ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mülakatlarda işe alınmama sebepleri
-
referans eksikliği.digerleri fasa fiso.eğer biri kefil olursa eşşek olsan alınırsın.
edit:keşke normal bir alım süreci yaşansa bende burada yapılması gerekenleri yazabilsem ama maalesef gerçekleri söylemek zorundayım.yazan arkadaşlarımın yapılması gerekenlerle ilgili söylediklerinin çoğu dogru ama onlar,normal insanların yaşadığı normal yerler için geçerli,bizim gibi işlerin amcayla dayıyla yürüdüğü ülkeler için, temenniden öteye gidemez.
annelerin telaffuz hataları
-
plaja filaş dedi geçen gün annem, anam anam canım anam...
yalnız katalitiğe dili dönmeyip katolik deyişi var ki beni benden alıyor. "şu katoliği yaksana evladım" dedikçe gülmekten yerlere yatmamak için kendimi zor tutuyorum.
küçük çapraz çanta taşıyan erkek
-
ayda birkaç günlüğüne olsa da benim bu.
hissedilen sıcaklık 50 derece, ben 1.95'im, 90 küsür kiloyum. bu şartlar altında şirket telefonu, şahsi telefon, sigara paketi, cüzdan, çakmak, anahtar gibi şeyleri ceplere mi doldurayım lan? bu yaştan sonra sırt çantasıyla mı gezeyim?
evet? çözüm bekliyorum.
11 yıl sonra edit: şimdi freebag kullanıyorum herkes çok beğeniyor. zamana göre algı da değişiyor işte.
ricardo allah var
-
(bkz: hava birden busquetsti)
marketteki ürünü tüketip ambalajı kasadan geçirmek
-
kesinlikle hayatım boyunca yapmayacağım, çocuklarıma da yaptırmayacağım davranıştır. bazen denk geliyorum, kasiyerin önüne çöpü bırakıp bunu da geçer misiniz diyenleri. arkadaşım kimse çocuğunun salya sümük yediği çikolatanın çöpünü toplamak zorunda değil. sen çocuğuna bunun için müsade ettiğin sürece o çocuk sen görmeden marketten bi şeyler yiyip, boş paketini de rafların arasına sallamayı alışkanlık edinebilir. kasaya kadar iki dakika dayanamayıp zırlayan o çok akıllı çocuğun emin ol bunu yapar. hatta sen de çocuğun elindekini unutup, parasını ödemeden marketten çıkabilirsin. ki eminim bu davranışta bulunanların sıkça başına geliyordur. yaptığınızda bir sakınca olmadığını düşünüyor olabilirsiniz ama biraz ince düşünmek gerek bence.
ayakkabı fırlatırken dikkat edilecek hususlar
-
önce at, sonra bağır.
dikkat ediyorum, her seferinde önce bağırıyorlar, hedefi alarm durumuna geçiriyorlar, gardını almasına yol açıyorlar, sonra da ayakkabıyı fırlatıyorlar.
yanlış. bin kere yanlış.
a 101 marketin şube açarken kolonları kesmesi
-
sahrayıcedit'te a101 markette marketi yaparken kolonları kestiklerini ben öğrendim. kolonların kesildiğini markette kolon sayımı yaptıran alanında deneyimli mimardan öğrendim. bir binadan depoda yer açmak için kolon kesmek cinayettir. hatay depremini yaşadığımız şu günlerde,22 bin insanın öldüğü şu günlerde kolon kesmiş a101'in sahrayıcedit şubesi için istanbul büyükşehir belediyesi'nin ve a101'in genel merkezinin gereğini yapmasını ve acilen denetim yapılmasını ve gereğini yapması gerekiyor.
konuştuğum mimarda binanın müteahhidiyle tartışmış müteahhit ise belinde silahını göstermiş sonra korkudan muhatap olmak istememiş.tedbir alınmazsa o kolonların kesilmesi deprem olursa burada 200 kişiye mezar olur!
kanıt isteyen arkadaşlar olmuş bu yeterli kanıt değil mi?
görsel
sonumuzun bu avukat gibi olmasını istemiyorsak zincir market açılması için kolonları kesen dükkan sahiplerini şikayet etmemiz gerekiyor!allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun!
görsel
1 ağustos 2015 jetlerin sivilleri vurması
-
normal ailenin pkk kampının yanında işi ne? çok hoş bi yerimle güldüğüm haber.
kuzenim 2008 yılında kurmay yarbay iken şehit oldu, söylediği bir laf vardı. gündüz kahvede yanyana oturup çay içtiğimiz adamlar akşam ellerinde tüfeklerle ateş açıyor derdi.
muhteşem yüzyıl
-
dönemin ve dizinin muhteşem yüzyıl olarak anılmasının sebebi; sanılanın aksine kanuni'nin tahta çıkması değil türk kızlarının saraydan gidip yerlerine ruz kızlarının gelmesiymiş...
kanuni'nin torunları olduğumuz konusunda şüphe yok.
ha laz müteahhit ha osmanlı sultanı ikisi de rus görünce çocuğunun anası olan türk'ü şutluyor..
17 şubat 2015 istanbul kar yağışı
-
otobüse binerken mecidiyeköy'de bir numara yok. bir güzel uyudum. sonra gözümü bi açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım başımda bir çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik(!)” *