hesabın var mı? giriş yap

  • bazen metronun yürüyen merdivenlerinden çıkarken bazı çiftler görüyorum. genelde çocuk, kızdan daha uzun tabi. çocuk bir şeyler anlatıyor, kızın gülüşünden çok ciddi olmadığını anlıyorum. ama kız çocuğun gözlerinin içine bakıyor resmen. çocuk ya önüne bakıyor ya da gözleri etrafı tarıyor oluyor ama kız sadece çocuğa bakıyor. en az 7-8 defa denk geldim böyle çiftlere. o an diyorum ki "lan bir erkek bir kızı kendine bu kadar aşık etmek için ne yapmış olabilir?". bunun yanıtını bulamıyorum işte. sonra düşünüyorum, eskilerden kimse bana böyle bakmış mıydı diye...ona da olumlu yanıt veremiyorum. neyse, en iyisi ben işime döneyim, skerler aga...

  • kişisel olarak başladığım herkesi de çağırdığım boykottur.

    bildiğiniz gibi geforce now turkcell anlaşmasıyla beraber türkiye'ye geldi, sunucular kuruldu, beta testi yapıldı, bugün de bir fiyat açıklaması yapıldı. bize reva görülen fiyatsa 75 tl.

    bu fiyat zaten bilgisayar alamayan insanlar için pahalı olduğu gibi, objektif olarak da avrupa ve amerika fiyatından daha pahalı. bize bu hizmeti daha pahalı olarak sunacaksanız neden türkiye'ye geldiniz ki biz zaten çok da yüksek olmayan bir pingle avrupa sunucularında daha ucuza bunu kullanıyorduk. üstüne vpn kullanmadan avrupa geforce nowına erişmemizi de engelliyorlar.

    kişisel olarak buna verecek param olmasına rağmen vermeyeceğim. sizi de bu boykota çağırıyorum, çünkü bu yapılan şey adil değil. biliyorum pek çoğunuz bu hizmeti bekliyordu, biraz daha da bekleyelim, çok isteyen de vpn kullanabilir her zaman. bu boykotu ekşi sözlük olarak yayıp devam ettirebilirsek turkcell de bir değişikliğe gitmek zorunda kalacaktır.

    son olarak size sesleniyorum cebinde buna verebilecek parası olan ve almayı düşünen insanlar, siz de bu boykota ortak olun ki bir şeyleri değiştirebilelim.

    edit: hepimiz türkiyenin ekonomik durumunun farkındayız. 5 dolarlık ürünün 5 liraya gelemeyeceği bariz. burada fiyatın avrupa ve amerikadan aynı para birimine çevrildiklerinde de pahalı olması durumu var. turkcell kar etmek için bunu yapıyor diyebilirsiniz, fakat oyuncular olarak bu karı karşılamak zorunda bırakılmamız kabul edilebilir bir durum değil. turkcell bu işe girişmeden önce biz bu hizmeti daha ucuza zaten kullanıyorduk. şu ansa avrupa sunucularına vpn kullanmadan erişmemiz engellendi. turkcell bize merhaba bu da daha az pingli ama daha pahalı gibi bir seçenekle gelmedi, bizi kendi hizmetine mecbur bıraktı.

    geforce nowı çıktığından beri kullanıyordum, turkcell olayını ilk duyunca heyecanlanıp sevinmiştim, ilk günden ön kayıt yaptırdım. fiyatı görünceyse bu benim verebileceğim bir para olmasına rağmen direkt boykota karar verdim, zira ben aptal yerine konulmaktan bıktım.

    pek çok kişi zaten bu ücreti ödeyemiyor, pek çok diğer kişiyse ödeyebilecek olmasına rağmen benim gibi düşünüp boykotu destekliyor. oldukça iyi bir sayıya sahibiz, oyuncular olarak bilinçli bir topluluğuz, boykotu uygulayabilirsek turkcell de fiyatta elbet bir düzenlemeye gidecektir.

    bu sürede, ekşide, twitterda boykotu güncel tutabilir, çevremizdeki insanlara yayabilir, gerekli kurumlara mailler atabiliriz.

  • bir kadının yürüyüşünde, oturuşunda, gülüşünde, bir mavi kumaşın üzerinde unutulmuş elinde, gamzesinde, ayak bileğinde, en anlamlı vesairesinde somutlanan ihtiraslı, tutkulu düşler; bir şekilde gerçeğin yatağına akamıyorsa, istediğiniz yönü bulamıyorsa, alevlenen isteklerinize odun atıyorsa cehennem zebanisi, alevin, kızıllığın, çoraklığın arasında ortaya çıkan çıkan burukluğun adıdır aşk acısı. acısı barizdir. çeken bilir. yani herkes bilir.. ya tarifi?

    belki hayatınız boyunca karşınıza çıkan en ilginç kadındır o.
    (ya da erkek.)
    diyelim yaşınız olmuş 30.
    ve karşınıza çıkan kadın, hayatınız boyunca gördüğünüz en orijinal kadın.
    tarzı var çünkü.
    güzellik, bedensel çekicilik bunun ötesinde.
    bir kadında en mühim olan tarzdır dostlarım.
    belki hiç ihtiyacınız yok tavsiyeme ama bunu dikkate alınız derim.
    yürüyüşlerinde vardır bir şeyler en basit. ya da onunlayken, ya da o kadar şanslı değilseniz onu düşlüyorken sanki görünmez bir paletten boyalar fışkırır rengarenk.. içinizde uykuya dalmış ne varsa uyandırır.
    ve siz tarzı olan bir kadına aşık olmuşsanız ve bir şekilde yüreğiniz sizden onu talep ediyorsa ve maalesef çeşitli nedenlerden ötürü bu isteğiniz sonuçsuz kalıyorsa nasıl yenilir ki şimdi bu aşk acısı?

    hayatınız boyunca, o dolu 30 yıl boyunca gördüğünüz en orijinal kadın o diyelim. ama maalesef işler istediğiniz gibi gitmiyor, bunu da ekleyelim. belki istemeden. şartlar gereği.

    bir 30 yıl beklemişsiniz böyle bir kadını görmek için.
    bir 30 yıl daha bekleme deliliği n'apar aklınızın sürülmekten yorulmuş, tarumar olmuş aşk tarlalarını?
    öyle ya, ancak 30 yılda bir çıkar böyle bir kadın karşınıza.
    istatistik belki kişisel, tıpkı acı gibi.
    maalesef mantıklı ve maalesef acımasız.

    geceler uzun, beyninizden kalbinize doğru müthiş bir şekilde devam ediyor acı hücum.
    nasıl diner bilmem. bilemem. doğru belki, zaman en makul merhem.
    sürelim kalbimize.

    dünya acımızla bize daha başka görünsün.
    her şey değişsin.
    3 senedir aşksız yaşadığınız ev bile başka gelsin size.
    başkaca ve cehennemvari.

    yapacak bir şey yok.
    oturup acınızı yoklamaktan başka.
    iyisi mi sırtınıza bir yastık koyup tanrının oyununu seyre koyulun.
    dudaklarınızda sigara, elinizde şarap, kulaklarınızda dost bir şarkıcının sesi..
    karantinaya alın kendinizi. caddelere çıkın ya da, kalabalığa karışın...
    detaylarla, deliliklerle ilgilenin.
    akıl hastanesini ziyaret edin misal.
    sahaflardan foto romanları bulup okuyun.
    bende var mesela, 17 haziran 1974 tarihli...
    adı: "güneş, deniz ve aşk"
    cağaloğlu tasvir sokakta basılmış.
    kapağı açtığınızda iç kapakta burç yorumları da yazıyor. oturup 1974 tarihli burç yorumlarını da okumak eğlenceli oluyor.
    "oğlak burcu.. gönül bağlarınız dengeye girecek bu hafta. sevdiğinizle aranızda tam bir anlaşma olacak. uzun zamandan beri almayı düşündüğünüz bir şeyi bu hafta alacaksınız."
    aman tanrım, ne kadar da ironik bir yorum...

    damlayan musluk, kanayan yara, boşa atan kalp, pıhtılaşan kan...
    bir gün unutacaksınız elbet, 4 yıl sonra bir gece misal, salı'yı çarşamba'ya bağlayan..

  • fren balataları biter, onu değiştirmez..
    kornası bozulsa müşteriyi bırakır sanayiye gider..