hesabın var mı? giriş yap

  • üst edit: sevgili dostlarım 04.08.2022 tarihinden itibaren, gelecek dönem için anlaşılan maaşlara ek olarak 2000 lira zam yapılmıştır.

    şu 'görselden göreceğiniz gibi bahçeşehir koleji asgari ücret zammından sonra ilk maaşları bugün yatırdı. asgari ücret vermiş olmamak adına asgari ücretin 5 lira fazlasını yatıran, kul hakkından korkmayan, allahtan korkmayan, rezil bir kurum haline geldiler.
    bu durumu muhasebeye sorduğumda "hocam okulda herkese asgari ücret yatırıldı" şeklinde içler acısı bir açıklama yapıldı.
    daha ne kadar medyanın gözünde alçalacaksınız merak ediyorum. yarın çok desteklediğiniz hükümet gittiğinde ne yapacaksınız çok merak ediyorum. sayın yücel ailesi yatacak yeriniz yok.
    her yere yeni şubeler açıp, giresunspor'u ve basketbol takımını zengin edeceğinize öğretmeninize sahip çıkın.

    edit: bazı aklı selim arkadaşlar ne bilelim kardeşim belki 20 günlük maaş aldın diyor, başlığın altında yazılan enrty'lerde mi güvensiz geliyor sana? bununla alakalı çok güzel bir atasözü var.
    + mahalle yanarken birileri saçını tararmış.
    sevgili dostum öğretmenlerin tatilini çekemezsiniz, aldığı maaşa inanmazsınız. yerden yere vurduğunuz bu insanların sayesinde bir mesleğiniz var. hiçbir şey yapmıyorsanız bari saygı duyun. yarın çocuğunuz bize emanet edilecek onlara sizden fazla değer vereceğiz. siz evdeki 2 çocuğunuza yeri geliyor "of" derken bizler 45-50 'sine aynı anda dokunmaya çalışıyoruz.

    not: zorunlu açıklamadır.

  • milliyetcilik noktasinda kacirdiginiz bir nokta var; siz irkinizin kotu ozelliklerini yerip iyi ozelliklerini ovmek yerine her noktasina bakip kotu diyorsunuz. sizde gote got denmiyor her seye got deniyor.

    cok mu aci cekmisler? yaziktir kabul ediyorum ama bunu gidin hocalida katledilen bebeklere anlatin. gidin egenin koylerinde karnina el bombasi baglanip oldurulen turk evlatlarina anlatin iki yuzluler.

  • kariyerinin başı stabil değil. öyle olunca gerisi de düzgün gitmiyor işte.

    durant bence sonics taşınmamış olsa şu an seattle efsanesiydi ve ordan asla ayrılmamıştı. amerika'nın büyük şehirlerinden birine gidip bir sene sonra köy takımında oynamak zorunda kaldı. oklohama denen yer çankırı, yozgat gibi bir yer orası için. gece hayatını veya sosyal hayatı geç sıradan bir hayat bile yok. o yüzden asla orayı sahiplenmedi, ki zaten zihinsel bir engeliniz yoksa oklohama'yı niye sahiplenesiniz.

    bugün gsw 87678968 milyon dolar lüks vergisini düşünmeden ödüyor, niye çünkü daha fazlasını kazanıyor, amerikanın en paralı yerinde adamlar. 500 gömse takıma bir milyar kazanıyorlar. ya da kulübün değeri artıyor yine karda oluyorlar.

    okc durant, harden, westbrook üçlüsünü tutamadı elinde üç beş milyon lüks ödememek için. çünkü şehrin bir geri dönüşü yok. ben hiç para harcamam, lüks dışında kurabildiğim takımla şampiyonluk kovalarım diyorsan kendini kandırırsın. ki finalde tren gibi üstlerinden geçildi, bir daha da oraya çıkamadılar. hep salary cap içinde bir şeyleri eksik bırakarak sezona girdiler.

    özetle durant okc gibi boktan bir takımdan daha fazlasını hak ediyordu. orda senelerce süründü.

    sonra gsw'ye gitti sırf bütün bir takımla oynamak için. ama orda da zaten 6-7 senedir hep beraber olan bir çekirdek vardı, onlar kabul etse bile insanların algısında asla gsw'nin bir parçası olamadı. gsw ve durant oldu. doğal olarak yine bütünleşebileceği bir yerde değildi, ayrıldı.

    nets falan artık tüy dikme aşamaları. durant inanılmaz yeteneğiyle kariyerinin başında 4-5 büyük şehirden birine veya sas gibi kültürü derin bir takıma gitseydi belki mj gibi 6 yüzük alacaktı. ama işte kader maalesef seattle'da bir sezon oynayıp ardından 8 sezonunu heba etti.

    mesela hep curry'den önce iki pg seçen minnesota için ne fırsat kaçırdı diye konuşulur. minnesota curry'i seçse biz curry kim belki hatırlamazdık bile, belki arada giren eli düzgün oyuncu olurdu. görev adamı olurdu. zaten 50 kere bir yerlere takas edilirdi. çünkü orası minnesota, orası oklahama. bak wiggins o lanet yerden iki sezon ayrıldı şampiyon takımın en önemli oyuncularından birine dönüştü.

    konuyla alakasız ama mo bamba serbest kaldı galiba, inanılmaz potansiyel ama orlando'da hiçbir boka karışmayan sıradan basketçiye dönmüştü. keşke gsw alsa yağ gibi akar orda.

    neyse özetle nba draft sistemiyle, salary sistemiyle bazı oyuncuların kariyerlerini onlardan bağımsız rezil edebilir veya yükseltebilir. durant bunun en dramatik örneği.

    bence tarihteki en yetenekli oyuncu. evet, herkes dahil. ama işte en büyük veya en başarılı olmak için bu yetmiyor.

  • ben erkeğe hakverdim. daha evleneceği adamın basit bir isteğini yerine getirmeyen, önemsemeyen kadın evlenince neler yapar kimbilir.

  • başlık: takım elbise giyip köy köy geziyorum beyler

    1. çöp kutusunun kenarına öyle umursamadan atılmış bir takım elbisenin beni nasıl bu kadar mühim bir kişi yaptığına hala inanamıyorum.

    köylere gidip sizin arazileri devlet büyük paralar verip satın alacak baraj yapacak yol yapacak sanayi bölgesi kuracak diyorum, siz o çıkarcı muhtarları bir görün bir saygı bir hürmet hemen beni kalabalıktan uzaklaştırıp devletin neredeki arazileri alacağına dair tüyo istemeler bana rüşvet teklif etmeler cebime para sıkıştırmalar filan
    en son gittiğim köyde meydanda kuzu filan çevirdiler 2 kol çalgı takımı tutmuşlar sabaha kadar gırla eğlence
    bir gün birileri anlayacak diye çok korkuyorum

  • insanlar nerede? diye sessizliği bozdu sonunda küçük prens. çölde insan yalnız hissediyor kendini....
    insanların arasında da yalnızdır insan, dedi yılan.

  • aziz nesin dost ağırlamada, yedirme içirmede, ikramda bonkör bir adamdır.
    fakat, çöpe giden bir pirinç tanesine bile üzülür.

    nesin aynı zamanda çok cimri bir adamdır. cimriliğini kendisi ilan etmiştir:
    "ben çok cimriyimdir. bu cimrilik emeğe saygımdandır" diyerek cimriliğinin nedenini açıklar. emek aziz nesin için "kutsaldır".

    tan gazetesinde köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştığı yıllarda 50 lira maaş almaktadır.

    geçim sıkıntısından "al takke ver külah" yaparken bir tanıdığına 50 lira borçlanır.
    bu ay olmadı gelecek ay derken... alacaklı bir gün iyice sıkıştırır.

    aziz nesin adama; " yarın saat 11:00'de gel paranı al" demiş bulunur.

    borcunu ödemesinin tek yolu; çalıştığı tan gazetesinin patronu halil lütfi'den avans almaktır.

    patron, aziz nesin'den daha cimri, aynı zamanda huysuz bir adamdır.

    fakat, cimriliğinden dolayı aziz nesin'i çok sever. nesin, gazetedeki mürekkep hokkasına özel kalemini batırmış adam değildir.
    mürekkep uçar diye, hokkanın ağzını açık bıraktığı hiç görülmemiştir.

    herhangi bir nedenle, gazetenin tek yaprak kağıdını özel işi için kullanmamış, gazetede kullandığı her eşyayı gözü gibi korumuştur.

    aziz nesin aynı zamanda çalışkan, okunan ve sevilen bir yazardır. bir gazete patronu böyle bir adamı sevmesin de kimi sevsin?

    ***

    aziz nesin, alacaklısı geleceği gün saat 10:00'da, patronu halil lütfi'nin odasına gider:
    - efendim, birisine 50 lira borcum var. buraya gelecek. bu ay ki maaşımı avans olarak verin de adama borcumu ödeyeyim.
    - ne zaman gelecek adam?
    - saat 11:00'de.
    - 11:00'de gel al parayı.
    - saat 10:00 zaten. adam az sonra gelir. parayı şimdi verin de adam gelince mahçup olmayayım.
    - 11:00'de gel 11:00'de.
    - neden illa ki 11:00?
    - yav aziz; saat 11:00'e kadar bakarsın adam ölür, ben sana parayı vermekten kurtulurum. bakarsın sen ölürsün, ben yine parayı vermekten kurtulurum.
    - efendim; bende bu şans varken ne adam ölür, ne ben ölürüm. siz ölürsünüz ben parayı alamam. şimdi verin şu parayı.