hesabın var mı? giriş yap

  • emlak ilanlarında karşıma çıkarak beni dumura uğratmış, bir tür geleneksel mülk satış yöntemi.

    "yaşlılara her ay bir miktar maddi kaynak sağlayıp miras hakkı kazanmak" gibi bir şey olduğunu zannetmiştim ben bunu uzunca bir süre. bazı konumlarda, "satış türü" filtreleme seçenekleri arasında görünce şüpheye düştüm, biraz araştırınca anladım ki olay biraz farklıymış; başka bir tür satın alma yöntemiymiş meğerse. 1600'lerden beri orta avrupa'nın birçok ülkesinde, az da olsa hâlâ kullanılıyormuş bu eski usûl.

    şimdi efendim, sistem şöyle işliyor:

    bir mülk var içinde yaşadığınız ve tapusu size ait. bu rağmen maddi imkânlarınız kısıtlı. hatta belli bir yaşa gelmişsiniz, istiyorsunuz ki artık çalışmayayım ama para sıkıntım da olmasın. dolayısıyla bu mülkü elden çıkarıp belirli bir gelir ederek hayatınızı idame ettirmek istiyorsunuz. lakin düzeniniz bozulacak, elinizden gidecek mülk belki yıllardır yaşadığınız ev. bunca değişimi göze alamıyorsunuz. işte viager tam olarak burada devreye giriyor.

    diyelim ki evinizin bedeli 300.000 euro ve siz 60 yaşındasınız. viager ilan veriyorsunuz; her ay düzenli olarak 2000 euro verebilecek kişi, ben öldükten sonra evimin sahibi olacaktır. bu süre zarfında kendi evinizde yaşamaya devam ediyorsunuz ve aylık güzel bir geliriniz oluyor. peki ne zaman ölecek bu insan? işte işin piyangosu da bu kısım. bir ay sonra ölürse 2000 euro'ya 300.000 euroluk ev satın almış oluyorsunuz. 30 yıl sonra ölürse vay halinize. çünkü yaptığınız anlaşma kanun nezdinde bağlayıcı ve ödediğiniz para, emlak değerini fazlasıyla geçse bile ödeme yapmaya devam etmek zorundasınız. işte bu sebeplerden dolayı, viager ilanları veren kişiler genellikle 70 yaş üzeri insanlar oluyor ki ilan talep görsün. mesela şu ilandaki evin sahipleri 82 yaşında bir amca ile 88 yaşında bir teyze. evin piyasa değeri 662.500 euro. bu çift çok yaşlı olduğu için önden üçte bir oranında toplu para da istiyor (çünkü alıcının riski çok az) ve ilave olarak aylık 1800 lira para talep ediyorlar. yani bu şu demek; beş yıl daha yaşasalar bile yarı fiyatına evi almış oluyorsunuz. kulağa biraz acımasızca geliyor sanki farkındayım ama sistem böyle işliyor. anlaşırsanız, ölmelerini bekliyorsunuz artık.* ne zaman göçerlerse öteki tarafa, o zaman siz de evinize kavuşuyorsunuz.

    -"türkiye'de olsacılar" için not düşeyim; bizde bu sistemin işlemesi biraz zor! evi satan kişi bir seneden fazla yaşadı mı ortalık karışmaya başlar. alıcının rüyalarını, öldürme planları süsler. diyelim ki vadesi doldu, çok yaşamadı. bu sefer oğlu kızı girer devreye. ölen kişinin kılığında bankadan emekli maaşını çekmeye giden akrabalar yaşıyor bu memlekette. heyy yavrum, yedirirler mi hiç? daha mirasçı olduğunu düşünenlerin kavgalarına girmiyorum bile.-

    hasılıkelam efendim; eğer bombacı mülayim gibi bünyesi olan birine denk gelmezseniz viager sistemi, alacağınız mülkü neredeyse yarı fiyatına indiren bir tür vefa/yaşama saygı sistemi. çok yaşlı değilse ilanı veren, ön ödeme de yok. kira öder gibi para ödeyip ev sahibi oluyorsunuz. tek sıkıntılı tarafı, bu parayı öderken satın aldığınız evde oturamıyorsunuz. (eski sahibi ölene kadar) hatta bazı alıcılar, pazarlık yapmadan önce satıcıların sağlık durumlarıyla ilgili detaylı bilgi edinmek istiyormuş. kronik hastalığı ya da uzun süreli rahatsızlığı olan birinin evi, daha kolay alıcı buluyormuş.

    çok garip yahu. bir yönüyle akılcı ama diğer yüzü çok acımazsız. bir insan ölüyor ve sevenleri yas tutuyor, aynı gün bu ölüm sizi evinize kavuşturup mutlu ediyor.

    hayat...
    tuhaf şeysin.

  • chester'ın cips karakteri harici mükemmel bir solist olduğu gerçeğiyle yüzleştiğimiz çocukluktan ergenliğe geçiş dönemimizin timsaliydi şüphesiz ,en azından ,linkin park'ın (bkz: in the end) ile limp bizkit (bkz: take a look around) parçaları halen daha müzik listelerimizde yer almaktadır.

    slipknot ve korn ise herkesler dinleyemezdi
    sebebini burda açıklamayayım isterseniz o yılları yaşayanlar zaten bilir.

  • küçük oğlum ilkokul 1. sınıfa gidiyor, başlar başlamaz sınıftan bir kıza aşık oldu. kızı da evlenmeye razı etti kendi aklınca. diğer çocukların anneleri kızı güzel bulmayıp laf ediyorlar, sürekli "benim iki karış boyundaki oğlum da brad pitt değil." diyorum. geçen veli toplantısında öğrendim ki, kız sınıf birincisi imiş. bir de sakin, okula uğradığımda görüyorum hiç aşırı hareketi yok.
    bugün anneler günü için sınıfa çağrıldık, gittim oğlum mektup yazmış bana okudu, ağladım, diğer anneler de aynı rutini atlattı.
    ayrılacağım sırada oğlum gitme diye ağladı. kızcağız geldi "bak benim annem de gitti" diye sakinleştirmeye çalıştı. olmadı. bizim oğlan para istedi, cebimden bozuk çıkmadı, ararken kızcağız atladı "üzülme, annem 4 lira verdi, ikimize de yeter, bölüşüp istediğimizi alırız." diye.

    dönerken aklıma sözlükte türk kızı ile ilgili atılıp tutulduğu geldi. aslında türk kızı bu sanırım, ama güzel olanları şişirilip, görece estetik olmayanları iteklendiği için kızlar form değiştiriyor...

    7 yıl sonra gelen edit: bu yıl farklı okullarda liseye başladılar. zaman içinde iyi dost olduklarına karar verip evlenmekten vaz geçtiler. :) ama sayelerinde çok iyi aile dostları edindik, sık sık bir araya geliyoruz. mevzubahis kızımız da hala çok akıllı ve sakin ama oldukça da güzelleşti.

  • 15 temmuz gibi sıcak bir yaz gecesinde kalın deri montuyla...
    fotoşop yaptınız bari tshirt lü yapın dedirtmiştir.

  • afganistan'da bir adam rüyasında hz. hüseyin’in "kendine 3 el ateş et, sana bir şey olmayacak" dediğini söyleyerek tüfekle kendini vurup ölmeyeceğini kalabalığa ispatlamaya çalışıyor.

    ama nedense ölüyor. çok ilginç

    kaynak

  • istiyorsunuzki reddetiginiz erkek hayatinizdan hic cikmasin, onu her gordugunuzde ozguveniniz artsin. daha ne yapsin adam ? karariniza saygi duyup hayatindan cikarmis sizi iste, siz de adamin bu kararina saygi gosterin ve daha cok kuculmeden susun lutfen !

    düzenleme sebebim : sayın hemcinslerim bu ve bunun gibi kadınlara lütfen prim vermeyin. bu kişilere takılıp kalmayın. dışarıda sizin sevginizi ve saygınızı hak eden çok sayıda güzel kalpli hanımlar var. lütfen tüm sevginizi bu güzel kalpli kişilere gösterin.

  • sabah erkenden geldi. gece uyku tutmamış, o da yola çıkmaya karar vermiş.

    birlikte kahvaltı yaptık. konuştuk. düğünde takılan altınlardan kalanları falan pay ettik.

    pırlantaları bozdurmak için aldığımız kuyumcuya gittik.

    birlikte aldığımız evin kredisini kapatmış, ipoteğini kaldırmamıştık. bankaya gittik, ipotek fekki için başvurduk.

    adliyeye gittik sonra. 1. aile mahkemesinin önünde yan yana oturduk.

    avukatın kızı rahatsızlanmış, ortağı geldi. "karşı taraf burada mı?" diye sordu bana. "yanımda ya işte," dedim. şaşırdı.

    dava 15 dakika falan sürdü. her ne kadar sakin olmaya çalışsak da şaşkınlığımızdan temyizden feragat etmeyi unuttuk, o yüzden ilamı ancak 15 gün içinde alabileceğiz. avukat da şaşırmış olacak ki o da böyle bir talebimiz olup olmadığını sormayı akıl edemedi. adliyeden çıkarken hala, "sizi, nasıl ayrıldığınızı sağda solda anlatıcam haberiniz olsun," diyordu.

    emlakçıya gidip evin anahtarlarını verdik evi satsın diye.

    şimdi ben ona "karşı taraf" diyorum, o da bana "davacı"...

    hayırlısı olsun...