hesabın var mı? giriş yap

  • 7 numara doneminin ogrenci evini, gecim sorunlarini, universiteli cogunlugun dertlerini ve sevinclerini, gelecek hayallerini tebessum ettirerek anlatan donem dizisidir. guldurmek gibi bir derdi olmamistir ama espriler yayinlandigi donem icin incedir.
    gunumuz dizilerindeki gibi bagirarak konusan abartili oyunculuklar yoktur. oyuncular nisana gider gibi giyinip suslenmemistir. ozetle hayatın kendisi gibidir. dizi bu yuzden sevilmistir.

  • özgüven, kişinin kendi varlığına, zihnine, kararlarına, varoluş şekline inanç duyması anlamına geliyor.

    çocuk büyürken ruhsal yapısı ebeveynin çocuğu ve kendini algılama biçimine göre şekillenir. her ebeveyn bir aynadır. çocuk ebeveyne bakarak, onun yüzünde kendini görür. ebeveynin olumlu duyguları ne kadar fazlaysa, çocuk o aynada kendini o kadar olumlu görür ve algılar. bu yüzden ebeveynin kendi mutluluğu, çocuğun ruhsal gelişimi için en önemli unsurlardan birisi.

    her ebeveynin zihninde bir çocuk hayali vardır. ama çocukların bu hayale uyup uymayacağını bilemeyiz. bu fantezi ne kadar keskin kenarlıysa, çocuğun buna uyması o kadar güç olacaktır. bu da ebeveynin çocuğa bilinçdışı bir öfke ve sitem duymasına neden olabilir. bu ebeveyn- çocuk ilişkisini bozan en önemli faktörlerden biri bana kalırsa.

    'hocam şöyle ateş gibi bir delikanlı olsun istiyorum. dışa dönük, konuşkan'
    bunu söyleyen ebeveyn, 16 yaşındaki oğluyla ilgili kurduğu fanteziyi anlatıyor bana. 16 yıldır çocuğunun nasıl biri olduğuna dair gözlemleri bile o hayali törpülememiş. oysa çocuk zeki, içe dönük ve hassas bir insan. bunu ilk görüşmede ben görebilirken, ebeveynin 16 yıldır bunu görmemesi çok ilginç değil mi?
    üstelik hissettiği süreğen hayalkırıklığı, çocuğa da yansıyor. özgüvenini düşürüyor, kendini yetersiz bulmasına neden oluyor. çünkü tüm çocuklar, ailelerinin istediği ve onayladığı biri olmak isterler.

    sevilen, değer gören bir cocuk kendini mutlu hisseder. kendine güvenir. olduğum gibi yeterliyim der kendi kendine.

    çocuk yetiştirirken yapılan en katastrofik hata, çocuğu arzuladığımız şeye dönüştürmek için uğraşmak diye düşünüyorum. bazen bizim olamadıklarımızı onlar olsun isteriz, bazense bizim kadar 'iyi' olsun.

    çocukları oyuncaklara ya da hediyelere boğarak, yaptıkları yanlışları görmezden gelerek özgüvenli yapamazsınız.

    çocukları özgüvenli yetiştirmenin yolu,
    onların biricik olduğunu, birbirlerinden ve bizden farklı birer insan olduğunu kabullenmek ve oldukları halleriyle sevmekten geçer.

  • 2002 yılından itibaren almanya'da faaliyete başlayan, yaklaşık 30 ülkeye yayılmış, 2009 yılından itibaren türkiye’de de yalnızca tıp doktorlarının kontrolünde uygulanan, kilo ve metabolizmayı düzenleyen beslenme programı.

    başlangıç olarak verdiginiz kan testleri almanya'ya gonderiliyor, size özel bir beslenme programı yazılarak 4 etapta uygulanıyor.

    programda yer alan besinler sadece içerdikleri kalori, yağ, protein, karbonhidrat miktarlarına göre seçilmeyip, aynı zamanda kişinin sağlık durumu ve hormon düzeyi de göz önünde bulunduruluyor. bu sayede metabolizma ve hormon dengeleri duzenlenirken kilo kontrol altına alınıyor. program sonunda vücudun olması gereken kiloya ulaşırken aynı zamanda yağ azalıp kas ve bağ dokusunun dengelendiği, verimlilik / konsantrasyon / enerji düzeyinin arttırıldıgı iddia edilmekte.

    programdaki özel beslenme maddeleri dışında herkesin uygulayabilecegi 8 kural ve mantığı:

    1- günde üç öğünü asla aşmayın. (ara ögün kesinlikle yasak. aralarda sadece şekersiz sütsüz çay, kahve, sade mineral suyu içebilirsiniz.)

    2- öğünler arasında minimum 5 saat ara verin, hiçbir şey yemeyin. (vücut sadece uyurken ve insülin belli seviyenin altına düştüğünde yağ yakar. insülin en ufak bir badem tanesi bile yerseniz vücutta 4 saat kaldıgı için aralarda agzınıza en ufak bir şey atmamanız, meyve dahi yememeniz kritik. amaç insülin salgılanmadıgı ve kritik seviyenin altına düştüğü 4. saat sonrasında vücudun yağ yakımını sağlamak.)

    3- öğünler max 60 dk olacak

    4- her öğünde ilk lokmanız protein olsun. (mideye ilk protein girdiğinde vücut kan şekerini düzenleyip yağ yakan glukagon hormonunu salgıladıgı için)

    5- her öğünde tek çeşit protein tüketin. (bunu farazi anlatacak olursam: proteinler çeşitli aminoasitlerden oluşur, ve alınabilecek miktar o proteinin yapısındaki en düşük aminoasit kadardır. 2 farklı protein alımında ikisinin toplam aminoasitlerinden en düşük seviyeli olan baz alındıgı için proteinin vucuda sağlayacagı fayda maximize edilmeye çalışılmak istendiği için tek tip protein tüketimi önerilmekte)

    6- son öğününüzü en geç 21:00'da bitirin.

    7- kilonuza göre günlük su tüketiminize dikkat edin

    8- günde 1 adet yeşil elma tüketin. öğün sırasında ya da hemen sonrasında. (yuksek lif ve mineral içerdigi, kolesterolü düşürdüğü, diyabeti önlediği, metabolizmayı hızlandırdıgı için)

    benim şu ana kadarki deneyimim ise şöyle:

    hiçbir zaman ciddi bir kilom olmadı, programa başlama amacım daha saglıklı olmak ve metabolizmamı düzenlerken dogru beslenmeyi ögrenmek idi. programı doktor kontrolunde 3 aydır uygulamaktayım ve 2. hafta itibariyle gözle görülür sonuç aldım.
    3 ay sonunda (ki bunun 1 ayı tatil ve iş seyahatleri oldugu için birebir uygulayamadım) hepsi yağ olmak üzere 4 kilo vererek 20 sene önceki kiloma döndüm. işin asıl güzel tarafı ise sadece 4 kg olmasına rağmen karın ve kalçadan şu an için 8er cm, bacaklardan 5er cm incelmiş ve 2 beden küçülerek 34 bedene düşmüş olmam. ayrıca metabolizmam hızlandı, daha enerjiğim ve yaşadığım bazı cilt problemleri tamamen yokoldu.

    gittiğim doktorun (diyetisyen değil) vucudun işleyişini detaylı anlatması mantığını anlamama yardımcı oldugu için dogru beslenme biçimini ögrenmenin verdigi keyif ise cabası.

    benim için en önemli kısmı kalıcılıgı ve sürdürebilirliği, onun cevabını henuz o aşamaya gelmedigim için veremiyorum. süreci tamamladıgımda güncelleyecegim.

  • hayatını kaybetmiştir.

    şimdi yukarıdan bize bakıp "en çok bana fatiha okuyacaksınız!" diye kızacak. nur içinde yatsın. tebessümle anılacak bende hep.

    edit: "ben saksı değilim! ekme o çiçeği mezarıma!!"

    :)