hesabın var mı? giriş yap

  • önemli edit: bazı yazarlar başlıktaki dolandırıcı nitelemesinden ötürü dava edilmem gerektiğini söylemiş. kolaya su katmak, kimyasallarla et tadı bile olmayan içerikler üretmek, 30-40 dakikada kuryeyle teslimat vaat edip 2 saatte getirmek, eksik ürün gönderip bu konuda vatandaşlara yardımcı olmamak, gramajı değiştirip gerekli bilgilendirmeyi yapmamak, yanıltıcı görsellerle alakasız ürünler satmak dolandırıcılıktır. dava korkusuyla insanları susturmaya çalıştığınız yetti, artık canımıza tak etti! susmayacağız, en önemli konu da olsa en saçma konu da olsa eleştirmekten çekinmeyeceğiz. avukat ordusuna güvenen şirketlerin insanlara zulmüne ses çıkartamazsak her hukuksuzluğu kabullenen bir sürüye dönüşürüz.

    kalitesiz ve küçük ürünler:
    yurtdışında fast food tüketen her insanın da belirttiği üzere ülkemizdeki fast food ürünleri tatsız, kalitesiz, kuru ve daha küçük porsiyona sahip. sağlık sorunu ve yeme bozukluğu olmayan vatandaşlarımızın dahi dert yakındığı konu satın aldıkları tek menü ile doymuyorlar.

    popeyes pop burgere ait bir görsel görsel
    burger king whoppera ait bir görsel görsel

    fiyat:
    karşılaştırma yapmak adına büyük şirketlerin en bilinen ve tercih edilen menülerini tercih edersek;
    -bigmac türkiyede 160tl (5.24$)
    -amerikada eyaletler arasında farklar mevcut 4.50$ - 7$

    -whopper türkiyede 175tl (5.72$)
    -amerikada 4.20$ - 6.50$

    -kfc tavuk burger türkiyede 120tl (3.93$)
    -amerikada 1.75$

    görüldüğü gibi fiyatlar dolar bazında bile türkiye ile aynı ya da daha pahalı. ama ekonomi kötü, ama kur yüksek gibi söylemler boşa çıkıyor.

    maaliyet farkı:
    karşılaştırma yapılabilecek sektörün önde gelen şirketlerinde giriş seviyesinde çalışan ücretleri amerikada eyaletler arasında farklar olsa da 2000$ ile 2500$ arasında değişiyor.

    türkiyede ise asgari ücretin biraz üstünde maaş ödendiği tahmin edilirse çalışan maliyeti vergi ve sigorta ile beraber 25.000 türk lirası civarında. bu da yaklaşık 820$ ediyor. arada neredeyse 3 kat fark mevcut.

    et fiyatları ülkemizde daha pahalı olsa da diğer içeriklerin hepsi karşılaştırma yapılan bölgelerden daha ucuz.

    kira fiyatları karşılaştırması yapmak pek mümkün değil çünkü bölgeye ve şube büyüklüğüne göre çok değişken. öte yandan kur farkından ötürü burada büyük bir farklılık olduğunu sanmıyorum.

    hizmet:
    herhangi bir yemek satış sitesine girip yorumlara baktığımızda insanların sadece şikayet ettiğini görüyoruz. eksik ürünler, soğuk ve kötü hazırlanmış yiyecekler. kimi yanık kimi pişmemiş etler. 3 saati bulan teslimat süreleri... liste uzar gider. peki şirketler çözüm sağlama konusunda ne yapıyor? hiçbir şey yapmıyorlar. tüketim yapanlar mağdur olduklarıyla kalıyorlar. şubelerde yaşanan olaylar hakkında da pek çok şikayet mevcut. eksiksiz bütün şirketlerin şikayetvar üzerinde yüzlerce çözülmemiş şikayeti bulunuyor. oldukça kötü bir hizmet anlayışı mevcut ve bu artık şirketler adına normal, göz ardı edilebilir duruma gelmiş.

    mcdonaldsdan yapılan bir siparişin teslim edildiği durum görsel

    sonuç: tüm giderleri tl olan, kur avantajına sahip olmasına rağmen fiyatları amerikadaki eşdeğerlerinden daha yüksek olan bu şirketler daha kalitesiz, daha küçük içerikleri daha kötü bir hizmet ile müşterilerine sunuyor. bunları yaparken de çalışanlarını yoğun iş koşulları sebebiyle mağdur ediyor. müşterilerin geri dönüşlerine asla cevap verilmiyor ve hatalı eylemleri sonucu herhangi bir yaptırıma uğramıyor.

    dipnot: fast food ürünleri sağlığa zararlıdır ve az tüketilmesi gerekir. başlığın amacı kötü ve fahiş fiyatlı hizmet veren ünlü fast food şirketlerini eleştirmektir.

    kullanılan kaynaklar:
    amerikadaki menü fiyatları
    fikir oluşturması adına malzeme fiyatları
    tahmini çalışan ücretleri

    edit: amerikada ikamet eden bazı yazarların uyarısı üzerine kaynakta menü fiyatları yerine tekli burger fiyatları yazıldığı bilgisi geldi. bu bilgi üzerine gerekli düzenlemeler yapıldı.

  • akp gidene kadar ben bunları eleştirmem hatta desteklerim. ne zaman akp gider işte o zaman petek dinçöz foolish casanova muamelesi yapar yerin dibine sokarız*.

  • comodor 64 den beridir oyun oynarım. 25 küsür sene filan işte. tetristen wow'a veya her türlü stratejisinden frp oyunlarına kadar bana keyif veren her oyunu da oynarım.

    oyun oynamak bir hobidir. bilgisayar oyunları ben bilgisayara, donanıma, teknolojiye, network tabanına, programlamaya daha da yaklaştırdı. büyüdükçe merak ettim. merak ettikçe ailem bana öğrenmem için destek oldu. daha da büyüyünce bunlar ile kendimi eğittim ve hala eğitiyorum.

    şimdiki işim de bilişim. kendi işim. çocukken hobi olarak uğraştığım şeyden artık para da kazanıyorum.

    ben hiçbir zaman gta oynadım diye bir psikopatlık yapmadım. silence hill oynadım diye bende hiçbir korku oluşmadı. geceler boyunca commandos oynadım diye hiçbir zaman savaş yanlısı olmadım.

    26 yıldır monitöre yakından baktım. bir gözüm 1 diğeri 1.5 numara ki bunlar da 2 sene önce geçirdiğim beyin kanamasından sonra oldu. yani büyük ihtimalle monitör ile ilgili bile değil.

    şimdi bakıyorum ailelere sürekli çocuklarını bilgisayar oyundan uzak durması tavsiye ediyorlar. bana göre bu hiç doğru değil.

    aileler çocuklarını bilgisayar başında tek başına bırakırsa tabi ki çocuk psikopat da olur, manyak da olur, sinir hastası da olur..

    aile küçük yaşta çocuğun bu hobisini keşfederse, bu sistemin nasıl olduğunu, nasıl çalıştığını, çocuğun benzer şeyler yapabilmesi için neler gerektiğini çocuğa aşılarsa oyun bu çocuğa zarar değil yarar sağlar.

    bu örnek çocuğun tüm hobileri için geçerlidir aslında. örneğin çocuğun arabalara ilgisi varsa ve içindekileri merak ediyorsa bırak parçalasın oyuncak arabalarını. içinde ne olduğunu öğrensin. parçaların çalışma mekaniklerini görsün. ileride bunun eğitimini alıp o parçaları üretsin.

    eğer çocuğun oyuna ilgisi varsa bırak oynasın. oyunu nasıl yaptıklarını anlatın ona. arkada nasıl mekaniklerin çalıştığını, bilgisayarın hangi donanımları sayesinde bunu oynayabildiğini anlatın ona. eğer bir strateji oyunu oynuyorsa bırakın kendi kendine bir sürü taktik geliştirsin. ülkesini savunmayı, düşmanını nasıl zayıflatacağını ve yeneceğini kendisi öğrensin. merak etmeyin bu şekilde beyin fırtınası yapan çocuk savaşmayı değil, kendi hayat stratejisini de yönetmeyi öğrenir.

    sen çocuğunla ilgilenmemek için oturt bilgisayar karşısına, neler yapıyor hiç kontrol etme, sonra benim çocuğum manyak oldu diye üzül... o iş öyle değil işte.

    bilgisayar oyunu oynamak kötü bir hobi değildir. fakat kontrolsüz şekilde çocuğu bilgisayara salmak çocukta ciddi problemler oluşturabilir.

    bir kişinin hobisini işe çevirmesi, o kişinin hayatı boyunca kendisine yapacağı en büyük iyiliktir. hobi demek sadece müzik veya resim yapmak değildir. hobi kişinin ilgi duyduğu alandır. hobisi ile uğraşan kişi hem öğrenimde hem uygulamada diğer herşeyden kat ve kat fazla yeteneklidir.

    ebebeynler bu konuda engelleyici değil teşvik edici ve eğitici olmalıdır.

  • başlığın tam hali ahmet hakan'ın sokak röportajları yasaklansın önerisi olacaktı, malum sınırdan dolayı kısaltıldı.

    ahmet hakan'ın bugünkü yazısında bahsettiği zırva

    --- ilgili kısım ---

    sokak röportaji yasaklansin

    hayatimda hiçbir zaman yasakçı bir tutumum olmadı. tek istisnası var bunun: sokak röportajları.

    yasaklansın istiyorum bu röportajlar.

    * komşuyu komşuya, anayı oğula, amcayı yeğene, dayıyı bütün mahalleye, mahalleyi şehre, şehri ülkeye düşman eden bir fitne odağı sokak röportajları.

    * öfke, nefret, kin duyguları ekiliyor tüm topluma bu sözüm ona röportajlarda.

    * nasıl edilir, nasıl yapılır bilmiyorum ama ülkemizin esenliği açısından eline mikrofon alanın dayıları birbirine kırdırdığı bu zıpırlığa bir son vermenin vakti geldi de geçiyor.

    --- ilgili kısım ---

    gazeteciyim diyen birisinin gazetecilikle alakalı bir konu ile yasak kelimesini yanyana kullanması, halkın sesini duyurabildiği bir alanda yasak istemesi sadece dikta ile yönetilen bir ülkedeki gazeteci bozuntusundan beklenirdi.

    yakışır

  • üniversite, yüksek, askerlik derken...

    3-4 yıllık iş deneyimiyle birlikte kurumsal bir şirkette senior web developer falan olurdu şu yaşıyla. (bkz: alkış)

    iş çıkışı mochasını içer, boş vakitlerinde twitter'da karı-kız kovalar ve her zaman aklında olan kendi şirketini açma hayali toplum baskısı sonrasında yapmak durumunda kaldığı evlilikle biterdi.

    sonrasında ne bileyim... görümce, elti ne boksa işte onların evinde çoluk çocukla beraber beyaz çoraplarıyla bağdaş kurmuş vaziyette çay içerken, acun programlarına katıla katıla gülerdi.

  • tur bisikleti ile uğraşıyorum, anadolunun bazı yerlerine pedal çevirdim. hani kıyıda köşede kalmış dağ köyleri falan, tamam çok lakap duydum da. köylerinden birinde resmen muhtar bize şunu dediler, git kahveye şerefsiz mustafayı sor size yer göstersin.

    kahveye gittik. mustafa bey orda mı dedik, hangi mustafa dediler. şerefsiz olanmış dedik. şerefsiz mustaaaf benim diye birisi kalktı. çok distopik bir anadolu insanımız var adam bide benimsemiş ya sdlkfsşdfşlsd.

  • bir çok sebebi var,

    internetin her mecrasında sürekli videolar izliyoruz, reels, shorts, hikaye vb. ve bu videoların kalitesi arttı, dolayısıyla tüketim de arttı.

    aynı şekilde basit bir haber sitesinde bile onlarca fotoğraf vs.

    ve hala operatörler sattıkları paketleri 10 gb , 20 gb olarak veriyor.

    yetmiyor, yetiremiyoruz.