hesabın var mı? giriş yap

  • bugün yaşanan versiyonu tamamen takdir-i ilahidir.
    yetkililer nereden bilebilir ki trafik kazası olacağını?
    elbette son derece inanılması güç bir olay olan bu kazanın kaldırılması da uzun sürüyor.
    hani deseniz ki istanbul sık sık trafik kazası yaşanan bir şehir, amenna, hepimiz kızalım yetkililere.
    ancak en son kazanın 1953 yılında yaşandığı bir dostluk, barış, kardeşlik ve sevgi kentinden söz ediyoruz. lütfen eleştirirken bunu da göz önüne alın, yapıcı eleştirin, edebsizlik yapmayın.

  • o ağlayıp hiç susmayan bebe kürt çocuğu olaydı, empatinin dibinie vurup, demagojinin kaymağını yapıp, hepimizin yüreklerini dağlayabilecek performansa sahip, yazar.

  • avrupanın da birçok ülkesinde aynı uygulama var. isviçre'de şehrin merkezinde iyi sayılabilecek bir apartmanda otururken, tüm apartman ortak kullanırdı makineyi. üstelik de tam bir isviçreli planlaması ile. elindeki kartı makinenin üstündeki switch'e sokardın ve kullanılan elektrik senin dairenin sayacını çalıştırırdı. böylece kimsenin hakkı geçmezdi.
    10 dairelik apartmanda, hiçbir zaman da sıra olmazdı. giderdin, yıkardın. o kadar.
    işe ekonomik açıdan baktığımızda türkiye'yi düşünelim. koca bir makine ve pek de ucuz sayılmaz. haftada max 3 kere çalışır ve toprağın değerli olduğu bir ülkede, dairenin kullanım alanından çalar. isviçrede çoğu evin, oda kapılarının sürgülü olduğunu, böylece daire kullanım alanlarını arttırdığını da ekleyelim. çamaşır makinesinden nereye geldik amk. sonuç israfın önüne geçmektedir :)

  • paraları iade edin koçum. paraları aldık, rezillik yaşattık. eee? beklenen nedir? bir yere bağışlamanız, binlerce hasta var işi parayla çözülür. binlerce muhtaç var, okul var, lösev var, doğayı koruma vakıfları var. var oğlu var!

    bunların yaptığı: helal edin.

    -biz bi bok beceremedik. bunun için parayı peşin aldık.
    +iade et?
    -helal edin:(

    bu ne lan?

  • bakın bu listedeki adamların hiçbirinin para kaygısı yok. olmayacak da. sikinde olmasa hayatı hiçbir şekilde olumsuz etkilenmez. aksine olumlu bile etkilenir yani.

    bu insanlar ve adını bilmediğiniz ünlü ünsüz yüzbinlercesi; fakir, durumu olmayan insanlar daha iyi şartlarda yaşasın diye,

    kışın kombinin ayarlarını radyo frekansı hassasiyetinde kısıp da 5 kilo yorganın altında titremeden uyusun diye,

    aptal saptal ezberci bir sistem değil de, adam gibi bir eğitim sisteminde çocukları büyüsün diye,

    kursağında kurbandan kurbana değil de, düzenli ve dengeli et girsin diye,

    yarın mahkemeye işi düşse parası ve nüfuzu olana haklı dahi olsa kaybetmesin diye,

    emekli olunca 200 dolara yaşamaya çalışmasın, ek iş kovalamasın, bir ayağı çukurdayken ev geçindirmek yerine torunlarıyla vakit geçirsin diye,

    belki de hapse girmek, en hafif ihtimalle itibarsızlaştırılmak pahasına bunları söylüyorlar.

    işin acı tarafı ne biliyor musunuz?

    bu korumaya çalıştığı, iyi yaşasın istediği insanlar da "goyduk muah, ayasofyada namaz kılacam ben" derdinde...

    ne denilebilir ki.
    medeniyet öyle her kotun üstüne giyebileceğiniz bir gömlek değildir. her toplum kaldıramıyor işte...

    imla ve çomar update editi: oy oy oy ne kadar düşük iqlu çomar çaylak varsa entry numarasını alan gelmiş yeşile osbir çekiyor.

    bana cahil diyen 80 iqlar;
    olum entrylerinize bakıyorum da, aranızda bahçeli'yi iyi bir siyasetçi diye öven var lan.

    bahçeliyi... mehmet bahçeli evet.

    akdjdkslfl gülmeden yazamadım amk... şimdi sizi kaale alıp bi de cevap mı yazalım mesajlarınıza olum? illa rencide mi edelim? illa kilolarınızla iqnuzla mı dalga geçelim?

    napalım şimdi?

  • yıl 2008
    baba işçi
    iki kardeşiz, birimiz bebek sayılır, diğerimiz ilkokul öğrencisi
    anne çalışmıyor,
    baba tüm birikimiyle (42.000tl) altınoluk'tan yazlık alıyor, sıfırlanıyor.
    yıl 2009
    aradan tam bir sene geçmiş,
    ötv indirim kampanyası var
    baba 0'dan kenera koyduğu 17.000tl'ye sıfır km dacia logan alıyor.

    hala o arabayı kullanarak yazın yazlığımıza gidiyoruz,
    bebek kardeşim de büyüdü, ben de.
    ikimiz de çalışıyoruz
    fakat işçi babamın iki senede yaptığının üzerine, bir ömür çalışsakta bir tuğla koyamamızın mümkün olmadığını şimdiden kabullenmişiz.
    ne yazık bize, çalışıp hiçbir şey alamayışımıza...

  • 1850den başlayan, 5 kuşağın olduğu benim 37.sırada olduğum tabloda ben de dahil 35 kişinin nüfusu bizim köye kayıtlı. premium gold köylüyüm.

  • bu tavsiyelere kulak verin bence, çünkü yaşayan adam gelir anlatır burada ve hepsi birer ayrı tecrübedir. şimdi olacağı gibi;

    öncelikle, aileniz çok zengin değil, miras falan kalmadıysa, en az 6 aylık şahsi giderlerinizi (kiradaysanız, kira, yemek, içecek, sosyal hayat için gereksinimler, vs) bir kenara koyun ve bunu unutun.

    ilk başlarda şaşalı ofislere, sekreterlere, elemanlara gerek yok, bunu da unutun. 300-400 liraya bir ofis tutup, bir masa iki sandalye başlayabilirsiniz. hatta direkt home office de başlayabilirsiniz. ama evde çalışamıyorum, olmaz derseniz ilk söylediğim bence makuldür.

    belli bir portföyünüz olmadan asla başlamayınız. ben şirketimi kurayım da nasıl olsa bir şekilde müşteri bulurum diye sakın ama sakın düşünmeyiniz, bu hataya düşmeyiniz.

    bir arkadaş ortaklık kötü demiş, buna katılmakla birlikte, ama'lı bir cümle daha ekleyeceğim. ama finansal destek sağlayacak güvendiğiniz ortaklara da yüzünüzü dönmeyiniz. zira ilk zamanlar hiçbir banka sizin suratınıza bakmayacağından finansal destek çok önemlidir.

    alacaklarınızı sıkı takip etmeli, tahsilatta gerekirse işi yüzsüzlüğe vurmalısınız, yoksa 90 gün vade olur size 150 hatta 180. sonra bağıra bağıra batar gidersiniz. nakit akışını sağlamak en öncelikli göreviniz olmalı

    sözleşmesiz iş yapmamalısınız. unutmayın ki; piyasada herkes sizin gibi düzgün, sözüne sadık değil.

    hiçbir zaman dürüstlüğünüzü kaybetmeyin. belki başlarda bu yüzden iş kaçırdığınız zamanlar bile olacaktır. ama bir kez adınız dürüst olarak piyasada nam saldı mı, sizi kimse tutamaz.

    böyle gaz verip de entarime son dikişi atarım işte. haydi hayırlı işler.