ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yıllık enflasyonun %50 olması
-
öncelikle belirteyim; bu tespitim yaklaşık değer olmakla birlikte kesinlikle sallamasyon veya tahmini değer değil, birazdan size elimdeki kanıtlarla açıklayacağım üzere acı bir gerçektir.
gelelim bu orana nasıl ulaştığıma.*
efendim ben yaptığım iş dolayısıyla aylık 650.000 cirosu olan bir süpermarketin 1 yıllık tüm satış kayıtlarına ayrıntılı olarak (ürün, adet, tutar bazlı) ulaşabilen biriyim. geçen yıldan beri 4-5 defa zam dalgası gelmesine rağmen tüik'in yıllık enflasyonu sürekli yüzde 20 civarı açıklaması neticesinde (bkz: 3 nisan 2019 tüik enflasyon açıklaması) ben bu oyunu bozarım deyip kolları sıvadım.
başlıyoruz
ilk olarak bütün ürünlerin 1 mayıs 2018 ve 10 mayıs 2019 fiyatlarını excel'de listeledim. uzun süredir satılmadığı için fiyatı değişmeyen ürünleri ayıkladıktan sonra ürünlerin 1 yıllık fiyat değişimini ve ardından bu değişimlerin aritmetik ortalamasını hesapladım. bulduğum sonuç; %34 oldu.
sonuç bu haliyle içime sinmedi, çünkü sizin gibi ben de farkındayım enflasyon çok daha yüksek. bu sefer aritmetik ortalama yerine ağırlıklı ortalama alma kararı aldım. bu sefer fiyatı değişmeyenleri bile listeden çıkarmadım ve bütün ürünleri satış tutarına göre (1 yılda o üründen elde edilen toplam hasılat) sıraladım ve bu hasılata göre zamların ağırlıklı ortalamasını aldığımda karşıma şöyle bir tablo çıktı;
----------------------aritmetik ortalama---------ağırlıklı ortalama*
ilk 10 ürün*;-------------%61,94----------------------%64,06
ilk 50 ürün;--------------%42,50----------------------%49,75
ilk 100 ürün;-------------%45,98----------------------%49,82
bütün ürünler;----------%26,89----------------------%42,25
(*)hasılatı en çok olan ürünler sırasıyla; patates, ekmek, karpuz, domates, tavuk*, domates salkım, kıvırcık, kuru soğan, kıymalık dana eti, patlıcan. (bkz: enflasyon sepetinde asıl olması gereken ürünler)
yeterli mi? değil :) fazla bilgi göz çıkarmaz diyelim ve bir de hasılat yerine satış miktarına (kg. veya adet olarak) göre ağırlıklı ortalama alalım.;
----------------------aritmetik ortalama---------ağırlıklı ortalama*
ilk 10 ürün**;------------%63,37----------------------%56,99
ilk 50 ürün;--------------%53,78-----------------------%54,83
ilk 100 ürün;-------------%49,53----------------------%53,77
bütün ürünler;----------%26,89----------------------%47,34
(**)en çok satılan ürünler sırasıyla; ekmek, karpuz, patates, maydanoz, domates, kıvırcık, kuru soğan, portakal, salatalık, patlıcan.
reyon bazlı ortalama zamlar ise karşımıza şu şekilde çıkıyor;
----------------------aritmetik----------tutar bazlı---------adet bazlı
kasap;--------------%21,76--------------%27,18------------%35,57
kuruyemiş;--------%21,93--------------%24,66------------%23,53
manav;-------------%62,91--------------%67,46------------%65,38
tekel;----------------%21,65--------------%19,45-----------%19,72
temel gıda;--------%31,11--------------%23,77------------%27,48
temizlik;------------%38,85--------------%37,09-----------%38,25
kafanızda bir şeyler şekillenmeye başladı değil mi? hiçbir kesin sonuca varamıyorsak bile şu rakamlar karşısında enflasyonu %40'ın altında açıklamak milletin aklıyla alay etmek değil de nedir?
bitmedi, devam ediyoruz.
elimde bütün ürünlere ait, bütün firmaların uyguladığı ortalama zamlar var
ancak gg gerekçesiyle burda paylaşamıyorum. onun yerine bunları firma ismi vermeden yad edelim;
ülkemize ait en büyük 3 bisküvi-çikolata markasının yıllık ortalama zam miktarları; %26, %36, %41
en yaygın bebek mamalarından biri; %41
en yaygın 3 bebek bezi; %41, %42, %61
domates salçaları*; %75, %117, %73, %123
ayçiçek yağı*; %29, %30
makarna; %31
un*; %40, %44
baharat; %37
bütün tavuk; %49
temizlik ürünleri markaları; %41, %33, %51, %48, %70, %61, %71, %42, %54, %39, %56, %45...
şampuan; %28, %22, %18, %15, %47, %31
hijyenik ped; %47, %55,
tuvalet kağıdı-peçete; %78, %59, %31, %42, %62
pirinç; baldo %51, osmancık %31
yufka; %46
bakliyat; %35, %29
su; %40
peynir; %41, %19, %23, %38
bir hışımla yazabildiklerim bunlar. ürün ürün, firma firma merak eden arkadaşlar yeşillendirebilir. ayrıca bu son yazdığım oranlar aritmetik ortalama yani en düşük oranlar.
hal-i pürmelalimiz budur...
edit: bu orana sadece market fiyatları üzerinden ulaştık ki çoğu dolardan en az etkilenen yerli ürün. %99'u yerli olan manavda ortalama hiçbir şekilde %60'ın altına inmiyor. çoğu ithal ürünlerden oluşan diğer sektörleri eklediğimizde enflasyon benim hesapladığımdan ne kadar düşük çıkabilir? yorumu size bırakıyorum. değinen arkadaşlara teşekkürler.
edit2: çok mesaj geldiği için kayıtsız kalamadım. bu oranların hesabında gramajı düşürülen ürünler dikkate alınmadı arkadaşlar. ne kadar etkiler bilemiyorum ancak tek başına ekmeğin gramajının düşürülmesinin hesaba katılması bile 1-2 puan oynatır bu oranları diye düşünüyorum.
halk isterse istifa ederim
-
halk derken dersim halkını kastediyor sanırım. zira sosyal medya kullanmayı bilmiyor olamaz. yoğun tepkiyi görüyordur. olan bizim kara dantelli gençliğimize oldu. mabel matiz'den alıntı yaptım. belki debeye girerim.
bilgisayar mühendisliği öldü
-
ben bilgisayar mühendisliğine girerken geleceğin mesleği diyorlardı, okulu öyle bir uzattım ki meslek öldü diyorlar artık, ben hâlâ mezun olamadım. bölümü üzerime kapatıp gidecekler o olacak.
abdülkerim bardakçı
-
fenerbahçeliyim.
ama bir futbolcunun yurtdışında olmak yerine istanbul'da hamile eşiyle aynı şehirde olmasını istemesi normal.
acil bir durum olsa 1 saatte eşinin yanında olur.
maç için yurtdışında olsa bu 5-6 saati bulur.
fanatizmden gözünüz kararmasın.
hah ben abdülkerim'in yerinde olsam bana forma vermeyen kuntz'un suratına tükürür öyle terkederdim milli takım kampını.
self serving bias
-
sınav sonucu yüksek ise "ben aldım" diyip düşük olduğunda "hoca verdi" diyen öğrenci bunun tipik bir örneğini sergilemektedir, ya da takımı galip geldiğinde kendisini öne çıkarıp, kaybettiğinde suçu futbolculara atan teknik direktör. kontrol odağı (bkz: locus of control) dışarıya yönelik olanlarda görülür esas olarak, yani genelde üzerine sorumluluk almayıp suçu hep dışarıda arayanlarda. yalnız self esteemi yüksek tutmaya yaramak gibi faideli bir tarafı da vardır, zaten self esteemi ortalamanın üzerinde olan kişilerde bu eğilime daha sık rastlanır, karşılıklı olarak besler bunlar birbirini. tabii bu noktada self esteemin fazlasının da sahibine hayır getirmediğini akıldan çıkarmamak gerek, yani mevzubahis karşılıklı besleme durumunun tetiklemesi ile her olumsuz durumda self serving biasa kayılırsa bir süre sonra narsisizme kadar varılabilmesi de mümkündür. ulan şimdi düşündüm de yoksa babamın hep dediği gibi hakikaten her şeyin fazlası zarar mı?
annelerin salaklıkları
-
böyle başlıklar açan evlat yetiştirmek.
ek: başlığı açan gitmiş kaybolmuş, üstüme kaldı iyi mi. @2 vazifemi çok iyi yerine getirdiydim halbuki.
600 bin liraya alınabilecek en iyi otomobil
-
araba almak için yola çıkmış yazar arkadaşa şimdiden hayırlı olsun demekle birlikte aldırmaması gereken entryleri baştan söylemeyi kendime görev edindim.
1- "el arabası alırsın anca o paraya!" diyen herkesi engelle. hiç aldırış etme. 600 tl'yi yan yana görmemiş ergenler 600 bin tl'yi küçümseyecektir.
2- "100 bin daha koy şunu al!" diyen herkesi engelle. adam zaten verebileceği maksimum tutarı yazmış. kalkıp "daha da para koy şunu al!" diyorsunuz. o zaman 2 milyon daha koysun porche alsın.
3- "araba almak salaklıktır. paranı faize koy, dolar al, altın al, borsaya bas, coine yatır!" diyen herkesi engelle. adam arabaya binecek. saydığın yatırım enstrümanlarına değil.
4- kendi arabasını kakalamaya çalışan herkesi engelle.
5- beni de engelle. araba önerisi sunamadım. akıl verdim.
tehlikeli hayvanların genelde çirkin yaratılması
-
hiç kaplan ve kaplan yavrusu görmemiş insan beyanıdır.
bir oturuşta 6 acılı lahmacun yiyen kız
-
6 lahmacundan sonra artık o bir kız değil, bir mahmuttur bir süleymandır. en acıklısı da kız bedenine hapsedilmiş olmasıdır.
çocukların istediği akıl almaz şeyler
-
neden bizim ineğimiz yok diye ağlayan bir kardeşe sahibim nerde bakıcan dedik balkonda dedi