hesabın var mı? giriş yap

  • "şort giymeseydi, o saatte orada ne işi vardı, kuyruk sallamış" savunmacılarının hakkında ne diyeceğini merak ettiğim, başörtülü bir hanımefendiyi hedef alan tacizcidir.

    dini, ideolojik etkenlerle tacizi, tecavüzü meşrulaştırmaya çalışanların ders alması gerekir.

  • uzi gibi bir sanatçıya yakışmayacak harekettir. musikilerinde edepten, ahlaktan bahseden insanlara bir yesevi dervişi gibi temizliliği, iyi huyu aşılamaya çalışan bu sanatçı…
    uzi dediğin adam kim ki evi temiz bırakmasını bekliyorsunuz.

  • market ya da ormanda yürüyüş dışında dışarı çıkmadığım, eşim dışında hiç kimseyle fiziki olarak görüşmediğim karantina sürem 1 ayı geçti.

    neredeyse her gün ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum bu aralar. evlenirken “hayatı beraber geçirmek istediğin insan”ı seçtiğini düşünüyorsun ama birebir yaşayıp görmek çok değişik bir duygu.

    mutlu olunca “kesin bir bokluk olacak” diye düşünen bir insan olduğum için, şimdiye kadar hep içimde evlendik ama belki birkaç yıl sonra aslında doğru insan olmadığızı anlarız belki gibi bir korku vardı. “ya hata yaptıysam” korkusu. şu bir ayı geçirdikten sonra, anladım ki çok doğru bir karar vermişim.

    başka hiç kimse olmadan, 1+1 ufacık evde mutlu mutlu yaşayabildiğim bir insanı bulmuş olmak inanılmaz.

    o kadar insan içinden nasıl oldu da böyle harika bir insanla ikimiz de bekarken tanıştık, ikimiz de birbirimizi çekici bulduk, zaman geçti iyice bağlandım, o da bana bağlandı ve mutlu olduk. nasıl bu ufak ihtimal gerçekleşti? aklım almıyor.

    ilerde daha ufak bir yere taşınsak şehir hayatını özler miyiz, beraber sıkılır mıyız tantana olmadan diye düşünüyordum arada. çok daha mutluymuşuz meğer.

    mutlu evde büyümediğimden herhalde bana öyle olağanüstü ve inanılmaz geliyor ki... neyse hayat bu ama şimdilik pek güzel.

  • ikinci dünya savaşı gibi dünya tarihinin en vahşi savaşlarından birinden bizi koruyan ismet paşa'yı her geçen gün daha iyi anlamaktır.

    o lanet savaşın filmlerini izleyince bile insanın içi bunalıyor, karamsarlığa sürükleniyor, ağlayası geliyor ama işin gerçeğinden bizi uzak tutan bu insana ne kadar dua etsek azdır. bugün ukrayna'da korku içinde bekleyen halkla azıcık empati kuran kişi bu durumu anlayacaktır.

    hitler, stalin, churchill gibi kurtların arasında denge kurmak hiç kolay bir iş değildir. başka ülkede olsa bu adamın değeri daha çok bilinirdi. hakkında daha çok araştırma yapılır ve dünyaya denge siyasetinin en iyi uygulayıcılarından birisi olarak tanıtılırdı. kendisi de ne kadar mütevazıymış ki, bu işin primini hiç yapmamış. elinden geleni uygulayıp tarihteki yerini almış.

  • hoca kitabını yere düşürmüştür, almaya uğraşır bi türlü muvaffak olamaz..
    -ohooo hocam iki elinizle bi kitabı kaldıramadınız.
    -zamanında ben iki elimle neler kaldırdım, bunu mu kaldıramıycam!
    -...eoo...(peki)

  • bir insanı zaten tanıyarak seversiniz. tanıdıkça en kötü özellikleri bile size şirin ve güzel görünür. sevmediğiniz birinden ise dünyanın en yakışılıklı/güzel insanı bile olsa kusur bulur, uzaklaşırsınız. bence insanlar karşısındakinden görüntüsü veya pozitif özellikleri sebebiyle hoşlanır ve kusurları sebebiyle o kişiye aşık olur.

    örneğin ilk görüşte aşk denilen şey arzunun şekil değiştirmiş bir formudur, yoğun bir hormon değişimi de denebilir. oransal olarak bunun erkeklerde daha fazla göründüğünü ve bu mitin de şeyler yazımda açıkladığım gibi ortaçağdan günümüze erkekler tarafından ortaya atıldığını biliyor muydunuz? şuradaki çalışmaya göre 172 üniversite öğrencisine soruyorlar ve erkekler ağırlılı şekilde ilk seni seviyorum diyen çıkıyor.

    bunun temel sebebi evrimsel olarak açıklanabilir. referansta şöyle belirtilmiş: erkek içgüdüsel davranarak sevgisinde şüphe aramıyorken ve hatta sevgisini sorgulatmıyorken, testosteron hormonu etkisiyle hızlıca sonuca ulaşmak istiyorken, kadın geleceği düşünüyor. devamlı şüphe içinde kalıyor. güven, duygusal bağ bekliyorlar. çünkü bebek ihtimali yüzünden ilişki maliyeti erkeğe göre daha yüksek. bu yüzden aşkından sonradan emin olan ve sevdiğini belirten taraf oluyor. çocuğunu yetiştirebileceği bir adam olduğundan emin olana kadar bilinç-dışı olarak aşkını geciktiriyor. çocuk istemese bile yapılanmasında bu anlayış mevcut. kadınların çoğunluğu için ilk görüşte aşk yoktur diyebiliriz. makaleye göre erkekler daha içgüdüsel ve bölgeci, kadınlar seçici ve uyum sağlayıcı davranır fakat her 2 taraf da de aşık olduğunda hissettikleri yakındır diye belirtilmiş makalenin orjinali

    benzer bir diğer araştırmada 2000 kişiyle çalışışmış ve erkeklerin kadınlara göre daha sık aşık olduğu ve görülmüş. kadınların %47si hayatında 1 kere aşık oldum derken, erkeklerde bu oran %39 civarı. erkek deneklerin %51'i 2-5 arasında partnere aşık olduklarını belirtmiş, bu oran kadınlar düşük.

    ilk görüşte aşkla ilgili olarak size öğretilenlerle ve inançla da ilgilidir. orada evet yoğun bir duygu yaşıyorsunuz ve bunu anlamlandırmak istiyorsunuz, "gerçek aşk", filmlerde birbiriyle parkta tanışıp sonsuza kadar mutlu olan insanları hayal ediyorsunuz ve kendinizi bu rollere yerleştiriyorsunuz ve erkek doğası gereği üstte bahsettiğim gibi bunu "sorgulamaz." onun için önemli olan hissettikleridir.

    gerçeklikte ne var? o kişiyi tanımıyor olmanız. narsisistik kişlik bozukluğu olabilir, nemfomanyak da olabilir. belki sadece gecesini iyi geçirmeye çalışan biri ama iyi anlamlar yüklemeyi tercih ediyorsunuz. aslında aşkın insanı optimist bir varlık yapması tek güzel tarafıdır. her ne kadar ardından yıkıcı tarafı gelecek olsa da.

    onun görünüşüne kafanızda bir rol giydirip, ona aşık oluyorsunuz. realitede konuşsanız belki de itici biri olduğunu düşüneceksiniz. çünkü insan kendi içinde herşeyin cennetini ve cehennemini yaşar.

    ilk görüşte aşk yerine en azından birkaç konuşma sonunda o kişiye çekilmek realitede daha derin duygular yaşamanızı sağlayacaktır ve bu kadınların daha başarılı olduğu bir konudur. kendinizi ona yüklediğiniz rolleri değil mimiklerini, düşüncelerini, hareketlerini, birlikteyken yaptıklarınızı düşünürken buluyorsanız gerçekten aşık olmuşsunuz demektir.

  • büyük bir rezalettir.

    aramızda hala böyle güzel insanların olması ise küçük bir tesellidir.