerji ve sanayi gazileri derneği (derneğin ismi muazzam), ülkede kritik bir durum olduğunu belirterek devlet yetkililerine bir mektup yazıyorlar. bu mektupta başka bir çernobil tehlikesi olabileceği üzerinde duruyorlar elbette. yine ukrayna devlet ajansı kamu konseyi üyelerinden biri facebook hesabından yangının pripyat şehrine ulaştığını ve atıkların bulunduğu depoya yaklaştığını açıklıyor. fakat içişleri bakanı yardımcısı yangının nükleer atık depolarını tehdit etmediğini belirtiyor. şimdilik haberlere düşenler bunlar.

    spasiba za vnimaniye!

    yangın kontrol altına alındı düzenlenmesi:

    rusya acil durumlar bakanlığı’ndan bir temsilci yangının bulunduğu bölgeden 190 km uzakta bulunan bryansk’ta radyoaktif arka planın normal olduğunu açıkladı bu süreçte. aynı açıklamayı rusya tüketiciyi ve insan sağlığını koruma kurumu da yaparak rusya’daki radyasyon durumunun sabit kaldığını ve kontrollere devam edildiğini açıkladı. elbette bu resmî açıklamalar ne kadar gerçeği yansıtıyor bilemeyiz. yine 86’daki patlama sonrası çalışmalara da katılan isimlerden olan ivan lebedev de devam eden yangınların insan sağlığını etkileyecek büyüklükte olmadığını söyledi.

    tüm bu açıklamalardan sonra çernobil bölgesindeki yangının söndürüldüğü açıklandı. yangının söndürülmesinde yağan yağmurların etkisinin büyük olduğunu söylüyor kaynaklar. yine radyasyon seviyesinin sürekli ölçüldüğünü ve ellerine ulaşan verilerin normal olduğunu vurguluyor ukraynalı yetkililer. kurtarma çalışmaları kapsamında 405 personel ve 96 adet ekipman kullanılmış. ayrıca itfaiye ekiplerinin 227 sorti yapmış ve toplamda 500 ton su kullanılmış. ukrayna acil durumlar servisi başkanı nikolay çeçetkin'in ukrayna cumhurbaşkanı vladimir zelenskiy'e sunduğu raporda yangının kontrol altına alındığını fakat çalışmaların birkaç gün daha devam edeceğini ifade etmiş.

    vladimir zelenskiy de yaptığı açıklamada durumun tamamen kontrol altına alındığını; istasyon ve insanlara yönelik hiçbir tehdidin bulunmadığını belirtti.

    son olarak da nükleer ve radyasyon güvenliği merkezi'nden alınan verilere göre çernobil bölgesindeki yangından dolayı kirlenen havanın güney ve güneydoğu yönünde hareket edeceği belirtiliyor.

    yapılan bu açıklamalar doğru ise şayet olası bir felâketten böylece kurtulmuş oluyoruz, en azından şimdilik.

  • elimde ne var ne yok satıp en kısa zamanda esenlere yerleşiyorum. bu kadar bilinçli bir topluluğu hiçbir yerde görmedim. umarım kılıçdaroğlu ve adamları peşime düşmez.

  • çiftlikbank tosunu ile bu tosun arasında ciddi bir fark var. ilki akıllı olduğunu sana kırsal kesimi doladı, ikincisi akıllı olduğunu sanan beyaz yakalı şehirlileri doladı. toplumdaki sınıf farkı burada bile kendini belli ediyor.