hesabın var mı? giriş yap

  • eğer ''kadın haklı'' temalı entry girenler ak troll değilse gerçekten büyük bir sorun var.

    kimse ''seni gazetecilik yaptıgın için hapse atıyoruz'' demez. o kişiyi önce terörist, hain, ajan vs ilan eder ve daha sonra içeri atar.

    ece sevim öztürk sadece 15 temmuz dosyasını incelediği için içeri atıldı, ceza yedi ve 6 ay tutukluluktan sonra daha birkaç gün önce serbest kaldı. ancak şunu farkettim, siz böyle gazetecileri zerre haketmiyorsunuz.

  • adana'da arı sinemasında, eskiler bilir, en arkadaki 2 sıra boydan boya 2li koltuk olurdu, yani koltukların arasında kol koyacak yer olmazdı ve bu da en çok mekansız sevgililerin işine gelirdi. yalnız bu koltukların biletleri çok çabuk bittiği için kalabalık günlerde erkenden gidip kuyruğa girmek sureti ile alınırdı...
    mekansız bir genç olarak ben de o dönemdeki kız arkadaşımla bu güzide sinemaya gitmeye kalktım, ama kader ağlarını örüyordu :
    tam sinemanın kapısında annesine yakalandık ve kız kulaklarından kavranmak sureti ile ellerimin arasından çekilip alındı...
    eh, kendimi bari film seyrederek avutiim dedim ve gidip iki kişilik koltuğuma yayıldım. hemen yanımda bir çift vardı ve adam 25 - 30 yaşlarında oldukça kalıplı iri bir adamdı. biraz sonra nedendir bilinmez bu çift film esnasında tartışmaya başladılar. sanırım adam kıza yaklaşmaya kalktıkça kız olmaz yapma diyordu. derken kız çok kızdı, herifi itip kalktı sinirle sinemadan çıktı, adam peşinden ayağa kalktı, ayıptır söylemesi, o karanlıkta bile çok net algılanabilecek bir çadır durumu vardı ortada... kız çıkıp gitti...
    adam kalakaldı...
    sonra bana dönüp, "eeeee, kaldık mı senle başbaşa şimdi..! " dedi...

    arkama bile bakmadan kaçtım.......

  • olm kafamda tayyip öyle başbakan ki, başlığı okuyunca "sümeyye okuyo mu ya halâ allah allah" diye düşündüm. hayır okusa da bir şey değişmez, bilal kendi başına harvard'ı listelerde dibe vurdurdu, sümeyye öss barajını zor aşmıştı zahir de ne bileyim ya.

    edit:haahahah olaya bak ya haberi okumayacaktım ama okudum ve müdürün dediği şeye bak:"bu konuda size bir şey söylemeyeceğim, çünkü bilgileriniz kesinlikle yanlış." e söyleyip düzeltseydiniz ya, bu ne böyle "herksn derdi bn olmşm dmk ki zamnında iyi kymuşum .s.s" tribi.

  • şimdi akp'liler harıl harıl arıyordur. bulsunlar ki "bakın bu kaza ilk değil" diyebilsin yetkili ağızlar. ama arkadaşım metro kazası desen belki de, vatandaşına iskele demiri saplanmış bir ülke bulman cidden sıkıntılı.

  • işçilerin haklarını almasıyla beraber, projenin imajına leke gelmesin diye medyadan gizlenen işçi ölümleri de gün yüzüne çıkması için duacıyız.

  • koku takıntısı olan bir erkek olarak bazı bilgiler vermek isterim;

    bir japon şirketi yenilebilir kokular üzerinde çalışmaka olsa da henüz yenilebilir parfümler çıkmamıştır. ama yakındır. dış etkenlerle ile birleşen ten kokusunu parfüm ile dengelemek zordur. ta ki doğru tene doğru kokuyu bulasıya kadar. her mevsimin, her dönemin ayrı ten koku salgısı vardır. bunu ancak araştırarak bulabilirsiniz ama ben size biraz yardımcı olayım,

    öncelikle teninizin kokusunu stabil etmeniz gerekir. bunun için ise;

    kötü kokmamıza neden olan besinlerden bahsedeyim. sülfür içeren gıdalar kötü kokuya sebep olur. bu gıdalar; lahana, brokoli, sarımsak, soğan gibi gıdalardır. insanı daha az çekici yapar. etkileri 72 saat boyunca sürebilmektedir. kırmızı et ve şarküteri ürünleri en etkili vücut kötü kokusu iletenlerdir. özellikle dışarı çıkmayı planlamadığınız zaman tüketmemeye dikkat edin. tabi yapabiliyor iseniz.

    birde hoş koku yayan besinler vardır ki bu kokular insanı çekici kılar.

    turunçgiller: canlı ve taze kokularıyla kötü kokuları vücudunuzdan arınmasına yardımcı olur. özellikle ananas, elma, çilek ve portakal bu besinler arasındadır. günde 1 bardak elma suyu gün boyu vücutta daha hoş kokuya sebep olur. eğer bu kürde iseniz insense ultramarine tercih edebilirsiniz.

    kakule: nefes spreyi etkisi olan kakule hızla etkisini göstererek çok taze bir aroma kokusu salgılar. bu ağzınızın ve nefesinizin stabil olmasını sağlar.

    yasemin çayı: tüm bitki çayları gibi yasemin çayı da zararlı maddelerin vücuttan dışarı atılmasını sağlar. dışarı atılan zararlı maddeler vücudun daha hoş bir koku salgılamasına yardımcı olur. bu kürde prada'yı tercih ederseniz etkili olursunuz.

    çemen otu tohumları: geceleyin bir bardak suda bekletilen çemen otu tohumları sabah yenildiğinde gün boyu güzel kokusu hissedilir. eğer bu kürde iseniz issey miyake tercih edebilirsiniz.

    biberiye: biberiye cilt sorunlarını gidermesinin yanında vücutta bulunan kötü kokuları vücuttan atar. cilt sorunları da ciddi kötü koku yayar. eğer varsa böyle cilt yağlanması gibi problemleriniz, bu kürü tavsiye ederim.

    yoğurt: yoğurt içerisinde bulunan yararlı bakteriler özellikle bağırsakta bulunan toksinlerden arındırılmayı sağlar. vücut kokusunu hoş tutmaya da yardımcı olur. eğer çok ağır yemekler yediyseniz muhakkak sonunu yoğurt ile bitirin, aklınızda bulunsun ciddi koku toksini atarsınız. yalnız atarken gaz olarak atacağınızı unutmayın.

    limonlu su: limonlu su vücudun yenilenmesi ve temizlenmesinde büyük bir yardımcıdır. özellikle günlük su miktarını arttırmak kötü kokuları azaltacaktır. lacoste red bu kürde çok başarılıdır ve kalıcılık etkisini arttırmaktadır.

    kekik, tarçın, nane: çok terleyen biri iseniz ya da terlemeye müsait bir ortamda bulunacaksanız bu üç baharat gün içinde güzel kokular yaymanıza yardımcı olacaktır. tommy tercih ederseniz kalıcılık ve çiçek notaları ile etkilersiniz.

    benden bu kadar, gerisi bende gizli kalsın.

  • ekim 2010 tarihli hadisedir:

    şirkete siyah lazer yazıcı almak içün yenibosna'daki starcity avm'ye gittik.
    gitmeden önce netten 5 dk.lık araştırmayla bilgi edindim.

    teknosa'ya girdik...
    yazıcıların etrafında dolaşıp bakınırken, ilgili ve yetkili kişi yanaştı.
    diyalog şöyle :
    cahil satıcı genç : buyrun yardımcı olayım.
    ben: özetle şöyle bişey arıyorum ; uygun fiyatlı, herbişeyi yapmayan, sadece "yazan", siyah, toneri tam dolu, lazer yazıcı alayım.

    --- arkadan biri seslenir, dumura uğranır---
    cühela kasiyer adam: beyfendi hiç bir yazıcı tam dolu kartuşla gelmez !
    ben: ?! olanları var.
    cü.k.adam: mümkün değil !
    ben: brother hl2040 var örneğin ?!
    cü.k.adam: biz brother satmıyoruz...
    ben: olabilir de toner kartuşu tam dolu bir modeldir örneğin. samsung clp315 satıyorsunuz, o da tam dolu !
    cü.k.adam: ...neyse arkadaş size yardımcı olsun

    cahil satıcı genç'e dönülür...
    ben: özetle şöyle bişey arıyorum ; uygun fiyatlı, herbişeyi yapmayan, sadece "yazan", siyah, toneri tam dolu, lazer yazıcı alacağım.
    cahil.s.genç : (epey alaycı tavırla) ehehe lazerlerin renkli yazanı yok ki zaten !
    ben: ?!?!?!?! ........(mavi ekran...dakikada iki dumur kaldıramaz bünye)
    3 saniye sonra,
    ben: nasıl yani ?
    cahil.s.genç : lazer yazıcılar hep siyah yazar, renklisi çıkmadı hiç !
    ben: ?!?!?!?! ........(mavi ekran...system error veriri...yazık lan bana)
    etrafa 2 saniye bakılır...
    ben: bu tarafa gel !
    orada ortaya öbek yaptıkları samsung clp315'in kutusunun üzerindeki yazı işaret parmağıyla gösterilir...
    ben: oku bunu !
    cahil.s.genç : ..rrenkli lazer yazıcı...

    sonuç: hl2040 orada olmadığından çıkılır, karşı komşu migrosa gidilir. orada bulunur, alınır.
    elbette ki orada yetkili de tonerin %100 dolu olamayacağını iddia eder. gidip depodan koliyi getirir, ona da üzeri okutulur !
    çünkü kolide 35 cm çapında etiketle tam dolu toner yazar !

    2014 editi:
    acemilikleri ve mesleğine cahilliği had safhada olan vatan bilgisayar'da bi genç arkadaşa bu olayı anlatırken, bi başka vatan görevlisi "hiç bi yazıcı tam dolu tonerle gelmez !" diyerek beni benden almıştır !

    trajik ve komik olan ise, bunu söyleyen cahil vatan bilgisayar neferinin 50 cm önündeki samsung yazıcı kutusunda 25 cm çapında "tam dolu kartuş" ibaresi olmasıdır !

    lan bu görevlileri nasıl alıyorsunuz işe ?
    feysbuk hesabı olmaları yeter kriter midir sizin için?