hesabın var mı? giriş yap

  • 500 liralık alışveriş yapmak demek isterdim. keşke sadece yapmakla kalsaydı. bu alışverişi bir de kredi kartındaki birikmiş puanlarla ödemek. detay istediniz buyrun, ama pek ufak değil.

    edit: entry arada oylanıyor, komik oluyor. enflasyon çok. olayın geçtiği sene, 2009'dur. şimdi yumurta, peynir, yoğurt falan alıp, 500 tl veriyoruz. şimdinin 5000'i falan herhalde ne bileyim. para algımı komple kaybettim. ama çoktu ya o zaman için. edit gereği duydum yemin ediyorum. hiç unutamıyorum. 2009'daki mağaza, levis'tı.

    edit 2 : sene 2024. bi tane dandikten ayakkabı aldım diye kartıma 250 tl bonus gelmiş. trendyol milla'da bi tane dandik gömlek 500 tl olmuş. ilk editim ne zaman hatırlamıyorum. çok zenginlik hatırlıyorum. hani şey zenginliği, köprüden geçerken "ya arkadaş bu evlerde kim oturuyor...." diye sorgulatan zenginlik. işte tam da o zenginlikti. 2009'da onlara geliyordu 500 tl puan.

  • kesinlikle marketlerinin soğuk ve sessiz olmasıdır. serinlemek için kaç defa girdiğimi bilirim. hatta bir de lefer gazoz alırdık duble serinlerdik. müşteri rahatlığı her şeydir.

  • bir nevi içten içe intikam alma duygusuyla hayalgücünün birleşmesi sonucu çocuk hissiyatının varabileceği son nokta. bir diğer tanımla da çocukluğum..

    evi alt üst etmişim, vitrin aşağı inmiş, elektrik süpürgesinin borusu kopmuş, abime top atayımm derken vazoyu kırmışım, duvarlarda resimler, parkelerde çizikler.... evet evet aynen öyle....

    ve gittiği misafirlikten ya da çarşıdan dönen anne eve girer...

    - oğlum bu evin hali ne böyle?
    - anne rasim gelmiş...
    - ya sen ne biçim bi çocuksun? iki dakika kıçının üstünde oturamaz mısın?
    - annee...
    - bıktım senden bak bakalım akşamüstü dışarı çıkabiliyor musun sen?
    - ann....
    - rezil şey seni defol odana allahım ya nasıl süpürücem ben şimdi evi, daha da yeni almıştık...
    - üühühüüüü

    odasına çekilen ben bir yandan sular seller gibi ağlar, bi yandan hıçkırık nöbetleri ile sarsılırken kafamdan çektiğim film sahne sahne akardı:

    'pencereyi açıyorum. bir kağıda 'anne seni her zaman sevdim' yazıp aşağı atlıyorum. annem çığlıklar içinde... cenazemde herkes ağlıyor. babam bitkin. 'nereye gittin oğlum' diyor. herkes perişan. herkes beni seviyor herkes beni seviyor'.

    ve hemen ardından başka bir senaryo:

    ' o kadar çok ağlıyorum ki nefessiz kalıp ölüyorum. içeri annem geliyor ve 'naptım beeeen' diye ağlıyor. işte beni üzdü sıra onda, o da üzülsün'.

    bu görüntüler eşliğinde ruhum dayanamıyor ve bağırmaya başlıyorum:

    -keşke ölseydim de sen de rahat etseydiiiiinnnn

    ehh ana yüreği işte. az önce azarlayan o değilmiş gibi ağlamama, son söylediğim lafa dayanamayıp odama giriyor, sarılıyoruz, hemen ölme planlarını bir dahaki sefere kadar rafa kaldırıyorum ve hayatı ve annemi seviyorum. hem de çok.

    'keşke ölseydim de siz de benden kurtulurdunuz' diye bağırdı yarım saat önce 6 yaşında dünyalar tatlısı kuzenim. aklından neler geçtiğini biliyorum bebek beni kandıramazsın ahahaha:)

  • zaten çok güzel olan 48 yaşındaki annemin birkaç hafta önce yaptırdığı gençlik aşısı sonrası yüzündeki gözle görülür değişiklikle daha da gençleşmiş ve güzelleşmiş haline olan kıskançlığımı sindirdikten sonra bu aşıyı yaptırmak ya da hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için küçük bir bilgi vermek istedim.

    gençlik aşısı ile derinin su tutarak kuruluğunun giderilmesi, içerdiği amino asit ve peptidlerle deride yaşla birlikte azalan kolajen ve elastin sentezinin artması hedeflenir. böylelikle cilt daha parlak, daha canlı görünür ve yaşlanma etkileri azaltılabilir.

    gençlik aşısı cildinizde zamanın, dış koşulların (özellikle güneş ışınlarına direkt maruz kalmak), beslenme yanlışları (az su içmek gibi) ve maruz kalınan toksik etkenlerin sonucunda oluşan ince kırışıkların, deformitelerin ve sarkmaların tedavisinde kullanılan bir mezoterapi yöntemidir. gençlik aşılarının içeriğinde hyaluronik asit, somon dna'sı vitaminler, mineraller ve çeşitli proteinler bulunur. ürünün kalitesini ve etkinliğini içerdiği hyaluroronik asit belirler. bu içerik ne kadar yüksekse sonuç o oranda etkili olur. çünkü hyaluronik asit ağırlığının 100 katı kadar su tutar ve bu da cildin daha parlak ve daha genç görünmesini sağlar. deride su tutan bir molekül olan hyaluronik asit nem aşısı olarak da bilinir.

    gençlik aşısı ile deride su tutarak kuruluğun giderilmesi, içerdiği amino asit ve peptidlerle deride yaşla birlikte azalan kolajen ve elastin sentezinin artması hedeflenir. böylelikle cilt daha parlak ve canlı görünürken yaşlanma etkileri de azaltılabilir.

    çokomelli uyarı!!!

    işlem öncesi kullanılan ilaçlar veya işlem yapılacak bölgede bir döküntü varsa, özellikle coumadin ya da aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanmı söz konusuysa bu bilgilerin doktor ile paylaşılması ve ilaç kullanımının işlemden birkaç gün önce doktor kontrolünde bırakılması gerekmektedir. ayrıca dudakta ya da yüzün herhangi bir bölgesinde uçuk varsa kesinlikle işlem yaptırılmamalıdır. bu kural yüze uygulanan botoks, dolgu ve prp gibi işlemler için de geçerlidir.

    bu işlemin en güzel yanlarından biri de gençlik aşısında yaş sınırı olmaması.. doktorunuz öneriği taktirde özellikle 30'lu yaşlardan sonra deride hyaluronik asitin azalması ile ortaya çıkan nem ve volüm kaybının tedavisinde kullanılabilir. gençlik aşıları tüm yüz işlemlerinde ve vücutta, özellikle yüz, boyun, el ve dekolte gibi bölgelerde güvenle uygulanabilir.

    uygulama öncesi lokal anestezik bir krem sürüldükten sonra deri temizlenir ve ilaç doktor tarafından ihtiyaç duyulan bölgedeki deri altına çok küçük iğnelerle enjekte edilir. işlem toplam 15-20 dakika sürer ve doktor önerisi ve kullanılan ilaca göre 2-4 seans arasında uygulanabilir.

    işlem sonrası hamam, sauna gibi sıcak sıcak ortamlardan uzak durulması ve işlem yapıldığı gün banyo yapılmaması önerilir. ertesi gün makyaj yapılabilir ve bol su içilmesi önerilir.

    işlem yapılan alanda kızarıklık ve/veya morarma oluşabilir (annemde morluk olmadı sadece kısa süreli kızarıklık oluştu). alerjik reaksiyonlar çok nadirdir ama alerji öyküsü bulunan hastaların doktoru bilgilendirmesi gerekmektedir.

    gençlik aşısı sonrası parlaklık, canlılık ve nemlenme bir hafta içinde ortaya çıkar. özellikle derinin kollajen yapımını tetiklediği için yüzün yukarı doğru yapılanma etkisinin gözlemlenmesi yaklaşık 15 gün ile bir ay arasında ortaya çıkmaktadır.

    gençlik aşısı içerdiği hyaluronik asit ve peptidlerin yoğunluğuna göre 15 günde bir veya üç haftada bir 2-4 seans yapılmalıdır. yüksek hyaluronik asit içerikli ürünlerin üç haftada bir, iki seans olarak uygulandığında yeterli olacaktır.

    daha önce de yazdığım üzere tedavi edilecek alanda uçuk ve benzeri deri hastalığı olan hastalarda ve ek olarak hamilelerde, emzirenlerde, kanser veya otoimmün gibi hastalıklarda, ilaç komponentlerinden birine karşı hipersensitivitesi olanlarda kullanılması önerilmemektedir.

    ben yaşım gereği ve izin vermediği işlemi babamdan başka doktora yatırmama sözü verdiğim için şimdilik yutkunarak annemi izlemekle yetinmek zorundayım..
    ama yukarıdaki bilgilerle uyumlu bir sürece sahipseniz gözünüz kapalı yaptırabilirsiniz bu aşıyı...

  • dur bakalım çomarlarin belediyelerden, belediyelerden beslenen vakıflardan derneklerden gelen mamaları kesilince görücem ben sizi

    edit: 23 haziran seçimi de kaybedilince mamalar gerçekten kesilmiş sanırım :) başlığı açan yazar kaçmış

  • ablamın bir ortaokul arkadaşı vardı. 5 kardeşlerdi, durumları kötüydü. bir gün birlikte okula giderken annem ayakkabısını görmüş. yırtık ve giyilemeyecek bir haldeymiş. annem çok kafaya takınca bu durumu, babamla birlikte üçümüz bot almaya gitmiştik. ben 6 yaşındaydım. tutturmuştum bir de kazak alalım diye. sonra ablamla ve arkadaşıyla buluşup vermiştik hediyesini. ben "beğendin mi?" diye soruyordum ısrarla. kız inanılmaz mahçup oluyordu, çocukluk işte anlayamıyordum o durumu.

    yıllar sonra ablamın düğününe geldi, orada gördük. avukat olmuş, çok da güzel ve özgüvenli bir kadın olmuş. bana sarıldı ismimi hatırladı, şaşırdım. "unutur muyum seni bana seçtiğin kazağı çok beğenmiştim." dedi güldü. ablam söylemiş kazağı kardeşim seçmiş diye, gülmüşler aralarında çocukken. içim cız etti öyle diyince. bana ilham oldu. karakteriyle, azmiyle, hayatıyla.

  • biz burda söylüyoruz bu hayvanlar tehlikeli diye ama hayvansever duyarı kasıp olayın ciddiyetini anlamıyorlar. bak netflix’te asya’nın en tehlikeli 72 hayvanı belgeselinde sokak köpekleri de var. üstelik türkiye’nin de adını geçiriyorlar. niye medeni şehirlerde böyle olaylar olmuyor. çünkü sokakta köpek yok.

    edit: şu entryde hayvan düşmanı diyorlar. arkadaşım ben olaya sevinmedim. tek derdim rahatça işe gidip gelebilmek köpek kovalamadan.